1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında hastaların yanında yürüyen ailelerin yükünü hafifletmeye çalışan derneklerle konuştuk. Kimi verdiği bilgiyle yol gösteriyor, kimi şehir dışından gelenlere sıcak yuva sunuyor; görünmeyen kahramanlara destek oluyor.
Ciddi bir hayran kitlesi var. Organize olup röportaj yapılması için etkinlikler düzenliyor, ismini sık sık sosyal medya gündemine taşıyorlar. Uzun süredir bana gelen yorumlarda ve mesajlarda da hep onunla söyleşi yapmam isteniyordu. Durum böyleyken son dönemin parlayan isimlerinden Barış Baktaş’la buluşmak şart oldu. Batman’da başlayan hayatını, aşiretini, oyunculuğa geçişini, evliliğini konuştuk.
Ailemizde kanser, diyabet veya alzheimer gibi bir hastalık olması bizim de bunlara yakalanacağımız anlamına mı geliyor? Bu sorunun cevabı evet de olabilir, hayır da. Doç. Dr. Gülsen Meral ‘Genlerle Dans’ isimli kitabında DNA’nın kader olmadığını, yaşam tarzımızın ve çevresel faktörlerin hastalıkların oluşmasında büyük etkisi olduğunu anlatıyor.
Louvre Abu Dhabi Müzesi ve Koç Müzesi’nin daimi koleksiyonlarında da eserleri olan seramik sanatçısı Melis Buyruk’la kariyer yolculuğunu, ince detaylardan oluşan çalışmalarını konuştuk: “Hiçbir zaman büyük resme bakmadım. Hep ince, ufak, kimsenin dikkat etmediği şeylerle ilgilendim” diyor.
Alternatif sahnenin bu sene yıldızı parlayacak isimlerinden bir liste hazırladık. Punk’tan elektronik müziğe, poptan rock’a farklı türlerde yaptıkları müzikle kendilerine has bir dil oluşturan bu müzisyenleri, müzik yöneticileri ve prodüktörler yorumladı.
2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü yaklaşırken üniversitede sosyal hizmetler bölümünde okuyan Deniz Köse ve annesi Buket Köse’yle buluştuk. Onlarınki bir ‘otizm masalı’... Buket Köse “Bir okulda ya da eğitim sisteminin içinde kabul edilmek o kadar zor ki, bu süreç Deniz’in otizmini kabullenmekten daha zordu. ‘Bu çocuğun yeri burası değil’ diyenler oluyor ve bu çok acıtıcı” dese de anne-oğul pozitif enerjileriyle zorlukların üstesinden geliyorlar.
Açıldığı günden bu yana yurtiçi ve yurtdışında 120’yi aşkın sergi düzenleyen ve Picasso’dan Chagall’a önemli sanatçıları Türk sanatseverlerle buluşturan Pera Müzesi, 20 yılı geride bıraktı. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol müze için “Zengin ve renkli bir kültür geçmişinin günceli ve geleceği de kucaklayan temsilcisi” diyor.
Karmaşık hisler içinde yürürken bastonumu durak diye dikilmiş direğe ‘çın’ diye vurdum ve kafamdakiler biraz yerli yerine oturdu. Neyi, neden giydiğimizi düşünürken anladım ki görülmek, görmekten daha önemli...
Tıpkı bizim gibi hayvan dostlarımız da mevsim geçişlerinde bir uyum süreci yaşıyor. Bahar aylarında tüyleri daha çok dökülmeye başlıyor, hormonları değişiyor ve bu yüzden daha enerjik oluyorlar. Polenler onları da rahatsız edebiliyor. Pire ve kene gibi parazitler de cabası…
Günümüz insanı her gün yoğun bilgi akışıyla karşı karşıya. İstesek de istemesek de, kullandığımız her sosyal mecrada bilgi bombardımanına maruz kalıyoruz. Uzmanlar bu durumu artık bilgi obezitesi olarak tarif ediyor. Bunun dikkat dağınıklığı, stres, kaygı ve bilişsel tükenmişliğin yanı sıra ciddi unutkanlığa sebep olacağını söylüyorlar.
Doğanın iyileştirici gücüne dair yepyeni keşifler yapılıyor, Almanya’daki yavru pandalar Leni ve Lotti ilk kez açık havanın tadını çıkarıyor. Yaren Leylek’le Adem Yılmaz buluştu ama göç yolları göçmen kuşlar için tehlike saçıyor...
Exeter ve Viyana üniversiteleri tarafından yapılan bir araştırmaya göre, doğa videoları izlemek ağrı hissini hafifletip beyindeki ağrı algısını değiştiriyor.
Berlin Hayvanat Bahçesi’nde Ağustos 2024’te dünyaya gelen panda yavruları Leni ve Lotti ilk kez açık havada keşfe çıktı.
Kilim dokumasını geleneksel formlarından uzaklaştırarak özgürleştiren, kendine has bir dil oluşturan Belkıs Balpınar’ın eserleri, galeri Anna Laudel’de sergileniyor. Balpınar “Boşluk da bir değerdir. Eserlerimdeki boş ipler yani dokunmamış olanlar, o boşluğu ifade etmeme sebep oluyor” diyor.
Sosyal medyada trendler çok hızlı değişiyor. Dün popüler olan, bugün sıkıcı, demode sayılabiliyor. Acımasız bir dünya... Eğer kuralına göre oynamazsanız bir anda yeniliklere adapte olamayan, sıkıcı bir kullanıcıya dönüşüyorsunuz. Üstelik yaşınıza bakmaksızın ‘boomer’ (moruk) olarak damgalanıyorsunuz. Peki, ne yapmak gerek?