Papandreu'nun dilinin altındaki bakla

YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Papandreu'nun Ankara'ya gelişi dikkat çekiciydi.

Kıbrıs pazarlıklarının kritik bir dönemece geldiği günlerdePapandreu'nun yeni bir öneri getirdiği anlaşılıyor.

Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış dün Brüksel'e gitmeden önce yaptığı açıklamada, Yunanlı meslektaşının masaya net bir şey koymadığını ifade etti.

Net değil, ama yeni bir öneri için bir zemin yoklaması yapıldığını söylemek mümkün.

Nedir bu yeni öneri?

* * *

PAPANDREU, BM Genel Sekreteri Annan'ın Kıbrıs'ta taraflara verdiği çözüm planının çerçeve anlaşmasının 12 Aralık'a yetişmeyebileceğini söylüyor.

Kıbrıs'ta, gerek Rum gerek Türk liderlerin de anlaştıkları, belki de tek nokta bu. Zamansızlık.

Eğer anlaşma 12 Aralık'a yetişmezse, Kıbrıs'ın AB üyeliğinin ertelenmemesi ya da özel bir statünün gündeme getirilmemesi için Avrupa Birliği'ne bir mesaj vermek istiyor Papandreu.

'Bu defteri kapatmıyoruz.'

Bunu demenin yolu ise müzakerelerin sürdürüldüğünü göstermek. Bu da yeterli değil, her iki tarafın da makul bir süre içinde müzakereleri tamamlayıp, birleşmiş Kıbrıs'ı Avrupa'ya taşıma iradesine sahip olduğunun kanıtlanması gerekiyor.

Bu nedenle Türkiye ve Yunanistan da bu gayretin içinde aktif ve görülür biçimde olmalı.

Papandreu görüşmelerinde, 'ülkelerimiz ortak gayret gösterebilir' diyor.

* * *

YENİ bir öneri mi var masada? Aslında yok gibi görünüyor. Ama var. Ve bu öneri bana Turgut Özal'ın bir zamanlar gündeme getirdiği 'Dörtlü Zirve' yaklaşımını anımsatıyor.

Sorunun Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıslı Türk ve Rum liderlerinin katılacağı bir süreçte masaya yatırılması ve konuyla ilgili dört tarafın birlikte çözüme ulaşabileceklerini öngörüyordu bu öneri.

Zaten, Papandreu'nun gelmeden önce yaptığı açıklamalarda, 'Garantör olarak Ankara'yı ziyaret ediyorum' demesi de aynı pozisyonun ipuçlarını taşıyordu.

Kıbrıs sorunu, esas olarak Türkiye ile Yunanistan arasında bir sorundur. Konuyu bu çerçeveden ayrı tutarak çözüm mümkün değil.

Türkiye'nin ve Yunanistan'ın güvenlik değerlendirmelerinde Kıbrıs'ın yeri olmasaydı, önce Birleşmiş Milletler, şimdi de Avrupa, bu kadar uğraşır mıydı acaba bu sempatik Akdeniz adasıyla?

Yunanistan'ın izlediği 'Kıbrıs sorunun çözümünü Avrupa'ya havale etme' politikası da yeterli olmadı.

* * *

KIBRIS çözümü esas olarak Türkiye-Yunanistan ve Kıbrıs'ta iki yönetim arasındaki müzakerelerle sonuçlandırılabilir. ABD ve Avrupa'nın desteğiyle tabii.

Pratikte de öyle oluyor.

Ancak, Papandreu'nun önerisi net değil. Dörtlü çerçevede sadece Kıbrıs sorunu ile mi sınırlı olacak, yoksa Ege sorunlarını da içerecek mi? Hiçbir şey belli değil. Bu önerinin içi dolarsa yararlı sonuç da verebileceğini düşünüyorum.

Ama belli olan bir şey var. O da, Türkiye Avrupa çatısının altına girmedikçe Yunanistan'ın da orada tek başına rahat edemeyeceği gerçeği.

Osmanlı çatısı altındaki kardeşlikten, Avrupa çatısı altındaki kader arkadaşlığına Kıbrıs ile birlikte geçmek hayal değil.
Yazarın Tüm Yazıları