Özgür Toplum Partisi yedekte

Genel Başkanı, yıllardır politika yapan Kürtlere bile yabancı. Partinin adını da kimse duymuyor.

Özgür Toplum Partisi. 6 Haziran 2003’te kuruluyor. Genel Başkan Ahmet Turan Demir. Partinin amblemi doğmakta olan güneş.

Partiyi ve genel başkanı kimse bilmiyor ama, şimdi gözler bu partide. Günün birinde DTP’nin kapatılma olasılığına karşı, vaktiyle kurulmuş, yedekte tutulan bir parti. Özgür Toplum Partisi DTP’nin yedeği. Sadece bu amaç için kurulmuş parti.

Bu önlemden şunu anlamak mümkün. Hukuki gelişmelere göre, DTP ekibinin önümüzdeki günlerde, yeni bir parti kurmaya gerek kalmadan, Özgür Toplum Partisi içinde yer almaları söz konusu olabilir. Eğer, bu partiyi hálá kendi yedekleri olarak görüyorlar ise...

Başka bir parti de kurabilirler. DTP kapatılıyor, diye, siyasal arenayı terk etmelerini beklemek yanlış.

VAZGEÇİLMEZ UNSUR

Partiler tanımlanırken, kara kaplı kitaplara, demokrasinin ve siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru siyasal partiler, diye yazmak iş değil.

Bizde öyle bir pratik var ki, partiler kapatılmanın vazgeçilmez unsuru haline dönüşüyor. Bizim siyasal tarihimiz kapatılan partiler çöplüğü. Çünkü, ifade özgürlüğü kısır. Çünkü, demokratik zihniyet geri. Çünkü, ne siyasal, ne sosyal, ne kültürel anlamda demokrasiyi içine sindirmiş bir ülke değil, bizim ülkemiz.

İşimize gelmiyor mu, kapat gitsin. Sanki, kapatınca sorun çözülüyor. Kapatınca, sanki yerine yenisi kurulmuyor. Sanki, HEP, DEP, HADEP kapatılınca, yerine yenisi kurulmuyor mu?

Onlar kapatılınca, terörle mücadelede olumlu sonuç mu alınmış oluyor? Terörün sonu mu geliyor?

PKK ZİL TAKIP OYNUYOR

Buna karşılık, DTP’nin sudan çıkmış ak kaşık olduğunu söylemek güç. Çünkü, teröre karşı çıkmıyor. Sorun burada.

Dünyadaki örneklerine bakınca, teröre doğru ve haklı olarak, hiçbir yerde prim verilmiyor. O zaman DTP’nin de, terörle bağlantısını koparmak gerek. Bunun için, kapatmak ve bir kenara itmek yerine, DTP ile diyalog kurmak gerek. Bıkmadan, usanmadan.

İtirazları duyar gibiyim. DTP ile diyalog onları hizaya getirmez, bu boş bir uğraştır, itirazları. Hayır, siyasal iktidarın ve bütün partilerin görevi, DTP ile diyalog kurmaktan geçiyor.

Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimi
doğru bir çıkış yaparak, DTP’nin kapatılması için açılan davayı eleştiriyor. Eleştirmek yetmiyor. DTP’yi ikna etmek gerekiyor. Uzun ve zahmetli bir iş. Ama, gerekli olan bu.

Buna karşılık, PKK canını dişine takmış, DTP’nin kapatılmasını istiyor. Kendi terörüne, kendine göre, bir gerekçe daha bulmak üzere.

PKK şu anda zil takıp oynuyor. DTP’nin kapatılmasını büyük bir iştahla bekliyor.

İSPANYOL ÖRNEĞİ

Sık sık İspanya örneği veriliyor.

Türkiye ile İspanya arasında çok ciddi bir fark var. İspanya’da ayrılıkçı fikri savunmak suç değil. Nitekim, böyle bir parti halen İspanyol Parlamentosu’nda var. Bizde buna teğet geçmek bile, imkansız. Hemen suçlu sandalyesine oturmak işten değil.

Türkiye ile İspanya arasındaki fark, gerçek bir demokrasi zihniyeti farkı. Böyle bir zihniyeti yerleştirmek için, bir fırsat var. Yeni Anayasa bunun fırsatı.

Kaldı ki, Kürtler arasında ayrılmayı çok küçük bir azınlık savunuyor. Kürt halkının ezici çoğunluğu Türkiye ile birlikte yaşamak istiyor. Bir zamanların Kürt milliyetçileri buna dahil.

Tarihle yüzleşmek yasak

GENELKURMAY’ın emekli generallere sus emri çok vahim.

Bir süredir TV ve gazetelerde emekli generaller konuşuyor. Aslında, o konuşmalar, anlatılanların ötesinde anlam taşıyor. Bir açıdan, tarihle yüzleşmek. Terörle mücadelede nerelerde hata yapıldığını anlatıyorlar. O hatalar bilinmezse, birinci elden anlatılmazsa, biz hep aynı döngü içinde, gelgitlere mahkum olmaz mıyız?

Kaldı ki, verilen ceza komik. Orduevlerine, askeri garnizonlara giriş yasağı. Emekli komutanları rencide etmiyor mu bu "ceza"?

Parti işimize mi gelmiyor, kapat! Biri, işimize gelmeyen söz mü söylüyor, yasakla!

Yasaklar ve yasaklar, nereye kadar?
Yazarın Tüm Yazıları