Özdalga’dan son dalga

EN çok bu karikatürü anlatıyor Almanlar. CHP’yi eleştirmek üzere.Üzerinde CHP yazılı bir otobüs ana yolda sol şeritten gidiyor. Otobüsü görenler kenardan bağırıyor:

"Sol şeridi boşuna işgal ediyorsun, çekil oradan."

Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile CHP’nin arası uzun süredir açık. Geçen ay Türkiye’ye gelen SPD milletvekilleriyle buluşuyorum. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, onlardan yine bol bol CHP eleştirisi duyuyorum.

İKİ TEMEL KONU

1- Kişisel olarak Deniz Baykal’dan şikayetleri var. Görüşmelerinde Baykal’ın nefes almadan ve sadece kendisinin konuştuğunu, onları dinlemediğini söylüyorlar. SPD’deki çoğunluk Baykal’ı antipatik buluyor ve artık onunla görüşmüyor.

2- Temelde yatan asıl anlaşmazlık, ideolojik. SPD, CHP’yi artık sosyal demokrat parti olarak görmüyor.

SPD öncülüğünde, Sosyalist Enternasyonal’de uzun süredir var olan bu görüş yeniden alevleniyor. CHP’nin Sosyalist Enternasyonal üyeliğine son vermek. Bu fikir yeni değil.

ÖZDALGA’NIN MEKTUBU

Yeni olan, AKP milletvekili Haluk Özdalga’nın Sosyalist Enternasyonal’e CHP aleyhinde gönderdiği mektup.

Haluk Özdalga
yıllarını CHP ve DSP’de geçiriyor. Hatta, bir ara Ecevit’in danışmanlığını bile yapıyor. CHP ve DSP’nin içini dışını biliyor. Özdalga şimdi CHP’yi Sosyalist Enternasyonal’e jurnal ediyor.

CHP’nin sosyal demokrat çizgiden uzaklaştığını bilmeyen yok. Ama, bunu dışarıya jurnal etmek, eskimiş bir sosyal demokratın görevi değil.

Genellikle böyle. Sonradan kamp değiştirenler, yeni katıldıkları kampın en ateşli savunucusu oluyor. Yıllarını geçirdikleri yere karşı taşıdıkları sınırsız öfke, onları kolayca ihanet çizgisine getiriyor.

AKP’li Özdalga bunun son örneği. Aramızda bol miktarda bulunan Özdalgalardan biri de, kendisi.

Özürlü konsey bizi Ortadoğu’ya itiyor

AVRUPA Konseyi için yüz kızartıcı. Mide bulandırıcı. Rezil. Kendi değerlerini inkar edici.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiye ile ilgili bir rapor kabul ediyor. AKP’nin kapatılmasına karşı çıkan bir rapor. Çıksın, tamam, güzel. Ama, gerekçesi, Avrupa’nın kendi tarihini inkar ediyor. Karar şöyle:

"Avrupa Konseyi laiklik konusunda ısrarlıdır. Bununla birlikte, laiklik kriteri siyasi partilere uygulanamaz."

Kime uygulanır? Sana, bana mı uygulanır? Bunlar dalga geçiyor bizimle. Devamı daha şenlikli:

"Bir dinin manevi değerlerinden esinlenen bir partiler Konsey üyeleri arasında yaşarlar. (Hıristiyan Demokratları kastediyor, y.d.).Böyle bir parti hükümette ise ve hükümet Anayasa’ya aykırı kararlar alıyorsa, o zaman hükümete karşı önlem alınabilir, hükümeti kuran partiye değil."

Anlayan beri gelsin. Hükümeti bir parti kuruyor. Hükümete önlem alınıyor. Ama, hükümeti kuran partiye bir şey yok. Bu kaba bir oyun. Üstelik, kabalık yanlışlarla sürüyor. Raporun üçüncü paragrafı:

"2007 baharında siyasi kriz çıkınca, reformlar durdu."

Siyasi kriz, yani AKP için kapatma davası. Bunların dünyadan haberi yok. Reformlar duralı üç yıl oluyor.

Rapor Türkiye’yi hiç tanımadan çalakalem yazılıyor. Daha çok AKP kaynaklı.

Mantık, zeká ve bilgiden yoksun böyle bir raporun hedefi başka.

Avrupa bizi istemediği gibi, bizi sıradan bir Ortadoğu ülkesi olmaya itiyor.
Yazarın Tüm Yazıları