Öncelik patronlara

"KOMİTE kaygı duymaktadır."

Bu komite, hangi komite? Şu sıralarda Ankara’da pek sevilmiyor, ama çalışma yaşamında çok önemli bir komite. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yönetim komitesi.

Komite neden kaygı duyuyor?

"Sendikal faaliyetlere devletin müdahale ediyor olması, sendikacılara yönelik polis şiddeti, sendika yayınlarının, posterlerinin engellenmesi de dahil olmak üzere, son derece ciddi iddialara hükümetin hálá yanıt vermemiş olmasından derin üzüntü ve kaygı duymaktadır".

ILO’nun üç ay önceki Türkiye raporu bu tesbite yer veriyor.

Bu tespitin ardından, Türkiye’de grev dalgası başlıyor. Çeşitli sektörlerde. Kamu oyunun dikkatini en çok iki sektördeki hareket çekiyor. Biri havacılıkta, diğeri tekstilde.

MANEVRAYA DİKKAT


Gerçi henüz grev yok.

Havacılıkta Hava-İş ile THY, tekstilde Türk-İş’e bağlı Teksif ile patronlar son anda anlaşıyor. Yine de, çalışan kesim rahatsız.

Çünkü, hükümetin ve patronların gözden kaçan bir manevrası var.

Anlaşmazlık, sanki ücret uyuşmazlığından kaynaklanıyormuş izlenimi veriliyor.

Ücretlerde, ikramiyede, çalışma saatlerinde anlaşmazlık var, oysa asıl anlaşmazlık, ILO komitesinin vurguladığı noktada:

Devletin sendikal faaliyetlere müdahalesi.

AKP iktidarında boş yok, tüm alanları denetim altına alma hırsı var.

PROGRAMDA VAR

Örneğin, AKP tepeden inme bir modelden yana tavır alıyor.

İşverenlerin, esnek çalışma saatleri başlığı altında önerdiği, kısa süreli çalışma modeli var. Kısa süreli çalışma, yani o gün iş var, işçi on saat çalışabilir, ertesi gün iş az, iki saat çalışabilir. Bu da, işçinin geçimini tehlikeye itiyor. Daha az ücret, daha az işçi maliyeti. AKP, bu modeli destekliyor.

AKP’nin çalışanlar aleyhine aldığı bu tutum, onun siyasetiyle çelişiyor. Her iki kişiden biri AKP’ye oy verdiğine göre, çalışan geniş kesim onun oy deposu. Buna rağmen, AKP patronlara öncelik tanıyor. Hükümet programında bu tavır çok açık:

"İşverenler üzerindeki yük kaldırılacaktır".

Çalışanlar ise, AKP’nin "çalışma koşullarının düzeltilmesine" ilişkin meydanlarda verdiği sözü tutmasını bekliyor.

Çok yerinde tercih: Efkan Ala

BAŞBAKANLIK Müsteşarlığı’na atanan Efkan Ala’yı Batman valiliğinden tanıyorum.

Daha sonra, Diyabakır Valisi iken, ne zaman Diyarbakır’a gitsem, kendisiyle uzun sohbetler yapıyorum. Ala, son yıllarda tanıdığım en çağdaş, en rasyonel, kendine güvenen, dünyaya açık bir aydın.

Batman’da vali iken, halkla polis arasında bir gerilim yaşanıyor. Halkın arasında silahlı teröristler var. Onlar bir yanda, polis öte yanda. Karşı karşıya. Efkan Ala gerilime son vermek için, yanına koruma ve silah almadan, elini kolunu sallayarak, o grubun yanına gidiyor. Oysa, tehlikeli olabilir.

Onların isteklerini dinliyor, bazı isteklerine hak veriyor. Sözünde duruyor ve bir zamanlar terörden başını kaldıramayan Batman’a huzur geliyor. İnisiyatif kullanan, önyargısı olmayan, terörle mücadelede, halkı en iyi anlayan yöneticilerden biri.

Başbakanlık Müsteşarlığı, devletin işleyişinde en kilit makam. Efkan Ala’nın o makama atanması bir şans.
Yazarın Tüm Yazıları