Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2007 00:34
GEÇEN haftanın en çok tepki alan konusu, şarkıcı ve aktör Barış Akarsu’nun Bodrum’da geçirdiği trafik kazasının ardından Hürriyet’in birinci sayfada yayımladığı fotoğrafla ilgiliydi. Doğan Haber Ajansı tarafından dağıtımı yapılan fotoğrafın, kimliği belirsiz bir kişi tarafından ajansa iletildiği belirtiliyordu. Fotoğrafta, Akarsu, hastanenin yoğun bakım servisinde tedavi altındayken gösteriliyordu.
Seda Bozok, "Barış Akarsu olayında yaşananlar herkesi üzdü, fakat en çok üzen de medyanın tavrı oldu. Bu olayı da kendinize prim yapmak için kullandınız" derken, Dr.
Yelda Serinağaoğlu, "5 Temmuz 2007 günü yoğun bakımdaki hastanın fotoğraflarını yayınladınız. Bir hastanın özel hayatına bu şekilde tecavüz etmeniz ve onun izni ve bilgisi olmadan fotoğraflarını bu şekilde yayınlamanız hangi ahlak kuralına uygun bilemiyorum" diyordu.
Başbakan
Bülent Ecevit’in ölümünden kısa süre önce, benzer koşullarda, yani cep telefonuyla çekilmiş bir fotoğrafı yayımlandığında da okurlar benzer tepki göstermişler ve bu tepkiler bu köşede yayımlanmıştı.Bu tür fotoğraflar, gelişmiş ülke medyalarında, özellikle Hürriyet gibi etkin gazeteler tarafından ancak gerçekten
haber değeri varsa, yani haberi tek bir fotoğrafla anlatmayı başarıyorsa kullanılır. Bunun en iyi örneği, Etiyopya’da açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun yanıbaşında bekleyen bir akbabanın fotoğrafıdır. Bu fotoğraf rahatsız edici olmasına rağmen, tüm dünyada yaygın biçimde defalarca kullanılmıştır.Bu nedenle,
Barış Akarsu’nun yoğun bakımdaki fotoğraflarının yayımlanmasının habere bir şey katmadığı için yanlış olduğu değerlendirmelerine katılıyorum.
Bulmacalar yetersizYalçın Uzuner: Gazetenizin sürekli bir okuyucusu olarak
Bulmaca Eki’ne verilen değeri, gazetenizin kalitesine hiç ama hiç yakıştıramıyorum. Uzun zamandır düzelir ümidiyle yazmamak için direndim. Ancak daha fazla dayanamadım. Ben özellikle kakuro meraklısıyım ve internet dahil pek çok kaynaktan bu bulmacaları çözüyorum. Gazetenizdeki kakurolar aylarca (mübalağa etmiyorum) hatalı çıktı. Ya aynı kümede eş rakamlar bulunmaktaydı ya da birden fazla çözümleri vardı. Bu nedenle epey bir süre bu bulmacalara bakmadım bile. Son birkaç haftadır arada bir yeniden bakmaya başladım. Ancak çoğunun hálá birden fazla çözümleri olduğunu gördüm. Bu bulmacaların tek çözümlü olması gerekir. Ayrıca, bulmaca çeşitlerinin artırılması ya da değiştirilmesi (mantık bulmacaları gibi) ve hep aynı formatta çok küçük olan kakuroların daha büyük formatlarının yayınlanması ilgiyi daha da artıracaktır kanısındayım.
Sanık çocukları neden teşhir ettinizTanju Bora Tambaş: 28 Haziran 2007 tarihli Hürriyet’te hırsız oldukları iddia edilen iki küçük çocuğun fotoğrafları yayınlandı. İddia diyorum, çünkü Hürriyet her ne kadar ’hırsız çocuklar’ ifadesini kullansa da ortada bir mahkeme kararı olmadığı için bu çocuklar hırsız ilan edilmemeliydi. Eğer ortada bir mahkeme kararı varsa bu karar haberde belirtilmeliydi. Belki de hepsinden kötüsü, 8 ve 10 yaşlarındaki iki çocuğun fotoğraflarının yüzleri mozaiklenmemiş bir şekilde yayımlanmasıydı. Küçücük çocukların neyin doğru neyin yanlış olduğunu henüz kavrayamadığı bir yaşta işlemiş oldukları iddia edilen bir suç yüzünden bütün Türkiye’ye deşifre edilmesi, kendileri ve aileleri açısından utanç verici bir durumdur.
Bu haberi de 1’den verinSelime Öziskender: Aziz Nesin Vakfı’nda tecavüzle suçlanan çocukların tahliye olduğu ve suçlamaların geri alındığı haberi gazetelerde fazla yer almadı. Suçlama haberinin, hem o gencecik insanların ruhsal yapılarını nasıl etkilediği, hem de Aziz Nesin Vakfı’nın adını haksız yere şaibe altında bıraktığı düşünülürse, gazetelerin daha önce 1. sayfalarında verdikleri bu haberin etkilerini gidermek için gençlerin suçsuz bulunduğu ve suçlamanın geri çekildiği haberinin de 1. sayfalarda yer verilmesi gerektiğine inanıyorum."
Siz bu işi bırakınOktay Özer: Şimdiye kadar kaç defa manşet haberin içeriğiyle ilgili eleştiri aldınız? Cevap ’binlerce’ olmalı değil mi? Peki bu eleştiriler dikkate alınıyor mu? Hayır. Madem bu eleştiriler dikkate alınmıyor, neden bu işi sürdürüyorsunuz? Alman çocuk ve İngiliz kız haberini ön sayfada tüm ayrıntısıyla haber yapanların, 12 yaşında kızları var mı acaba? Her gün eve giren Hürriyet’in manşetinde, bizim aylarca okusak karar veremeyeceğimiz bir olayın detaylarının ne işi var?
<ımg>ımg>