Olli Rehn Babacan’ın kankası

AİLECE görüşüyorlar. Eşleri arkadaş. Birbirlerinin evine girip çıkıyorlar. Erkekler siyaseti. Kadınlar hayatı konuşuyor.

Oysa, bu kadar yakınlık için ikisinin ait olduğu coğrafya birbirine uzak. Biri Türkiye, diğeri Finlandiya.

Coğrafi uzaklık, kişisel yakınlığı engellemiyor.

Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile AB nin genişlemeden sorumlu komiseri Olli Rehn. Bilinen deyimle, sanki kanka. Sıkı bir dostluk var aralarında. İkisinin arasından su sızmıyor. Garip ama gerçek, Babacan ve Olli Rehn aynı tastan su içiyor.

OLLI REHN AKP’Lİ Mİ?

Pek çok diplomattan biliyorum ve dinliyorum. Pek çok diplomatın anılarını okuyorum:

"Dış politikayı yürütürken, kişisel dostluklar çok etkilidir."

Şu anda, bu sözün tipik bir örneği var karşımızda.

Bu ikili, Türkiye-AB ilişkileri sahnesinde, çok başka bir oyun oynuyor:

"AKP’yi ve AKP’yi ve fakat mutlaka AKP’yi savunmak."

Babacan’ı anlamak kolay, o normal. Ya Olli Rehn? Göğsünü AKP’ye siper ediyor ve Türkiye-AB ilişkilerindeki görevini tek bir maddeye indirgiyor:

AKP’yi savunmak, ne olursa olsun, AKP’yi savunmak.

Adam Finlandiya’da muhasebeci olarak hayata atılıyor, derken politika, derken AB, şimdi sanki AKP’li.

HENÜZ BİR BÖLÜM

Olli Rehn, Türkiye’yi ya da Türkiye’nin AB ilişkilerini değil, tek başına AKP’yi dikkate alıyor.

AB ile tam üyelik görüşmeleri başlıyor. Daha sadece tek bir bölümde uzlaşma var, dört yılda tek bir bölüm. Altı bölüm açılıyor, açılanlar bir türlü kapanmıyor. Yani AB yolu tozlu, topraklı, taşlı, kayalı.

Olli Rehn bunlara şöyle bir değiniyor oysa işi bu gerisi AKP davulu çalmak.

Olli Rehn bir Batılı gibi davranmıyor. Babacan’la arkadaş hatırına, sanki asıl görevini ihmal ediyor. Soru şu:

Olli Rehn’in söyledikleri kendi kişisel görüşleri, şahsi fikirleri mi, yoksa AB nin görüşü mü?

Laiklik demokrasi bağlantısı batıdan bu kadar mı geriden geliyor?

Rehn bunları bilmiyor mu? Bilmemesi mümkün mü?

AKP, kendini kurtarmak için var gücüyle bütün dış ilişkilerini kullanıyor. Ama, o ilişkiler yine de, her zaman dikiş tutturamayabiliyor.

BİR SAATLİK RANDEVU

Örneğin, geçenlerde Babacan çok önemli bir Avrupa ülkesini ziyaret etmek istiyor. Resmi ziyaret.

Resmi ziyaret demek, o ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ile görüşmek, ülke ve bölge sorunlarını değerlendirmek. Kapsamlı bir ziyaret anlamında. En az iki günlük program zinciri.

Karşıdan gelen yanıt umut kırıcı:

"O kadar zaman yok, şu gün şu saatler arasında görüşme yapabiliriz."

Karşı taraf, kısaca ve hatta diplomatik nezaket dışına çıkarak "gelme" demeye getiriyor. Program iptal ediliyor.

AB, hem de önemli bir AB ülkesi. Her yerde Olli Rehn bulmak zor.

AB’nin bu kişisel tavrı sorgulanması gerek. Tek bir konuya endeksli ve bu kadar taraflı bir tutuma, uluslararası hiçbir kurumun izin vermesi mümkün değil.

Hazret, sanki AKP Brüksel milletvekili.
Yazarın Tüm Yazıları