Noktayı koymak bu kadar zor mu?

AKP, elindeki iktidar fırsatını çok kötü kullanıyor. Çünkü içindeki ve dışındaki her çevreye şirin görünme endişesi ağır basıyor.

Çünkü ‘‘meşruiyet sorunu’’nu bir türlü aşamıyor.

Türkiye'nin kaderiyle ilgili kritik kararlarda noktayı koyamıyor.

Her kafadan bir ses çıkıyor. Üstelik de Irak, Kıbrıs ve ekonomik kriz gibi çok ciddi müzakere süreçleriyle ilgili her biri.

Pazarlık yaparken, koşulları doğru değerlendirip gerçekçi adımlar atma sorumluluğunu omuzlamak yerine, bir yandan tribünlere oynamaya kalkışmak Türkiye'yi sıkıştırıyor. Her başıbozuk açıklama, pazarlık masalarında Türkiye'nin karşısına çıkartılmayı bekleyen müzakere kozu olarak dosyalara giriyor.

* * *

HÜKÜMET noktayı koymadıkça, Türkiye tam bir muamma görüntüsü veriyor.

Şu hale bakın. Üç açıklama, üç farklı yaklaşım, hepsi de iktidara ait.

Başbakan Gül, ‘‘dün’’ Suudi Arabistan'a giderken, bölgemizdeki krizin ‘‘savaşsız bitmesi bizim sorumluluğumuzdur. Ama en büyük sorumluluk Irak'a düşmektedir’’ diyor.

Bunu, ‘‘Saddam BM kararlarına tam olarak uymalıdır’’ şeklinde anlamak gerekiyor herhalde.

Yine dün, Tayyip Erdoğan'ın dış politika danışmanlarından AKP milletvekili Ömer Çelik Star Gazetesi'ndeki sütununda çok ilginç bir saptama yapıyor.

Çelik, ‘‘Irak'taki savaşın önlenmesinin tek yolu, artık Irak'taki rejimin işbaşında kalmamasına bağlıdır’’ diyor.

Devam ediyor.

‘‘Türkiye bulunduğu pozisyonu doğru bir şekilde içeriklendirmek ve gerçekçi bir stratejiye dönüştürmek için yapacağı girişimleri, savaşsız bir şekilde Saddam'sız bir Irak'ın oluşturulması yönünde yapmalıdır. Hükümetin İslam ülkeleri eksenindeki girişimlerin içeriği de bu olmalıdır... Aksi halde İslam ülkeleri çerçevesindeki bir temasın, Batı'ya karşı bir blok gibi algılanması söz konusu olacaktır... Bu da en kötü siyasi algı olacaktır.’’

Yine dün, hükümetin devlet bakanı Kürşat Tüzmen Bağdat'ta 350 işadamıyla birlikte, Saddam'ın bakanlarıyla yeni ticaret anlaşmaları yapmak için masaya oturuyor. Al takke ver külah atmosferde bir de hükümetten mesaj götürüyor Saddam'a.

* * *

SİZE göre, Başbakan Gül, Tüzmen aracılığıyla Saddam'a ilettiği mesajda ne demiş olabilir? İşte bin puanlık sorunun seçenekleri.

a. Biz savaş istemiyoruz. Bunun için ticari ilişkilerimizi arttıralım, 2 milyarlık ticaret hacmini 3.5 milyara çıkartalım. Sizin hakkınızı Amerikalılara karşı koruruz.

b. Biz savaş istemiyoruz. Bunun için, lütfen BM kararlarına tam olarak uyun, elinizdeki kitle imha silahlarını BM denetçilerine verin. Bu konudaki çalışmalarınız hakkında onları bilgilendirin. Hepsini veremeseniz bile, şimdi yaptığınız gibi hepsini birden saklamayın.

c. Biz savaş istemiyoruz, Ey Saddam lütfen iktidarı bırakın. Çünkü Irak'taki savaşın önlenmesinin tek yolu sizin rejiminizin işbaşında kalmamasına bağlı.

Yanıt. Hepsi birden. Bu yüzden mesajdan ne Saddam bir şey anlayacak ne de dünya.

Hükümet, sorumluluk aldıkça meşrulaşabilir, tribünlere oynadıkça değil. Noktayı koyma zamanı geldi geçiyor.
Yazarın Tüm Yazıları