Nalkapon toplamamak için Al Capone

Doğan Grubu gazetelerine boykot çağrısını her fırsatta tekrarlıyor.

Boykot çağrısı sürerken ikinci harekat başlıyor. Doğan Grubu’na vergi incelemesi. Boykot çağrısı ve inceleme birlikte yürüyor.

İnceleme sürerken, Erdoğan incelemeyi yapan gelirler kontrolörlerine desteğini eksik etmiyor. Açıkça ve tam savaş mantığı ile.

İstediğine kavuşuyor. Batılı basın kuruluşları ile Batılı siyasilerin şaşkınlıkla izlediği harekat sonucunda, yine Batılıların deyimiyle,”basın özgürlüğünü tehdit eden, orantısız ceza” kesiliyor.

ÇANKAYA SEÇİMİ

Doğan Gurubu hakkını aramak üzere, yargıya giderken bir şey oluyor.

Bir Bakanlar Kurulu sonrasında durup dururken, “Cumhurbaşkanının süresi beş yıldır, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin esas ve usulleri belirleyen tasarı hazırlanmaktadır” gibi bir açıklama geliyor.

Gül’ün süresi acele belirleniyor, beş yıl.

Tayyip Erdoğan’ın Al Capone benzetmesi tam bu açıklamanın sonrasına rastlıyor. Çirkin, adaletsiz, yakışıksız. Benzetmeyi nitelemek için, sıfat bulmak güç.

SIFIR MUHALEFET

Genel seçimlerin normal tarihi 2011. Cumhurbaşkanlığı seçimi 2012’de ve halk tarafından.

Bütün işaretler, Erdoğan’ın 2012’de Cumhurbaşkanlığına aday olacağı yönünde. Ama, adaylıktan önce 2011 genel seçimini kazanması gerek ki, Çankaya yarışına önemli bir kozla katılmış olsun. Kazanmak için hesabı şu:

Erdoğan seçime medyada sıfır muhalefetle gitmek istiyor.

Doğan Grubu’nu tasfiye amacı bu nedenle. Sır olmaktan çoktan çıkan bir gerçek.

Nasıl tasfiye edecek? Vergi cezası yoluyla. Ceza ile ilgili konunun önemli bir yönü şu anda yargıda.

Al Capone benzetmesi yargıyı etkilemeye dönük bir harekat.

Gazeteleri boykot çağrısıyla başlayan tasfiye harekatına bir halka daha.

2011 ve 2012 seçimlerinde nalkapon toplamamak için Al Capone vaziyeti.

Her şey bir yana, Al Capone benzetmesi Doğan Ailesi’ni müthiş yaralayan bir söz.

Ben yirmi yıldır bu gurupta çalışıyorum. Köşe yazarı ya da genel yönetmen olarak. Kendimi çok, ama çok yaralanmış hissediyorum.

Tayyip Erdoğan bizim elimizden yaşama sevincimizi de almaya çalışıyor.

Bu tespit Erdoğan’ın başını ağrıtacak

AB’nin Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu. Her yıl yayınlanan bu rapor iktidarlar açısından önemli. Bir yıl sonrasının stratejisini çiziyor.

Her raporda mutlaka olumlu ve olumsuz tespitler yer alır.

Bu yıl o medyanın bir bölümü, gazetecilik deyimiyle, bu raporu ya da halen taslak halinde, taslağı atlamış olabilir. Yakalayanlara bakıyorum, nafile.

İlerleme Raporu taslağı Doğan Grubu’na verilmek istenen cezayı “basın özgürlüğünü tehdit eden, hukuk devleti sorunu” olarak görüyor. Bu tespit�AB’de Erdoğan’ın başını çok ağrıtacak.

Bu bölüm AKP medyasında tek bir gazetede tek bir cümle ile geçiştiriliyor, “Doğan Grubu’na kesilen cezanın orantısız olduğu kaydedilen taslakta” cümlesiyle.

Taslak hepsinde yer alsaydı, ne değişecekti? Hiç bir şey. Çünkü, hukuk devleti ya da basın özgürlüğü onların derdi değil.