Montrö’yü kaşımak

ABD’nin Gürcistan’a "yardım" gerekçesiyle toplam 140 bin tonluk iki askeri hastane gemisi gönderme planından vazgeçip 1936 tarihli Montrö (Montreux) Anlaşması’na uygun önerilerle ortaya çıkması, ikide bir filiz veren bir sorunu en azından şimdilik erteledi.

Ama ne zamana kadar?

Bilindiği gibi Montrö Anlaşması, Karadeniz’de sahili olmayan devletlerin Karadeniz’e 15 bin tondan büyük savaş gemisi gönderemeyeceğini emrediyor. Böyle bir devletin Karadeniz’deki savaş gemilerinin toplamının aynı anda 45 bin tonu geçmemesi gerekiyor.

Oysa ABD, her biri 70 bin tonluk iki adet Askeri Hastane Gemisi göndermek istiyordu.

Ama Ankara, "Montrö hükümlerini aynen uygulamada" ısrarlı olduğunu ortaya koyunca tonajı Montrö hükümlerine uygun gemilerle bu işin yapılmasında mutabık kalındı.

Lakin Montrö’yü değiştirmek mi yoksa olduğu gibi korumak mı doğrudur sorusu bu yüzden tekrar tazelenmiş oldu.

Tekrar dememizin nedeni şu:

Daha önce de bu tartışma zaman zaman yapıldı. Aslında anlaşma 20 yıl süreyle (1956’ya kadar) yürürlükte kalacaktı. İmzacı devletler yani Türkiye, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği (Rusya) ve Yugoslavya’dan biri 1956’dan 2 yıl önce anlaşmayı yürürlükten kaldırmayı isteyen bir istek ileri sürmezse anlaşma yürürlükte kalmaya devam edecekti.

Anlaşmada değişiklik yapılmasını isteyen (imzacı) devletlerin de bu isteklerini ancak 5 yılda bir ileri sürme hakkı vardı.

Ne var ki işine gelmeyince "Bu anlaşmayı değiştirelim" diyenler oldu. Örneğin, ilk çıkışı Josef Stalin, 1946’da yaptı. Gerekçe olarak "Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında bazı Alman ve İtalyan savaş gemilerinin ticari gemi imiş gibi Karadeniz’e geçmesine izin verdiğini" ileri sürdü. Ama Soğuk Savaş ortamında ABD ile İngiltere, Türkiye’nin yanında yer alıp da "Montrö’nün değiştirilmesine" karşı çıkınca Stalin hem ondan hem de Türkiye’den toprak istemekten vazgeçti.

Sonraki yıllarda Montrö’yü değiştirme konusu çeşitli nedenlerle tekrar tazelendi. Ama kimse Montrö’den daha iyi bir anlaşma önerisi üretemedi. O yüzden Montrö hukuki ömrünü doldurmuş sayılsa bile bugüne kadar geçerliğini korudu.

Şimdi de ABD’nin Montrö’den rahatsızlık duyduğunu gösteren işaretler var. Örneğin, 2003 yılında Irak’a saldırmayı aklına koyduğu zaman ABD yine Montrö’yü zorlamaya kalktı. Nitekim Irak’a yapılacak harekátla hiç ilgisi bulunmadığı halde tuttu, ABD savaş gemilerinin yanaşabilmesi için Samsun ve Trabzon limanlarının büyütülmesi gerektiğini ileri sürdü.

Neyse ki Irak harekátına Türkiye’nin destek vermesini öngören meşhur tezkere TBMM tarafından reddedilince o proje suya düştü.

Gerçekten Trabzon ve Samsun üzerinden Irak’a mı gidilir yoksa İran’a ve Kafkas ülkelerine mi?

Montrö’yü kaşımanın altında hangi hesapların yatabileceğini bu örnek yeterince göstermiyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları