Güncelleme Tarihi:
Millilerin Cenevre'de kamp yaptığı La Rezerve Otel'in mutfağında konuşan ahçıbaşı Mustafa Yanık, başlangıçta otelin ahçıları ve mutfak personeliyle büyük sorunlar yaşadıklarını ifade ederek, “En büyük sorun, bilmediğimiz insanlar, bilmediğimiz mutfak ve bilmediğimiz çevre oldu. Doğruyu söylemek gerekirse bizi iyi karşılayanlar da çok kötü karşılayanlar da var. Biz Türk'üz. Bizi seven de var sevmeyen de var. İlk geldiğimiz zaman burada da oldukça zorluk çektik. Ocak vermediler, tezgah vermediler ama sonradan anladılar ki biz iyi insanlarız. Bizde kötülük yok, bizde herhangi bir şey olmadığı için şu an aramız çok çok iyi. Özellikle mutfağın yüzde 70, yüzde 80'inin Fransız olduğunu düşünürsek, Fransızlar'la aramız çok çok iyi. Hatta giderken bir hayli üzüleceğiz” dedi.
İsviçre kampına yaklaşık 2 ton yiyecekle geldiklerini ifade eden Mustafa Yanık, malzemenin büyük bir bölümünün bitmek üzere olduğunu bildirdi.
Ahçıbaşı Yanık şöyle konuştu:
“Avrupa Birliği'ne et ve et ürünleri girmesi yasak olduğu için genelde kuru erzak ile kahvaltılık ürünler getirdik. Bu da hemen hemen 1,5, 2 ton civarı malzeme ediyor. Peynirlerimizi Almanya'dan aldık. Burada pirinç yok. Burada ya rizotto vardır, ya çilav vardır. Burada baldo pirinç, hakiki Tosya pirinci bulmanın imkanı yok. Onun için aşağı, yukarı 300 kilo civarı pirinç getirdik. 270, 280 kilo peyniri Almanya'dan aldık. Bu tek çeşit peynir değil. 6 çeşit peynir veriyoruz biz normal sabah kahvaltısında. Ezine'sinden tutun, Trakya'sına, tulum peynirine, eski kaşarına kadar. Hatta eski kaşarı Kars'tan getirttik. Ayrıca tatlımızı kendimiz getirdik.”
-TEK EKSİK KAYMAK-
Mustafa Yanık, burada kuş sütü, kuru üzüm dahil her şeyin olduğunu, ancak bir tek kaymak getirmediklerini ifade ederek, “Bizim İstanbul'daki herhangi bir 5 yıldızlı otelde çıkan kahvaltıdan hiçbir eksiğimiz yok. Sadece, kaymak yok. Niye kaymak yok?. Bozulma süresi kısa olduğu için burada da istediğimiz kalitede bizim zevkimize uygun kaymak bulamadığımız için yok. Daha önce İsviçre'ye geldim, İsviçre'nin yağını biliyorum. Yağını bildiğim için yağ getirmedim. Avrupa ülkelerinde her şey kalitelidir, her şey birinci sınıftır” diye konuştu.
-KURU FASULYE VE MANTIYLA GELEN ŞENLİK-
Ahçıbaşı Mustafa Yanık, en çok sevilen yemeklerin kuru fasulye ve mantı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Kuru fasulye bizim için 1 numaradır. Yani yemekte kuru fasulye, mantı olduğu zaman, şenlik vardır. 'Ooo kuru fasulye var, mantı var' hesabı olur. Musakkamızı da yaparız. Pek karnıyarığa fırsat bulamadık. Niye derseniz, bunlar bostan patlıcanı, büyük patlıcan olduğu için içerisi çekirdekli oluyor, biz onları ayıklıyoruz, musakka olarak veriyoruz veya başka bir çeşit de yapıyoruz, bir nevi cilvesidir bu işin. Ispanaklı yumurta bayağı ilgi görür. Barbekü vermeye çalışıyoruz genelde, yağsız olduğu için. Her gün ayrı çeşit pilav çıkar. Her gün sabah, öğlen ayrı ayrı çorbalar çıkar.”
-AVUSTURYA İÇİN EN BÜYÜK EKSİK, SÜTLÜ NURİYE TATLISI-
Gerek ahçıbaşı Mustafa Yanık, gerekse yardımcısı Ali Ekber Aksoy,
Ay-Yıldızlı ekibin çeyrek finale çıkacağına öylesine yürekten
inanıyorlar ki, Avusturya için gerekli erzakların listesini bile şimdiden hazırlamış durumdalar.
“Pazartesi günü Avusturya'dayız, bekleriz” diyen Mustafa Yanık, “Malzemeye takviye gerekecek muhakkak. Özellikle kendi hesabım 16'sına kadar en azından şu ilk periyotu atlatalım, ikinci periyotta nasıl olsa Avusturya'da her şeyi buluruz. Tabii malzemenin büyük bir kısmını oradan alacağız. Türkiye'den belki tatlı siparişimiz olabilir. Özellikle sütlü nuriye siparişimiz olabilir. Çünkü elimde 1 tepsi kaldı, son bir tepsi onu veririz. Avusturya, Almanya'ya yakın olduğu için Almanya'dan getirtebiliriz tatlıları” diye konuştu.