Militan gazetecinin HSYK telaşı

“Siz kurulu bu biçimde oluşturursanız, Ergenekon savcıları görevden alınır.”

Üç gün önce, cumartesi günü Adalet Bakanı Sadullah Ergin İstanbul’da bir gurup gazeteciye yargı reformu ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeni oluşum biçimine ilişkin brifing veriyor. Gazeteciler arasında ben de varım.

Bakan Ergin her soruya duyarlı, hazırladıkları taslakların kamu oyunda tartışılmasını istiyor:

“Bu tabu değil, taslaktır, değişebilir, illa böyle olacak diye bir tavrımız yok.”

Bakan bir adım daha ileri gidiyor, bu taslakların önümüzdeki günlerde çeşitli illerde düzenlenecek çalıştaylarda tartışılacağını ekliyor.

OLUMLU VE OLUMSUZ

Yargı reformu ile HSYK’nın, AB ölçülerine uygun hale getirilmesi, AB’nin talebi. Adalet Bakanlığı hem bu talepten, hem Türkiye’deki ihtiyaca cevap vermekten yola çıkıyor.

Temel sorun yargı bağımsızlığı. Son yıllarda pek çok çevrenin şikayet ettiği yargının siyasallaşması. Hazırlanan yargı reformu ve yeni HSYK oluşum taslağı, yargı sistemindeki bu kaygıları gidermeye yönelik.

Özellikle HSYK, hele de geçen ay yargıç ve savcı atamalarındaki tıkanma nedeniyle, bu kaygıların ayyuka çıktığı bir kurum.

Hukukçular taslaklarla ilgili teknik itirazda bulunabilir, haklı da olabilirler. Bana ilk anda olumlu gelen iki nokta var:

1- HSKY’da salt çoğunluk yargıç ve savcılarda.

2- HSKY’da seçilmiş üyeler olacak, Meclis ve Cumhurbaşkanı tarafından atanmış üyeler olacak. Seçilmiş üyeler atanmış üyelerden daha çok.

Olumsuz olan ise, HSYK Başkanı’nın Adalet Bakanı olması. Ayrıca, Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun doğal üyesi. Bu madde, siyasallaşma kaygısını gidermiyor.

DUMANLI’NIN İTİRAZI

Bakan Ergin ılımlı, eleştiriye açık ve teknik hataları düzeltmeye yatkın bir imaj sergiliyor.

Aynı hoşgörü, toplantıya katılan bazı gazetecilerde yok. Örneğin, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, heyecana kapılıyor, sesini hafifçe yükseltiyor:

“Bu haliyle, yeni HSYK Ergenekon savcılarını görevden alır.”

Yargının siyasal etkiden arınması Dumanlı için ikinci planda. Dar bakış açısıyla, günümüze kilitlenmiş olarak, onun derdi Ergenekon savcıları.

Ya onlar görevden alınırsa? Dumanlı telaşlanıyor.

Ekrem Dumanlı’yı ben az tanıyorum. Ara sıra bazı toplantılarda ya da TV programlarında birlikte oluyoruz. Bende aklı başında, çok farklı düşünsek bile, tezini iyi savunan, dengeli bir izlenim bırakıyor.

Ancak, son zamanlarda ölçüyü kaçırıyor. AKP’nin iktidarda oluşu, ona fazla güven veriyor, militan tavırla arasındaki mesafeyi hızla kapatıyor.

İktidardan çok iktidar yanlısı olmak, gazeteciliği geriye iterek, ideolojiye ağırlık tanımak, bu uğurda mesleki kuralları unutmak, Dumanlı’yı  suç üstü yakalıyor. Bunun sayısı ondan ummadığım biçimde, artıyor.

Demokrasi-gazetecilik, iktidar ilişkileri-meslek ilkeleri kitaplarına bakmasına gerek yok, bu alandaki broşürler sanırım, ona yeter.

5.137 metre yüksekte buzullar eriyor

GEÇEN yılın fotoğrafları ile bu yılın görünüşü Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca’yı telaşlandırıyor.

Karaca ve ekibi her yıl Ağrı Dağı’na çıkıyor. Ağrı 5 bin 137 metre yükseklikte. Zirvenin hemen doğusunda, yirmi metre kadar aşağısında, geçen gün Ağrı’nın zirvesine tırmandıklarında buzullar yerine taşlar görüyor. Dün telefonda konuşurken Karaca:

“Zirvede geçmiş yıllarda hep buzul olurdu, zirveye dikilen flamalar kardan ve buzuldan görünmezdi, bu yıl hem flamalar görünüyor, hem çok fazla taş var, buzullar erimiş, karlar daha kalıcı olurdu, hızlı erime var.”

Bir süredir unuttuğumuz küresel ısınma zirvelerden alarm veriyor. Çevre Bakanlığı’nın dikkatine.