Mevzular arası sıcak trekking

Zeynep Casalini ile Tahsin Berk’in evliliği “hiç yakışmamışlar” yorumlarıyla karşılaşınca açık seçik, Casalini doğal olarak savunmaya geçti:
“Ona aşığım, birbirimize çok uygunuz, milyarda bir olur böylesi” gibi gibi...
İşin iç kısmını, ne kadar uyumlu olup olmadıklarını bilemeyiz.
Kimseyi de ilgilendirmez. Zaten insanların “yakışmamış” derken kastettikleri de aslında birinin kısa, diğerinin uzun boylu olması filan değil.
Tamamen giyimlerinden dolayı. Tıpkı Melis’in (Alphan) her gün bizim birinci sayfadan yaptığı hap eleştiriler gibi, Casalini-Berk fotoğrafında da aynı şeye takıldı insanlar: Giyimlerindeki uyumsuzluğa...
Zeynep Casalini beyaz, kolsuz, gelinliğimsi elbisesi, elinde çiçek buketi ve iri camlı gözlüğüyle ne kadar başka bir dünyadansa; Tahsin Berk de kırmızı üzerine beyaz puantiyeli kravatı ve mavi ceketiyle öteki güneş sisteminden...
Tarz olarak hiç “yakışmıyorlar” doğru, ama ruhsal olarak “yakınlar”, onu anlamış bulunuyoruz....
 SİVRİSİNEKLİ YAZ!
Cengiz Semercioğlu da yazmıştı geçenlerde. Bu sivrisinek kovucular hiçbir işe yaramıyor! Her gece yatmadan önce iki-üç tanesini birden takıyorum prize.
Yine vız da vız üşüşüyor sivrisinekler tepene, sabaha kadar emiyorlar kanını.
Gerçi artık alıştım, en fazla bir-iki saniye kaşınıyor ısırıklar, sonra unutuyorum. 2010 yazı hem yüksek nemi hem de rekor sayıdaki sivrisinek ısırığıyla tarihe geçti benim için.
 AT YELELİ YATAK
Bazıları kendi yatakları dışında hiçbir yerde uyuyamaz ya.
Bende olay tam tersi. Her yerde her koşulda uyuyabilirim, fark etmez.
Yeter ki canım uyumak istesin.
O yüzden “yatağım şu özelliklere sahip olsun” diyenleri de fazla konformist buluyorum. Tamam, onları da anlayabiliyorum.
Çünkü iyi uyku için yattığın yatak önemli cidden.
Sabah yorgun ve ağrılar içinde uyanmamak için özellikle.
Bu “yatak” mevzusuna fena halde kafayı takmış bir arkadaşımla geçen gün Adress İstanbul’da dolaşıyoruz. “İşte” dedi, “Benim yatağım bu”.
Bahsettiği yatak, Hastens yatakları. Mağazasına girip yatakları inceledik.
Görevlilerin verdiği bilgiler içinde benim en çok dikkatimi çeken, yatağın içinde at yelesi kullanmaları oldu.
“Neden at yelesi kullanılıyor?” diye sordum.
Doğada bulunan en elastik ve esnek dolgu malzemesiymiş at yelesi.
“Bu yüzden atlar telef edilmiyor umarım?” dedim içimdeki Ömür Gedik şahlanarak.
Hayır, edilmiyormuş. Zaten atların yeleleri kısaltılırmış belli dönemlerde.
Bu zamanlarda elde edilenler kullanılıyormuş Hastens yatakları için.
Unutmadan, marka İsveç kaynaklı. O yüzden özenli davrandıklarına kuşkum yok.
 Nİ?ANTA?I LAS RAMBLAS’I
“Bodrum’dan Mykonos ve St. Tropez olur mu?”, “Kuzey Kıbrıs’tan Las Vegas olur mu?” gibi hayati sorularımıza bir yenisi eklendi:
Abdi İpekçi’den Las Ramblas olur mu?
?işli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Abdi İpekçi Caddesi’nin bir bölümünü trafiğe kapatma projesini açıklarken “Burayı Las Ramblas gibi yapacağız” dedi ya, herkes, en azından Nişantaşı’na gidenler/pinekleyenler şimdilerde bunu konuşuyor. “Olur mu olmaz mı?” diye.
Las Ramblas nedir? Barselona’nın en ünlü caddelerinden biri.
Ortasındaki geniş kaldırımı meşhurdur. Burada sokak müzisyenleri, şov yapanlar ve çiçekçiler vardır. Bir de çok da iyi olmayan birtakım kafeler...
Onun dışında o kaldırım gece-gündüz bir aşağı bir yukarı fink atan insan kalabalığıyla dolup taşar.
Geniş kaldırımın iki tarafından ise trafik akmaya devam eder.
Yani tamamen trafiğe kapalı değildir orası.
Eğer Abdi İpekçi de bu model olacaksa tamam, Las Ramblas gibi diyebiliriz.
Bunu çalışmalar bittikten sonra göreceğiz. Ki çok hızlı bir şekilde başlamış bile...
Ama her halükarda mini bir Las Ramblas olur Abdi İpekçi’den.
Çünkü İspanyol versiyonuna göre bizimkisinin uzunluğu çok çok kısa...

KLİMALI NOVO

Hava hâlâ nemli, gece çıkılan açık hava mekanlarında şöyle sağa sola sallanınca bile terlendiğine göre çare kapalı ve klimalı mekanlarda.
Geçen gece bir grup arkadaş kendimizi Asmalımescit’teki Novo’ya attık bu yüzden.
Küçücük bir yer Novo. Ama klimalı! İstediğin kadar zıp zıp zıpla. Çok çok az terliyorsun. Ama dışarıya sigaraya içmeye çık, nemli havayla beraber anında şıp şıp oluyorsun.
Bu arada Novo’nun hem sahibi hem de haftada bir DJ’i olan Levent Özçelik, cidden harika dans şarkıları çalıyor. Bildik, her yerde çalanları değil, hiç duymadıklarınızı...
Klima üstüne iyi müzik yani Novo. Bol kepçeden tavsiye ederim...