Merkel, Deniz Feneri’ni sormadı

DENİZ Feneri ile AKP hükümetinin arası çok iyi. O kadar iyi ki;

Haberin Devamı

Bakanlar Kurulu’nun 20 Aralık 2004 tarih ve 2004/8278 sayılı kararı ile Deniz Feneri “kamu yararına çalışan dernekler arasında” sayılıyor.


O kadar iyi ki;


Bakanlar Kurulu’nun 12 Temmuz 2005 tarih ve 2005/9171 sayılı kararı ile Deniz Feneri Derneğine,
“izin almadan yardım toplama” yetkisi veriliyor.


Bu sayma hikayesinden önce, başka bir hikaye var.


Bakanlar Kurulu Deniz Fenerini kamu yararına çalışan dernek olarak sayacağını Danıştay’a bildiriyor, öneriyor. Bu yönde karar vermeden önce.


Danıştay 28 Şubat 2003’te “Deniz Feneri kamu yararına çalışan dernek olamaz, çünkü derneğin etkinlikleri ülke çapında yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde değildir” gerekçesiyle, Başbakanlığın önerisini ret ediyor.

Haberin Devamı

ATİLLA KART İZLİYOR


Danıştay’ın reddine rağmen, Deniz Feneri nasıl kamu yararına dernekler arasında sayılıyor?


Gayet basit. Madem ki iktidarsın, o zaman yapmalısın, faslı devreye giriyor. İmdada Yardım Toplama Yönetmeliği yetişiyor.


Belli ki, Deniz Feneri gözde bir fener. Hiç bir fedakarlıktan kaçınılmıyor.


Deniz Feneri yolsuzluğu Almanya’da patlayınca, Alman mahkemesi arka arkaya tutuklama kararı verince ve bugünlerde konu yeniden alevlenince, Türkiye’de işler karışıyor.


Ama, bu arada ister istemez bazı raporlar yazılıyor. Bunlardan biri, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi tarafından yazılan rapor.


Konuyu hukuk açısından izleyenlerden biri de, CHP Konya milletvekili Atilla Kart. Bu raporun bir bölümü Kart’a ulaşıyor.


DAHA NE YAZSIN


Raporun dilinden, çok dikkatli yazılmış olduğu belli. Yine de:


“-Dernekte çok sayıda alımla ilgili olarak, derneğin zarara uğramasını önlemek için, çok sayıdaki satıcılar haberdar edilerek, bu firmalar arasında rekabet oluşturulmamıştır. (...)

-Derneğe yapılan yardımların konularına göre, ayrı hesaplarda izlenerek, bağışçının bağış yapma amacına uygun şekilde kullanılması gerekirken, tüm bağış ve yardımlar tek bir havuzda toplanmış, bu paraların bir kısmı yurt içindeki yoksullara ayni veya nakdi olarak ulaştırılmış, diğer bir kısmı ise, derneğin cari giderlerinin karşılanmasında kullanılmış olup, yurt içi ve yurt dışında bir çok projede harcanmıştır. (...)

Haberin Devamı


-Derneğin satın alma işlemlerinde belgeler usulüne göre oluşturulmamıştır, bedeli iki milyon TL’ye kadar olan bir çok mal ve hizmet satın alındığı halde, bunların niteliği, miktarı ve fiyatı ile ilgili temin usulüne ilişkin yönetim kurulunca karar defterinde herhangi bir karar alınmadığı anlaşılmıştır”.


Bin dereden su getirilerek düzenlenen rapor bile böyle, daha ne yazsın. Toplanan paraların harcanması usulüne uygun değil. O zaman bu paralar nerede?


Atilla Kart Bilgi Edinme Hakkı Yasasından yararlanarak, raporun tamamını istiyor. İçişleri Bakanı “konuya yargıya intikal etmiştir” diyor ve raporu vermiyor.


Almanlar bugünlerde yeniden fena tutturuyor. Alman mahkemesi arka arkaya belge, bilgi istiyor, soruşturma istiyor. Bizimkiler topu taca atmakla meşgul.

Haberin Devamı


Yok hayır, öğrendiğim kadarıyla, Alman Başbakanı Merkel resmi görüşmelerde ya da gayri resmi sohbetlerinde Deniz Feneri’ni sormuyor, gündeme getirmiyor.


Ya bir de sorsaydı? Bizimkiler ne yanıt verirdi acaba?

 

Bir eski tüfeğin 90’ıncı yaşı

 

TİYATRO sanatçısı Gülsen Tuncer sunuyor. Açılış konuşmasını 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan yapıyor. Eski yoldaşları kravatlı.

Türkiye’de sosyalist sol denildiğinde, akla gelen eski tüfeklerden biri de Rasih Nuri İleri.


Üç gün önce İleri’nin 90’ıncı yaşı kutlanıyor. İleri ünlü ressam ve o da solcu Abidin Dino’nun yeğeni, Tarihçi. Ama zaten kendisi de, bir tarih.


1940’larda TKP’ye yazılıyor. Sosyalist çizgisini ömrü boyunca bırakmıyor, hiç bir zaman dönek takımından olmuyor. Hep sosyalist, hâlâ devrimci. Askerde çavuş çıkıyor, bir ara tutuklanıyor. TKP ve TİP derken, 1940’lardan 1990’lara kadar sürekli sosyalist partilerde üye.

Haberin Devamı


Yaş gününe gelen yoldaşları arasında 1944’te TKP’den tutuklanmış Şahap Bakırsan, 1951 komünist tevkifatında içeri alınan Hilmi Artan, Faika Artan var.


Rasih Nuri 1939’dan 1974’e kadar pasaport alamıyor. Geriye dönüp bakınca, “biz parti olarak hata yapmadık, Sovyetler Birliği Komünist Partisi hata yaptı” diyor.


Nostaljik havada, herkes nerede durduğunu çok iyi biliyor. Bilinçte ve kararda en küçük değişiklik yok. Bağımsızlık ve antiemparyalist duruş hiç bozulmuyor.

Günümüz iktidarına sağlam eleştiri yine aynı pencereden.


Rasih Nuri’nin 24 bin kitabı kapsayan özel kütüphanesi var.

O kütüphanenin kendisi de, Rasih Hoca gibi, bir derya.


Siz çok yaşayın Sayın Rasih

Nuri İleri. 

Yazarın Tüm Yazıları