'Zamana Meydan Okuyan Takılar Takacağız'

Tasarım yolculuğunuz nasıl başladı?

Aylin Kan: Aksesuarı ikimiz de çok seviyoruz ve modayı da yakından takip ediyoruz. Ailelerimizde bir kuyumculuk geçmişi yok. Ben Hande’nin zevkine çok güvenirim, gözü çok iyidir. Bir mekana girdiğinde mekandaki ve kişilerdeki her şeyi görür. Ona yıllardır “sen nasıl bu alanda bir şeyler yapmıyorsun” diyordum.

Bu arada siz kuzensiniz değil mi?

Aylin Kan: Evet kuzeniz.

Aylin Kan: Hande’ye mutlaka bir şeyler yapması gerektiğini söyledim. Ben hayatım boyunca hep bir şeyler yaptım. Duramıyorum. Bana iyi gelmiyor. Yaptığım her işe yaratıcılık katmayı seviyorum. Hayalleri değerli bir şeylere dönüştürmek beni her zaman cezbetmiştir. Tasarımlarımızı dijital ortama aktarabilmek için matrix öğrendik. Ürünlerimizin hepsi bizim emeğimiz, yani tamamen kendi tasarımlarımız. Tasarımı ikimiz de seviyoruz. Üretim tarafında ise bir atölye ile anlaştık. Çizimlerimizin kalıbı çıkıyor, dökülüyor ve ürünler atölyeden çıkıyor. İlk ürünler ulaştığında şoktaydık. Bunları biz çizdik ve takıyoruz. İlk tasarımlarımız olan harfli yüzükler hala çok özel. Kendi baş harflerimizle başlıyor.

Ne kadar zamanda bir yeni koleksiyon çıkıyor?

Aylin Kan: Yılda yaklaşık 2 kere diyebilirim.

Yani iki koleksiyon çıkıyor...

Kişiye özel tasarım yapıyor musunuz?

Aylin Kan: Çok fazla yapmıyoruz. Çünkü o zaman markanın özelliği de gidiyor. Ancak birbirinden oldukça farklı temalarda koleksiyonlar hazırladık. Tasarımlarda öne çıkan en önemli özellik ise zamana meydan okuyan minimalist bir çizgiye sahip olması. Charms koleksiyonu yaptık mesela. Kişiye özel küçük küçük objeler var, kişi kendine uygun ne varsa oradan küpeler, kolyeler yapabiliyorlar. Harf kolyelerimiz çok meşhurdur. Harfler zaten kişiye özel değil mi? İnsanı o ürüne manevi olarak bile bağlıyor bence. Müşteriler o zaman zaten kendini taşımış oluyor. Böylece kendi takılarını kişiselleştirebiliyorlar.

Sizce sizin markanızı nasıl kadınlar tercih ediyor? Hiç onu gözlemlediniz mi?

Aylin Kan: Kesinlikle günlük hayatta şık olan kadın. Günlük takı tasarlıyoruz ama şık. Marjinal de diyebiliriz. Mesela hiçbir küpemiz normal klasik küpe değil. Bulmaca gibi.

Hande Yılmaz: Müşteriler de bizi çok yönlendiriyor. Tullia tasarımları müşterilerimizin yaratıcılığıyla birleştiğinde birçok farklı kullanım şekli ortaya çıkabiliyor. Ürünlerimizle değişik kombinasyonlar yaratılabiliyor.

Aylin Kan: Mesela üç çeşit kullanım sunan küpelerimiz var. Sonuçta aynı ürün ama baktığınızda farklı farklı kullanılabiliyor.

Özellikle kullandığınız materyaller var mı, tercihleriniz neler?

Hande Yılmaz: Genelde konyak pırlanta bir de renkli taşları seviyoruz. Safir, yakut ve zümrütü de çok seviyoruz. Farklı bir ışıltı katıyor. Bizim harf kolyemizde de minicik de olsa bir ışıltı var. Markamızın çizgisi biraz öyle. Bir davete giderken dahi abiye kıyafetleri tamamlayacak ürünler var koleksiyonlarda.

Peki biraz önce sembollerden bahsettik. Çok fazla var aslında değil mi koleksiyonun içinde. Var mı bunun bir nedeni?

Hande Yılmaz: Tek bir parçayla bile dikkati üzerinize çekebileceğiniz, modern formlarda ve bol ışıltılı ürünler tasarlıyoruz. Sembolleri de sıklıkla kullanıyoruz. Harfler, temalar... Yani “ben burdayım” diyecek ürünlerden bahsediyorum. Tetris isminde bir koleksiyonumuz var. Harf yüzüklerimiz çok beğenildi. Daha sonra harf kolyeleri de tasarladık. Bu koleksiyona da aşık olduk diyebilirim. Aslında ikisinin kullanımı o kadar farklı oluyor ki. İnsanlar sevdiklerinin isminin baş harfini taşımayı seviyor.

Çok güzel olmuş gerçekten. Peki 2019’da nasıl takılar göreceğiz?

Aylin Kan: 2019’da birbirleriyle kombinlenebilen takılar göreceğiz. Üst üste takmak ve birbiriyle karıştırmak tasarımları bambaşka bir hale büründürüyor. Bunlar artık aksesuar kullanımının olmazsa olmazları. Tullia olarak zincirlere odaklanacağız. Bizde ihtişamı olan, ışıltılı zincirler de göreceksiniz. Yeni dönemde de zamana meydan okuyan takılar tasarlayacağız.

Tasarımlara kattığınız ışıltı ruhlarınızdan mı kaynaklanıyor?

Aylin Kan: Tullia’nın anlamı Hititçe yaşam kaynağı demek. Biz kadını da yaşam kaynağı olarak görüyoruz. Tullia kadını güçlü, üreten, parıldayan bir kadın. Mutlaka dış görüntüde olması gerekmiyor. Manevi olarak da güçlü, ayakları üzerinde duran, gözlerinden ışık saçan bir kadın. Tullia kadınında o ışığı gördüğümüz için o ışıltı olsun istiyoruz. Aslında bu kadının ışıltısı bizim en büyük ilham kaynağımız.

Başka nelerden ilham alıyorsunuz?

Hande Yılmaz: Çok değişik bir şey. Arabada giderken bile, ben hep bu örneği veriyorum çünkü enteresan bir şekilde yaşadım. Ofiste tasarım yapıyorduk. Matrix çalışırken benim bir yere gidip dönmem gerekiyordu. Çıktığımda yolun kıvrımını görünce “aa şurdan şunu yapsam ne kadar güzel olur” dedim. Trafik ışıklarından, yoldan bile bir şey çıktı.

Satış noktaları nereler? Tasarımlarınıza nerelerden ulaşabiliriz?

Aylin Kan: Bebek’teki Showroomumuzda tüm koleksiyonlarımızı bulabilirsiniz. Ayrıca Beymen’lerde de varız. www.tulliajewels.com adresinden de online olarak ulaşabilirsiniz.

Hande Yılmaz: Gerçekten müşterilerle, showrooma gelen herkesle burada aynı sizinle olduğu gibi samimi bir ortam oluşuyor. Seviyoruz müşterilerimizle birebir ilgilenmeyi. Artık müşterimiz neyi takmayı seviyor, nelerden hoşlanıyor bunu da biliyoruz.

Aylin Kan: Mesela müşterimizi tanıdığımız için “bu senin tarzın değil sen bunu tak” diyebiliyoruz. Artık styling de oluyor. Bizimle de fikir alışverişi yapıyorlar. Zevkimize güveniyorlar.

En büyük hedefiniz ne? Kim taksın istersiniz tasarımlarınızı?

Hande Yılmaz: Ben Olivia Palermo’nun tarzını çok beğeniyorum. Onun takmasını çok isterim.
Aylin Kan: Ben de çok isterim. Bir de dünyaca ünlü Jennifer Lopez olabilir mesela. Bayılıyorum, başlı başına ilham kaynağı. Yurt dışına açılma hedefimiz de var.

RÖPORTAJ: GÜLBİN ÖZBEY