Güncelleme Tarihi:
Horlaması ve tıkanması olan kişiler bu derin uykuyu yeterince alamazlar. Uyku Bozuklukları ve Horlama Tedavisi yapılan Somnostar Laboratuvarı'nda bulunan uyku odasında bilgisayar aracılığıyla, uykudan kaynaklanan sorunlar tespit ediliyor. Hastalar uyku vakitlerinden 2 saat önce laboratuvara geliyor ve kendilerine bir anket yapılıp, şikayetleri alınıyor. Daha sonra vücutlarına, alınacak 16 kayıtla ilgili kordon ve kemerler yerleştiriliyor. Testler genellikle gece yapılıyor ve bilgisayarla sabaha kadar kişi takip ediliyor, sonra da bunlar değerlendirilerek uyku bozukluğu tipleri belirleniyor. Bir gece kalmanın maliyeti 300 milyon lira olan uyku odasında, uyku esnasında vücuttaki beyin, kalp ve adale dalgaları ve solunum olayları ölçülüyor.Horlama hem tıbbi hem sosyal sorunMerkezin Kulak, Burun Boğaz uzmanı Opt. Dr. Ahmet YıldırımYıldırım, "Ne derinlikte, ne kadar nefes alınıp veriliyor. Nefese akciğer, karın adaleleri ne kadar katkıda bulunuyor. Bunların hepsinin ölçümünü yapıyoruz. Bu arada kandaki oksijeni, horlama sesini, vücudun uykuda aldığı pozisyonları ölçüyoruz" dedi. Kendilerine başvuranların yüzde 80'ini horlayanlar ile uyku apnesi (uykuda solunum durması) bulunanların oluşturduğunu belirten Opt. Dr. Yıldırım, hem sosyal, hem de tıbbi bir sorun olan horlamanın 30-35 yaş arasındaki popülasyonda erkeklerin yüzde 20, kadınların ise yüzde 5'inde görüldüğüne işaret etti. Opt. Dr. Yıldırım, bu oranın 60 yaşından sonra erkeklerde yüzde 60, kadınlarda ise 40'a çıktığına işaret ederek, aşırı horlayanlarda hipertansiyon, felç ve kalp ağrılarının horlamayanlara göre daha fazla görüldüğünü söyledi. Horlamanın en ilerlemiş halinin ise "uyku apnesi" olduğunu belirten Opt. Dr. Yıldırım, "Yani hasta 10 saniyenin üstünde nefes almadan durabiliyor. Nefes almayınca da kandaki oksijen düşüyor, akciğer zorlanıyor. Olay çok ilerlerse kalpte kalp yetmezliği meydana gelebiliyor" dedi.Kalitesiz uykuApnenin genel olarak kadınların yüzde 2'sinde, erkeklerin ise yüzde 4'ünde görüldüğünü anlatan Opt. Dr. Yıldırım, horlamayla birlikte her ikisinin kişinin uyku kalitesini bozduğunu vurguladı. Opt. Dr. Yıldırım, "Uykunun derinlikleri vardır. 8 saatlik bir uykunun 3 saati derin uyku olmalı. İşte horlaması ve tıkanması olan kişiler bir türlü bu derin uykuyu yeterince alamazlar. Uykuları hep yüzeysel olur. O yüzden de kişi gece ne kadar uyursa uyusun yeterince oksijen alamadığı için sabah başağrıları ile kalkar. Gündüz kendini bir türlü toparlayamaz. Halsiz ve yorgun hisseder. Sürekli uyuma isteği duyar. İşinde performansı düşük olur, bir türlü konsantre olamaz" şeklinde konuştu.