Yüze biyonik estetik

- Elektronik implantlarla yüze yepyeni bir çehre kazandırılıyor

- Yapay çene, dudak, burun, alın, elmacık kemiği canlı doku ile örtülüyor

- Canlılığını yitirmiş sinirler, küçük elektrik akımlarıyla yeniden canlanıyor

- Biyonik kulak sayesinde sağırlar tekrar işitme duyusu kazanıyor

'Senin benim gibi etten kemikten' sözü tarihe karışmak üzere. Mekanik, elektronik organ, doku ve beden parçalarında baş döndürücü bir gelişme yaşanıyor. İşlevleri bakımından neredeyse doğalından ayrılamaz protezler geliştiriliyor. Artık teknoloji, şimdiye kadar boyun eğdiremediği biyolojik kaleleri de düşürme hazırlığı içinde. Canlılığını yitirmiş sinirler, küçük elektrik akımlarıyla yeniden iş görür hale getirilebiliyor. Elektronik implantlar, yüz fonksiyonlarını yitirmiş hastaları ilk günlerine döndürüyor, sağırlar tekrar işitme duyusu kazanıyor. Biyoloji ve elektroniğin birleşim ürünü olan biyonik insan, bilimkurgunun fantezilerini de yakalamak üzere.

Aramızda dolaşan cyborg kardeşlerimiz, canlı dokuyla cansız dokuların birleşiminden oluşuyor. Bedenlere yerleştirilen teknoloji harikası dokuların işlevi, şimdilik yerlerini aldıkları organların görevlerini yerine getirmek. Geçen ay ABD'de düzenlenen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden bini aşkın estetik cerrahın katıldığı 'Estetikte Yeni Oluşumlar' konulu uluslararası konferanstan dönen Op. Dr. Hüseyin Güner, sıcağı sıcağına klinik uygulamalara dökülen gelişmeleri Tempo okurlarına anlattı. Dr. Güner, cyborg yaratma yolunda ilerleyen estetik gelişmeleri bizimle paylaştı.

Elektrikle çalışan vücut parçaları

'Biyonik', kelime anlamı olarak; "Elektrikle çalışan vücut parçaları ve buna bağlı vücut gücünün artması" anlamına geliyor. Bu elektronik olarak çalışan ya da ileri teknoloji kullanılarak tasarlanan vücuda uyumlu dokular, yüz fonksiyon ve görüntüsünü tamamen değiştirebiliyor. Elektronik implantlar özellikle çene, çene çizgisi, dudaklar, burun dudak bileşkesi, elmacık kemikleri, kaşlar, alın yanak iskeleti ve yumuşak doku yetersizliklerini gidermede kullanılıyor. Küçük çene, boyun, yüz bileşkesindeki ayrım yapamayacak kadar sığ çene çizgisi, silik elmacık kemikleri, çökük alın, üst dudak dokusuna gömülmüş ve kaybolmuş bir burun, yüze ifade bozuklukları veriyor. Ve tüm bu estetik sorunların çözümü, artık teknolojide yatıyor. Kemik yerine, metpore, hidroksiapatit, siyanoakrilat, yumuşak doku yerine ise silikon, hyaluronik asit, hidroksiapatit gibi malzemeler kullanılıyor.

Yapay çene, çene çizgisi, dudaklar, burun, dudak bileşkesi, elmacık kemikleri, kaşlar, alın, yüze yerleştirildikten sonra üzerleri canlı doku ile örtülüyor ve her şey insansı görünüyor.

İfade bozukluğuna çözüm

Özellikle yüz bölgesinde şekil ya da ifade bozukluğu yaşayan yüz binlerce insan var. Yüzlerinin bir tarafı diğer tarafı gibi çalışmıyor örneğin. Gülüyor ama Mona Lisa gibi, bir taraf gülerken diğer taraf sabit kalıyor. Bu tip kişilerle konuşurken, bir rahatsızlık olduğunu hissediyor ama sorunun ne olduğunu bilemiyoruz. Bir gözünü farklı kırpıyor ya da dudağının kenarında bir problem var ama dikkatli bakmayınca anlaşılmıyor. Bu tip sorunların yaşanmasının iki nedeni var. Biri yüz felci, ikincisi estetik durumlar. Yüz felci de çözümlenmesi gereken bir estetik problem olarak kabul ediliyor bu arada.

Gülemeyen, kaşını gözünü hareket ettiremeyen ya da mutluluğunu ifade edemeyen, yemek yerken ağzının kenarından yemek akıtan insanlar, fonksiyon bozukluğu yaşamalarının yanı sıra estetiksel olarak ciddi bir kusurla dolaşıyorlar.

Adale kaybı nedeniyle yaşanan sorunlar, teknolojinin ilerlemesiyle artık çözümsüz değil. Çözüm ne mi? Yüzün ifade vermekten yoksun olan kısmına takılan çipler. Algılayıcı sensör görevi gören çipler, yüzün çalışan tarafındaki fonksiyonu yüzde 0.01'lik hata payıyla algılıyor ve yüzün diğer tarafına yansıtıyor. Bu arada her hasta için ayrı bir tasarım gerekiyor. Çünkü her hastanın yüzünün yapısı farklı. Çok yakında klinik aşamaya geçecek, yani muayenehanelerde uygulanmaya başlanacak olan bu çalışmaları yapabilmek için, cerrahi bir sanat gerekiyor. Çünkü çiplerin algılama noktalarına doğru olarak yerleştirilmesi gerekiyor. Estetik cerrahlar şimdiye kadar bu sorunu, yüzün başka bir tarafından alınan dokularla tedavi etmeye çalışırken ve başarı sağlayamazken, teknolojik gelişmeler doktorlara ve bu sorunları yaşayan kişilere, çok başka bir kapıyı sonuna kadar açmış durumda.

Yapay kulak

Fonksiyonel bozukluklar belki bir milyar insanın sorunu. Diğer taraftan bir o kadar daha insan, aynaya baktığı zaman hoşuna gitmeyen, estetik olarak gördüğü problemler yaşıyor ki, teknolojik materyaller onlar için de kullanılmaya başlanıyor. Örneğin kişinin kulağı yok. Bu kişinin diğer kulağının, şimdilik ABD, İngiltere ve Fransa'da bulunan özel tarayıcılarla birebir kopyası çıkarılıyor. Bu tarayıcıya bağlı olarak çalışan kalıp çıkarma cihazları da üretilmiş durumda. Kalıplara dökülen kulak, metfor ve silikondan meydana geliyor. Yapay kulağın üzeri kanlı canlı bir doku ile örtülerek kişilere takılıyor. Bu malzemenin yerleştirilen bölgede uzun yıllar problem yapmaması gerekiyor. Dr. Hüseyin Güner uzun yıllardır kullandıkları malzemenin üç ay içerisinde yara yapmaya başladığını ve iki üç sene içinde de yenisini yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyor. Yeni teknoloji ürünü kalıplar, dünyada ilk önce meme protezinde denenmiş. Vücuda birebir uyumlu olduğu anlaşıldığı için yüzde de kullanılmaya karar verilmiş. Şimdi dünya, yüze kontür vermek için de bu malzemeleri kullanmaya hazırlanıyor.

Kaynak: Tempo / Yasemin YURTMAN