Güncelleme Tarihi:
Doğanın insanlığa sunduğu bitkiler, insan vücudu için birçok fayda sağlarken, bu bitkilerden elde edilen yağlar, zengin besin içeriği ile insan vücuduna şifa sunuyor. Bitkilerden elde edilen doğal bitkisel yağlar yüzyıllardan beri cilt kuruluğu, deri yaşlanması, atopik dermatit, egzema ve yara iyileşmesi de dâhil olmak üzere tıpta pek çok hastalığın tedavisine ve cilt bakımına yardımcı olmak için medikal tedavi ile ve hekim tedavisine destek olarak kullanılıyor. Son yıllarda modern estetik tıp, bitkisel yağları dermokozmetik ürünlerde daha sık kullanmaya başladı. Katkı maddesi içermemeleri nedeni ile günümüzde kullanımı daha da cazip hale gelen bitkisel yağlar, genellikle tüm cilt tipleri için kullanılabilirken bu yağları genellikle en çok kuru ciltler tercih ediyor. Bitkisel yağları kullanırken “Doğal olan her şey zararsızdır” mantığı ile de hareket etmemek gerekiyor Bitkisel yağları seçerken cilt tipi ve varsa cilt hastalıkları göz önünde bulundurarak onaylı, dermatolojik testlerden geçmiş ürünler tercih edilmelidir. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Afrika’da birbirinden farklı tıp fakültelerinde yapılan klinik çalışmalarda Bio-Oil’in bitkisel yağlar ve vitaminleri bir araya getiren formülü ISO 16128 ile de ispatlanmış durumda.
Bitkisel yağların ne gibi faydaları var?
Bitkisel yağlar; sabit yağlar ve uçucu yağlar olarak temelde 2 gruba ayrılıyor. Bitkisel yağlardan faydalanmak için sabit yağların soğuk sıkım yöntemi ile elde edilmesi gerekiyor. Uçucu yağlar (esansiyel yağlar) ise bitkilerin kokularını içeren bileşenlerden oluşuyor ve su buharı damıtması ile elde ediliyorlar. Küçük bir şişe uçucu yağ üretebilmek için yüzlerce kilo bitki kullanılması gerekiyor. Uçucu yağların tıpta yaklaşık 5 bin yıldır kullanıldığı biliniyor. Çok konsantre oldukları için sabit yağlar ile birlikte seyreltilerek cilde uygulanmaları gerekiyor. Uçucu yağlar ferahlatıcı kokularının yanı sıra birbirinden farklı cilt sorununda medikal tedavi ile ve hekim tedavisine destek olarak kullanılabiliyor. En sık kullandığımız uçucu yağlardan lavanta yağı, antibakteriyel, nemlendirici ve yumuşatıcı özelliklere sahip olmasının yanı sıra böcek ve arı sokmalarında, egzama tedavisinde medikal tedavi ile ve hekim tedavisine destek olarak da kullanılmaktadır.
Vücudumuzun en büyük organı olan derimizden sürekli olarak buharlaşma yolu ile su kaybı oluyor ve bu da deride kuruluk, çatlama ve kaşıntıya yol açıyor. Derimizdeki su kaybı alt tabakalardan desteklendiği için bu kaybı su içerek telafi etmek derinin nemi açısından oldukça önemli. Ancak ilerleyen yaş ve bazı cilt hastalıkları yüzünden derinin alt katmanlarından gelen su transferi yeterli olmuyor. Sık sık yıkama ve güneş ışığına fazla maruz kalmanın da sebep olduğu su kaybı yüzünden deri, kuru, pürüzlü ve kepekli bir görünüm almaktadır. Bu yüzden nemlendirici ürünlerin de destek için kullanılması gerekiyor.
Ergenlik döneminde hızlı boy uzaması, hızlı kilo alma ve gebelik döneminde karın ve göğüsteki hızlı büyümeler gibi vücutta yaşanan değişiklikler deride bir gerilme yaratmakta ve bunun sonucunda yırtılmalar, yani çatlaklar meydana gelmektedir. Bu çatlakların nedeni derinin orta tabakasındaki (dermis) elastin ve kolojen liflerinin zarar görerek kopması olduğunu söyleyebiliriz. Deride oluşan bu hasarın görüntüsü ilk zamanlar kaşıntılı ve mor-pembe rengindeyken ilerleyen aylarda çökük, beyaz renkli çizgisel çatlaklar şeklinde görülüyor. Çatlak tedavisi de uzun soluklu ve zorlu bir süreç olduğundan burada öncelikle çatlakların oluşmasını engellemek gerekiyor. Derimiz bizleri dış çevresel koşullardan korumak için bariyer görevi üstleniyor. Bu görevi tam olarak yapabilmesi için esansiyel yağlar dediğimiz hem beslenme yoluyla hem de cilde dışarıdan uygulayarak alabildiğimiz omega-6 (linoleik asit) ve omega-3 (linolenik asit) yağ asitlerine ihtiyaç duyuyor. Çünkü bu esansiyel yağlar vücudumuzda üretilemiyor ancak alınan takviyeler ile bu ihtiyaç giderilebiliyor. Esansiyel yağlar aynı zamanda deri ve tırnak sağlığı için medikal tedavi ile ve hekim tedavisine destek olarak kullanılabiliyor. Esansiyel yağ asitleri bakımından zengin olan soya tohumu yağı, ayçiçeği yağı, aspir tohumu yağı, jojoba yağı, narçiçeği yağı, kalendula yağı, paçuli uçucu yağı, lavanta uçucu yağı, papatya yağı, buğday tohumu yağı ve üzüm çekirdeği yağı ise en faydalı bitkisel yağlar arasında gösteriliyor. Bio-Oil Natural de bu sebeple içeriğindeki 14 bitkisel yağ ile anti enflamatuvar, antioksidan ve vitaminlerle de harmanlayarak cildi beslemeye yardımcı oluyor.