Güncelleme Tarihi:
Hepimiz biliyoruz ki, özellikle uyum sağladığımız şehir hayatı ve şehirli kadın olma algısı güzelliğe bakış açımızı önemli ölçüde değiştirdi. Hepimiz her koşulda kendimizin en iyi halinde olmayı çok önemsiyoruz. İşte bu noktada karşımıza medikal estetikteki yeni trendler çıkıyor.
Şartlar ne olursa olsun, aynaya baktığımızda kendimizi iyi hissetmemiz çok kıymetli. Hepimiz, gördüğümüz yansımanın o an hissettiğimiz duyguları tam anlamıyla ifade etmesini istiyoruz. Çok enerjik ya da mutlu hissettiğimiz bir anda yorgun ve mutsuz bir ifade ile karşılaşıyorsak işte o zaman içsel bir çatışmaya hapsoluyoruz ve aklımıza o soru geliyor, “Kendimin en iyi halinde görünmek için ne yapmalıyım?”
Medikal estetik uygulamalarında yeni trend duygusal ihtiyaçları belirlemek. Tüm dünyada kabul gören Güzelliğin Kodları yaklaşımı da duygusal beklentileri merkeze alarak kişiyi kendisinin en iyi haline ulaştırmaya odaklanıyor.
Güzelliğin Kodları ile yüzün duygusal mimarisi oluşturuluyor
Kişiye özel olarak ve kişinin duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak uygulanan bu yaklaşım; çene, çene çizgisi, alın, kaş ve dudaklar olmak üzere tüm yüzü kapsayarak medikal estetiğin kullanım şeklini geliştiriyor.
Alt yüz ve çene hattı, yüzün genel ifadesini değiştiriyor
Kendimizde memnun olmadığımız unsurların psikolojik temeline indiğimizde sonuçlar daha memnun edici hale geliyor. Özellikle alt yüz ve çene hattı bölgesindeki yeni trendler yüzün bütünüyle ve ifadesiyle çok ilişkili. Bu nedenle medikal estetik kararında yüze bir bütün olarak bakılmalı.
Ön çenenin, arka çene köşesindeki açının ve ikisini birbirine bağlayan hattın iyileştirilmesiyle daha net ve keskin bir kontur elde edilebildiğine dikkat çeken Saltat, bu bölgeye yapılan müdahaleler ile gıdı görünümünün azaltılabildiğine, çene hattındaki yaşa bağlı sarkmaların ortadan kaldırılabildiğine ve yüzün alt bölgesinin belirginleşmesi sayesinde daha ince ve genç bir görünüm yakalanabildiğini belirtti.