Güncelleme Tarihi:
Uzmanlığım olan pazarlama iletişimi ve marka yönetimi alanında bir blog oluşturmaya gayret ediyorum. Yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu, bu alanda tüm sorumluluğu almam için beni motive ediyor. Önce her şeyi mükemmel yapmaya çalışırken, tahmin edersiniz ki, hiçbir şey yapamadım.
Adım attım mı, evet! Ancak içimdeki sabotajcı anında kendini gösterdi, disiplinli davranamadım, yazı yazamadım, ilerleyemedim yani. Oysa kendimi izleyerek, koyduğum programa sadık kalabileceğimi farkettim. Disiplinli olamamamın ana nedeni, sonraki adımı görememe ve bir türlü toparlanamamdı.
Kendime çok şaşırdım. Beni kime sorsanız, aşırı disiplinli hatta asker gibi olduğumu söyleyeceklerdir. Ancak kendi işimi yapmaya gelince dünyanın en tembeli oluyorum. Hakan, “İş hayatında başkaları için çalışınca, olumsuz bir söz söylenmemesi için koşuşturduğunu görüyoruz, bu korku seni disiplinli hale getirmiş ancak kendi yaşamın sözkonusu olunca, herhangi bir yaptırım olmadığı için disiplin de yok” diyor. Ne acı, başkalarını mutlu etmeye çalış, kendini hiç umursama!
Artık yetinmeyi bırakıyorum, kendimi farketmeyi, izlemeyi, takip etmeyi ve kendim için en iyiyi istiyorum ve elimden geleni yapıyorum. Değerlerimizi farkedelim, kendimizi onurlandıralım. Sevimsiz taraflarımızı da görelim, onlarla barışalım ve yolumuza devam edelim…
Görüşmek üzere….
Ayşegül