Güncelleme Tarihi:
Birinci Yanlış: Bir yeniliği satın alma olanağı vardır. Yeni ürünler ve yeni hizmetler her zaman şirketlerin yenilikçiliklerini sergilemelerinin en gözle görülür yollanndan biri olagelmiştir. Ne var ki, yeni ürün ve hizmetler rekabet etmenin tek yolu değildir. Önemli yenilikler pek çok başka ortamda da başarılı olur: bunlar arasında tüketicilerin yararlandıkları ancak belki de hiçbir zaman gözleriyle göremeyecekleri yenilikler de bulunur. Potansiyel yenilikçilik alanları arasında üretim maliyetinin düşürülmesini, depolama ve dağıtımda verimliliğin artırılmasını, müşteri hizmetindeki iyileştirmeleri, yaratıcı pazarlama uygulamalarını ve promosyonları, yeni ambalajlama biçimlerini sayabiliriz.
İkinci Yanlış: Bize gerekli olan yalnızca birkaç iyi ve yeni düşüncedir. Yaratıcılık ile yenilikçilik arasındaki fark şu cümleyle özetlenebilir: "Harika bir fikir, siz onu gerçeğe dönüştürünceye kadar yalnızca bir fikirdir." İş dünyasında yaratıcı düşünceler ve bilgi, uygulamaya geçirilmedikleri sürece bir anlam taşımazlar. Uygulamaya geçirilmeyen bir fikir buhar olup uçar. Yeni fikirler geliştirip ortaya sürmeniz halinde bile yenilikçilikten kilometrelerce uzaktasınız demektir. Usta yenilikçiler, kırılgan fikirleri, yenilikçiliğin önünü tıkayan engellerin üzerinden özenle aşırırlar.
Üçüncü Yanlış: Bir kez "buldum" diye bağırdığımızda her şey tamam demektir. Yaratıcı kişilerle yenilikçileri harekete geçiren güçler birbirinden farklıdır. Yaratıcı insanların tutkusu, "buldum" diye bağırabilecekleri anı, yani bulduğunuz bir sonucun olağanüstü bir fikir olduğunu fark etme deneyimini yaşamaktır. Eğer siz de "buldum" anından büyük keyif alanlardansanız, gerçekten yaratıcı bir insan olabilirsiniz ancak yeniliklere giden uzun ve zahmetli yolda yürüyecek sabrınız belki de yoktur. Tersine eğer siz "buldum" anından çok yeni ve taze fikirleri gerçeğe dönüştürme sürecinden zevk alıyorsanız, doğuştan yenilikçi biri olduğunuz söylenebilir. Eğer öyleyse sizi harekete geçiren, yeni bir fikrin sahibi olmaktan duyacağınız gurur değildir ve yeniliklerin önünü tıkayan engelleri aşmak için farklı uzmanlık alanlarından kişileri bir araya getirecek bir ekipte çalışmak gözünüzü korkutmaz. Daha doğrusu başarılı bir uygulamaya giden engebeli yolda yürümekten hoşlanırsınız. Tabii ideal bir yenilik ekibi fikir üreticileri ile uygulamacıları bir araya getirmelidir. Yenilikçilik yolunda yaşanacak güçlüklerden biri de bu iki tür insanın birbirlerinin güçlü yönlerini takdir etmelerini sağlamaktır.
Dördüncü Yanlış: Doğru fikir birden bire aklınıza gelecektir. "Buldum" faktörünün kökleri su dolu bir küvete girip birden bire altının saflığını ölçmenin yolunun suyun kaldırma gücü ve cisimlerin su içinde kapladığı yere ilişkin ilkeler olduğunu anlayan Arşimed'in "Eureka!" ("Buldum") diye bağırması öyküsüne dayanır.
Bu sonucun Arşimed'in aklına bir anda, kör edici bir parlak ışık halinde geldiğini düşünmek yanıltıcı olur. Onun önceden "iyi hazırlanmış" bir aklı vardı. Bir süredir bu sorun üzerinde fikir yürütmekteydi. Sonunda küvete girdiğinde, rahat ve gevşek bir yoğunlaşma halinde iken çözümün tüm parçaları bir araya geliverdi. Beynini önceden hazırlamamış olsaydı, o "Buldum" anını hiçbir zaman yaşayamayabilirdi.
Yaratıcı fikirleri gerçeğe dönüştürme konusunda yetenekli kişiler ile ekipler yanıtların birden bire ortaya çıkmasını beklemenin yanlış olduğunu bilirler. Onlar, "buldum" yanılgısına kendilerini kaptırmaz; doğru yanıtın bir anda şimşek gibi kafalarında çakmayacağına inanırlar. Onlar bir sorun üzerinde çalışmaya devam ettiklerinde eninde sonunda bir çözüme ulaşacaklarını bilirler.
Beşinci Yanlış: Başarılı olacak bir düşünceyi ilk gördüğüm anda tanırım. İleride başarılı olacak yeni bir düşüncenin ilk ortaya atıldığı anda bu niteliği ile tanındığı ender görülen bir durumdur. Bunun nedeni düşünceleri zaman içinde sabit bir noktada, genellikle ilk duyduğumuz anda değerlendirmemizdir. Başlangıçta saçma görünen bir düşüncenin aslında parlak bir fikir olabileceği ancak yaşanarak öğrenilebilecek bir durumdur. Çoğu kültürde riskten olabildiğince kaçınmak gerektiği içindir ki, başarı potansiyeli olan pek çok fikir değerleri ilk bakışta görülemediğinden dolayı bir tarafa atılmıştır.
Altıncı Yanlış: Yenilikçi olabilmek için elimizde açıkça tanımlanmış, tekrarlanabilir bir süreç olmalıdır. Şair Willliam Blake'in, "dehanın dolambaçlı yolu" olarak nitelendirdiği durumu çözebilmek amacıyla milyon dolarlar harcanmış ancak çabalar sonuçsuz kalmıştır. Yenilikçiliğe gidecek düzenli, mantık sırası içindeki adımları arama cabası yenilikçiliğin doğasında var olan dağınıklığı dikkate almaz. Ne var ki yenilikçilik çabaları esnek bir süreç yaklaşımından yararlanır.
Yedinci Yanlış: Yenilikler büyük ölçekte ve birden yapılmalıdır. Japonlar on yıllardır küçük küçük yenilikler yapmakla yetinmişlerdir. Böylece rakiplerini çok geride bırakmayı başarmışlardır. Oysa dünyanın diğer bölgelerinde iş dünyası genellikle, yenilik eğrisinin çok gerisinde kaldığını fark edinceye kadar değişime karşı çıkar. Sonra da yetişmek için birden ve büyük ölçekli bir yenilenme yaşaması gerektiğine karar verir. Bu panik durumunda eğer getirilen düşünceler devrimci nitelikte değilse reddedilirler.
Sekizinci Yanlış: Yenilik yapmak için bir tek toplantı yeterli olabilir. Yaratıcılık tek bir toplantıyla gerçekleştirilebilir ancak yenilikler yapmak için yenilik sürecinin hangi noktasında bulunduğunuza bağlı olarak, bileşimleri birbirinden farklı, çeşitli grupları bir araya getiren bir dizi etkileşim gereklidir.
Dokuzuncu Yanlış: Daha geçenlerde yeni bir düşünceyi uygulamaya geçirdik, artık biraz dinlenebiliriz. Yenilikçilik dur durak bilmez. "Tamam, yeniliğimizi yaptık, şimdi arkamıza yaslanıp karlarımızın artışını izleyebiliriz?" deme şansınız yoktur. Böyle yaparsanız birisi gelir, sizi yenilikçilik motorunuzu yeniden çalıştıracak zamanı buluncaya kadar sizin pazar payınızı elinizden alıverir.
Sürekli yenilik sanatında usta olmak istiyorsanız kendinizi yukarıda saydığımız bu yanılgılardan kurtarmalısınız.
Mark Henry SEBELL
Creative Realitis Inc.'ın CEO'su
Kaynak: Marketing Türkiye