Güncelleme Tarihi:
Diyelim ki, uzun süredir hoşlandığınız biriyle akşam yemeğindesiniz. Mekan güzel, müzikler hoş... Hatta, aklı başında laflar ettiğiniz bile söylenebilir. Ama bunlara bakıp da her şeyin yolunda gittiğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü az sonra yemekler gelecek ve siz çatalı tabağa daldırır daldırmaz, partneriniz yatakta nasıl biri olduğunuzu hemen anlayacak. Mesela, yemeği bitirmekte aceleci davranırsanız, sizin -hızlı yemek yiyen erkeklerin yüzde 80'inde görüldüğü gibi erken boşalma problemi yaşadığınızı düşünecek. Ya da işi ağırdan alıp, balığın kılçığını, dolmanın fıstığını incelerseniz, yatakta da kaplumbağa hızıyla hareket ettiğiniz vehmine kapılacak.
Ama yemeğin aşkla ve seksle ilişkisi bu kadar değil. Zira sipariş ettiğiniz yiyecekler de "akşam yemeği"nin sonuyla fena halde ilişkili. Mesela, partnerinizi kuş sütünün bile eksik olmadığı bir sofrada ağırlarsanız, bu da ateşli bir aşk gecesi yerine, tatlı bir uyku hayali kurduğunuz anlamına gelecek. Çünkü onca yemeğin ardından yatağa girer girmez derin bir uykuya dalacak ve ihtimal, sabah melekler kadar "masum" uyanacaksınız.
Aşk, cinsellik ve yemek arasındaki ilişkinin küçük ipuçları sayılabilecek bu bilgiler, psikoloji profesörü Willy Pasini'nin kaleme aldığı "Aşk ve Yemek" adlı kitapta geçiyor. Pasini'nin psikoloji yanı sıra medya, gastronomi, sosyoloji gibi birçok alandan edindiği bilgiler ve geniş katılımlı bir anketin sonuçları üzerine yazdığı kitap, beslenme-cinsellik bağının gizli toplumsal ve psikolojik anlamlarını sorguluyor. İlginç yanı ise, haz, baştan çıkarma, samimiyet, kimlik, sosyalleşme ve sağlık gibi konu başlıklarını içeren anketin sonuçları. Çünkü bin 500 Fransızın katılımıyla gerçekleştirilen anket sonuçlarının çoğu hem çok şaşırtıcı hem de alışıldık kalıpları bütünüyle yıkıyor.
Yanda, Pasini'nin yemek ve aşk üzerine yaptığı anketten birkaç tespit yer alıyor. Kitabı okuyunca yemek hakkındaki birçok düşüncenizin değişeceğine şüphe yok ama, bu kadarı da "alt tarafı yemek" deyip geçenlerin kulağına küpe olabilir belki. Neden derseniz, anketlere göre afiyet olmayınca, aşk da pek olmuyor.
"Aşk ve Yemek", Willy Pasini, İletişim Y.
Joseph'in iktidarı*
"Joseph'in iktidarsızlığına bütün doktorlar tedavisi yok hükmünü vermiş. Son umut: afrodizyaklar. Arkadaşlarının nasihatleri üzerine, ekmeğinin afrodizyak erdemleriyle meşhur olduğu bir fırına gitmiş. "Beş kilo ekmek verin bana" demiş. Şaşkına dönen fırıncı "Ama... kurur, sertleşir" diye bağırınca Joseph "o zaman on yapalım şunu" demiş."
*Kitabın "Balayı ve mizah" adlı bölümünden.
Kadınların yüzde 85'i iyi yemek pişiren erkekleri çekici buluyor
Biz "erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer" sözüyle büyütüldük ama Pasini'nin anketi aynı kanıda değil. Çünkü erkekler, iyi sevişen kadınları iyi yemek yapan kadınlara tercih ediyor (yüzde 24'e yüzde 19). Kadınlar söz konusu olunca sonuç daha ilginç. Çünkü Fransız kadınlarının yüzde 85'i iyi yemek pişiren erkekleri çok çekici buluyor.
Önce seviş, sonra uyu...
Çiftlerin yüzde 27'si sevişme sonrası uyumayı tercih ediyor. Yüzde 25'i ise yataktan kalkar kalkmaz sigara içiyor. Yüzde 8'i su içiyor, yüzde 6'sı da bir şeyler atıştırıyor.
Anna Karenina bamyaya karşı!
"İsminiz saygın bir yemeğe mi, yoksa ünlü bir aşk hikayesine mi verilsin?" sorusuna her yüz Fransızdan 42'si "aşk hikayesi" diye yanıt veriyor. Ama "yemeğe verilsin" diyenlerin sayısı da az değil. Kadınlarda yüzde 28, erkeklerde yüzde 26.
Çok yiyip şişmanlamamak mümkün mü?
35 yaş altı Fransız erkeklerinin yüzde 60'ı obur kadınları çekici buluyor. Ama aynı gruba "zayıf mı yoksa şişman bir kadın mı istersiniz?" diye sorulduğunda yüzde 64'ü zayıf kadınları tercih ediyor. Yani 35 yaş altı gençler çok yemek yiyen ama kilo almayan kadınlardan hoşlanıyor. Anlayacağınız, Fransız kadınlarının işi zor.
Gençler zayıf, yaşlılar tombul kadın istiyor
Pasini'nin araştırmaları ilginç bir tespiti daha içeriyor. Bu da, partnerinin "ince" olmasını kadınların erkeklerden daha çok önemsediği. Zira oran kadınlarda yüzde 62, erkeklerde yüzde 50. Bu konudaki bir başka ilginç not da şu: Erkekler yaşlandıkça tercihlerini tombul kadınlardan yana kullanıyorlar.
Damak tadı, sevişmekten daha cazip
Tek başınıza bir yolculuğa çıktığınızda yeni bir mutfak mı yoksa yeni bir sevişme biçimi mi keşfetmek istersiniz sorusuna Fransızların verdiği yanıt ezici bir üstünlükle yemek lehine.
Yeni bir mutfak keşfetmeyi tercih ederim: yüzde 35
Yeni bir sevişme tekniği keşfetmeyi tercih ederim: yüzde 19.
Aşk, yemekle başlar
"Bir aşk gecesinden önce hangisini yapmayı tercih edersiniz?" sorusunun yanıtı çiftlerin hâlâ romantik başlangıçlardan yana olduğunu gösteriyor: Başbaşa yemek yüzde 48, romantik gezi yüzde 18, gösteri yüzde 21, yorum yok yüzde 12.