Yılmaz Erdoğan bu filmlere bir baksın

Yine bir üstün başarı elde edecek filmimiz daha çekime başlanmadan tartışmaları pompalayarak, kişisel gündemlerimize dahil olmayı başardı.

Haberin Devamı

Ünlü ve yetenekli oyuncu-yönetmen-senarist-komedyen-stand up’çımız Yılmaz Erdoğan bir sinema dergisine verdiği röportajda durup dururken ‘Türk filmlerinde neden ezan sesi duyulmuyor, biz de hep bu batılı baskı vardı’ diye kendini ortalara attı. Ne tatlı tesadüf. Tam da yeni filmini çekmeye başladığı zamanda bu ne hoş yüksek mertebelere göz kırpış.

Çok sistemli, çok planlı.

Mahsun Kırmızıgül taktiklerinin yeni ve entelektüel versiyonu gibi. Mahsun bey’de her filminden aylar önce magazin medyasını gerek oyuncularıyla gerek filminin dahiyane konusuyla şöyle bir çalkalar.

Peki acaba gerçekten Yılmaz Erdoğan haklı olabilir mi? Türk sinemasında ezan ya da dinin motifler baskı unsurları yüzünden kullanılmıyor olabilir mi?

Keşke Erdoğan seviyesini ve filmlere olan ilgisini Neşeli Hayat filminde Noel Baba’yı Türk yapmak düzeyinde tutacağına biraz daha yeni dönem Türk sinemasıyla ilgilenseydi entelektüel olarak biraz daha keskin olabilirdi. Belki bizi biraz daha ikna edebilirdi.

Haberin Devamı

Mesela Reha Erdem’in bol ödüllü 5 Vakit filmi’ne bir baksaydı… Filmin tamamı adına da uygun olarak namaz saatlerine göre bölünüyor. Ve her bölümden bir diğerine geçilirken ezanları duyuyoruz. Olağanüstü bir sabah ezanı sahnesi var mesela. Erdoğan o sırada BKM mutfak oyuncularının müthiş komedi yetenekleriyle kafa patlatıyor olabilir ama keşke 5 Vakit’i ir izleseydi, o zaman görürdü ezan kullanımı ve sanat filmi bir arada nasıl olabiliyor.

Sadece ezan mı? Mahmut Fazıl Çoşkun’un Uzak İhtimal’i bir müezzinle rahibenin aşkını anlatıyor. Ve doğal olarak bol miktarda ezan, namaz, müzezzin sahnesine sahip, harika bir ilk filmdir. Mükremin Abi onu da izlemedi herhalde.

E hadi o zaman Takva’yı izleseydi o aman. Bir tarikatta dönüşüm geçiren adamın hikayesinde dini motiflerin ne sıklıkla kullanıldığını görse belki de ikna olurdu.

Ama canım bunlara ne gerek var? Atalım tutalım, dikkat çekelim yeter. Yılmaz Erdoğan sineması dediğimiz şey dayayalım Kıvanç Tatlıtuğ’u, dayayalım bol miktarda göz yaşını, alalım Kültür Bakanlığı’ndan dilediğimiz bütçeyi, biraz tartışma katalım, biraz Demet Akbağ’dan kötü komedi oyunculuğu görelim gişemizi garantileyelim.

Haberin Devamı

Ne kolay hayat. Tıpkı bir neşeli hayat!

 

Yazan: Yiğit Karaahmet

Yazarın Tüm Yazıları