Paylaş
New York Times’a göre bu terim, şirketler tarafından en az bin takipçisi olan ve sosyal medyada reklam vermeye istekli olan kişileri tanımlamak için kullanılıyor. Şöhret eksiklikleri onları ulaşılabilir kılan özelliklerden biri. Instagram’da bir şampuan, losyon ya da mobilya markası önerdiklerinde sözleri gerçek bir arkadaş tavsiyesi gibi duruyor. Ki zaten markalarca istenen de bu.
Nano’lar küçük bir komisyon karşılığında tabii faturasız olarak (bir milyon takipçili olanların büyük bir kısmının da fatura vermediği malum) şirketlerin söylediği her şeyi dile getirebiliyorlar.
Yaklaşık 2800 Instagram takipçisi olan Alexis Baker nano’lardan sadece biri. Sıradan bir sosyal medya varlığına sahip. Ancak Suave Professionals Rose Oil Infusion şampuan, Clinique Beyond Perfecting kapatıcı ve soğuk kahve ile hindistancevizi suyunun karışımı olan Loco Coffee’ye yağdırdığı övgülerle hem para kazanmaya başladı hem de takipçi sayısı arttı.
Reklamcı Mae Karwowski'e göre, nanoinfluencer’lar markalar için müthiş bir fırsat. Nanoinfluencer olmanın tek kuralı ise 1000 ile 5000 arası takipçiye sahip olmak. Influencer’ın sözü dinlenir, saygı uyandıran biri olması, takipçi profilinin ise insanları yönlendirebilen, akıllı bireylerden oluşması önemli. Karkowski gelinen noktayı, “Markalar inanılmaz paralar talep eden ve kendinden hiçbir şey katmayan fenomenlere gitmek istemiyor, onların yayınladığı hiçbir şeyin gerçeği yansıtmadığını ve markayı aşağı çektiğini biliyor” şeklinde açıklıyor.
Çevrimiçi şöhretli sosyal medya kişilikleri, tüm dünyada cirolarını yükselttikçe kaliteyi kaybeder hale geldi. Her gelen paralı teklife, markanın güvenilir olup, olmadığına bakmadan ‘evet’ demeye başladılar. Standart rakamları veren herkes onların sayfasında yer alabildi. Bunun da Google reklamlarından hiçbir farkı kalmadı.
Nano influencer’lar insanları yönlendirebilme anlamında bir milyon takipçisi olan sosyal medya kişiliklerinden çok daha etkin olabiliyor. Bu ölçülebilen başarının arkasında ise nano’ların daha gerçekçi olması durumu yatıyor.
Geçtiğimiz günlerde ABD’de ‘Mr. Fallback’ adıyla tanınan Luka Sabbat isimli bir fenomene dava açıldı. Sabbat, bir marka için hikaye ve story yayınlayacak ve karşılığında 60 bin dolar alacaktı. Anlaşmaya aracı olan halkla ilişkiler şirketi davayı kazandı ama Sabbat’ın açıklamaları rakamı düşük bulup, anlaşmayı başka bir marka için ihlal ettiğini gösteriyordu.
Markalar “Hiç yoktan para kazanan” ve artık kendilerine bir şey kazandırmayan fenomenlere çok sinirli, ki haksız da sayılmazlar. Tanınmış influencer’ların takipçileri bu işten artık deli paralar kazanıldığının farkında ve önerilen hiçbir şeye güvenmiyor. Bu durumda tek kaybedense markalar oluyor.
Nano influencer’larla birlikte Warhol’un “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözü gerçek oluyor, üstüne para kazanılıyor.
Paylaş