Paylaş
Sağlığı ve güzelliği geri yükleyen doğanın bu çözümlerinin en simge ismi antik çağ kraliçesi Kleopatra'dır. Siyah ve parlak saçlarını, mükemmel cildini onda daimi kılan, saklayan; söz ettiğimiz "geleneksel" yöntemler oldu. O dönemler, bitki yağları, tohumlar, kınalar en çok kullanılan yollardı. Saç ya da diğer estetik sorunlar için, bitkiler ve ot bileşenleri, yaşlanmayı geciktirici takviyeler oldular asırlarca.
Eski kültürlerde doğa adeta bir "anne" gibiydi. Bağrında yetişen farklı yüzlerce ot, "sağlık ve güzellik" hizmeti sağlardı. Asırlar da geçse, değişmeyen gelenekler, zamanın koşullarında yenilenerek sürdü, sürüyor. Sağlığı ve güzelliği geri yükleyen doğanın bu çözümlerinin en simge ismi antik çağ kraliçesi Kleopatra'dır. Siyah ve parlak saçlarını, mükemmel cildini onda daimi kılan, saklayan; söz ettiğimiz "geleneksel" yöntemler oldu. O dönemler, bitki yağları, tohumlar, kınalar en çok kullanılan yollardı. Saç ya da diğer estetik sorunlar için, bitkiler ve ot bileşenleri, yaşlanmayı geciktirici takviyeler oldular asırlarca.
Şırıngayla değil doğal maskeyle alın
Şimdi ise doğanın bir çok gençlik sağlayan maddesinin "kimyasal isimler"le anıldığını görüyoruz. Güzellik kliniklerinde deri altına enjekte edilen ve gençleştiren, bir çok gençlik düşkünü ünlünün de vazgeçilmezi olan "Hyaluronik asit", aslında erişilmez medikal bir malzeme değil! Bazı deniz ürünlerinden ve bitkilerden elde ediliyor. Cildi parlayan, genç görünen bir arkadaşınıza sırrını sorduğunuzda, "Hyaluronik asit"in deri altına enjekte edildiği medikal uygulamalardan faydalandığını söyleyecektir muhtemelen.
Hyaluronik asit, vücudun her dokusunda bulunur ve bazı aktiviteleri gerçekleştirmekten sorumludur. Cilt yaşlanmasını azaltılması ve bağışıklık sistemini güçlendirmesinde kullanılır. Bu gençlik kaynağı olan özel sıvı, bitkilerde de var. Hyaluronik asit'i hergün yiyerek tüketeceğinizi, bu besinlerle cilr maskeleri yapabileceğinizi biliyor musunuz? Size Hyalüronik asit, içeren bazı besinleri anlatmak istiyorum sizlere.
Dünya Starları 'Kıvırcık Lahana' Tketiyor
Hyaluronik asit, tüm fasülye çeşitlerinde, soyada, baklagillerde, maydanozda, pancarda, lahanada ("kale" adı da verilen ve dünya starlarının baş tacı sebzesi bir lahana türü) buğday çiminde ve ıspanak gibi sebzelerde bulunur. Buğday ve bezelye de bu gençleştiren maddeyi içerir. Siz bu besinlere yaptığınız maskeleri, 1 veya 1.5 ay boyunca düzenli olarak yüzünüze sürdüğünüzde güzellik kliniğinden çıkmış gibi çehreye kavuşursunuz. Ayrıca sofranızda yiyecek olarak bulundurup tükettiğinizde o da bonusu olur! Yani hemen bıçak altına, iğne altına yatmadan, biraz emekle genç kalmanız gayet mümkün.
Üzümün Karası Makbul
Kara üzümden de söz etmek istiyorum. Yazın star meyvesi. Ezerek elde ettiğiniz maskelerini yaz boyunca sakın ihmal etmeyin. Ezip, cilt maskesi olarak yüzünüzde bekletin. Bu kara tanelerin içinde meyve şekerleri, C vitamini, provitamin A, B1, B2 ve niasin, mineraller (potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir). Meyveler C vitamini fazlaca bulunur. Fakat yüzünüze süreceğiniz bu renkli suya 2 damla saf zeytinyağı veya argan yağı damlatmazsanız istenen etkiyi elde edemezsiniz. Bunu tam 2 ay yapın gençliği farkedeceksiniz.
Ağartıcı Maske
2 çorba kaşığı kiviyi lapa yaptığınız patates rendesine koyun. İçine 1 çay kaşığı nişasta ve 1 çay kaşığı da doğal ve taze limon suyu ekleyin. İyice karıştırıp yüzünüze sürün. 10 dakika sonra yıkayın. 10 dakika geçtiğinde ılık su ile yıkayın. Daha yumuşak ve daha beyaz cildin sırrı bu maskede.
Doğanın sırlarına kulak verin. Herşey anıldığı gibi kimyasal bir kaynak olmayabilir. Kaynaklar eğer doğa ise başvurmanızı öneririm.
Herbalist Tarkan Güveloğlu
Paylaş