Paylaş
Hayatımızdaki olumsuzluklardan şikayet etmek ve isyan etmek bizlere hiçbir şey kazandırmayacağı gibi, hayatın akışının kötüye gitmesini sağlar. Allah'ın yarattığı, sayısız güzelliklerle dolu dünyayı yaşamanın sırrı, ona şükretmekle başlar. Şükretmenin gücü devreye girer ve hayat çarkını olumlu yönde döndürmeye başlar. Yeryüzündeki masmavi denizler, gökyüzündeki muhteşem uçsuz bucaksız enginlikler, olağanüstü lezzetter, bize bahşedilen meyveler, sebzeler ve daha varoluşun sınırsız nimetleri... İşte bunların hepsini yaratan, dilediğini yoktan var eden, varken yok eden sonsuz kudret ve kuvvet sahibi Allah, teşekkür dolu kalbe vermeyi sevendir. Yüksek bir bilinçle düşündüğümüzde tüm bu güzelliklerin ve varoluşun sınırsızlığını o zaman fark ederiz.İnsan sahip olduğu nimetlerin farkına varıp Allah'a şükretmelidir. Şükür, Allah’a sadece sözle değil, yürekten ve hücresel düzeyde olmalıdır. Ve aynı zamanda Rabbimizin bahşettiği nimetleri, onun istediği ve sevdiği yolda kullanmak da şükretmektir. Şükretmek için bize çok büyük bir nimetin verilmesini beklememeliyiz. Allah'ın bizim için ne hazırladığını bilmeden şükretmek gerçek teslimiyettir. Zaten, her anımızın nimet dolu olduğu çok açık bir gerçektir. Sağlığımızın, beş duyu organımızın, nefesimizin, aklımızın farkında olmak gafletten uyanmaktır. Sahip olduğumuz nimetlerin değerini onlar elimizdeyken şükretmek, onları çoğaltır. Şükür, önemli bir ibadet olmasının yanı sıra en güzel koruyucu kalkanlardan biridir. Hatta başında gelir. Şeytan, insanları şükürden uzak tutmak için şikayet seviyesine düşürür. Şükür ise kontrolü elimize verir ve bizi ilâhi düzene isyandan uzak tutar. Sonsuz güç ve kudret Allah itfadır ve Yasin suresi bunu bize belirtir: O ol derse olur. " Kün de yekûn".
İbrahim suresi der ki:
“Eğer şükrederseniz, gerçekten size arttırırım ve eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz, benim azabım pek şiddetlidir”.
Bu ayetin gerçekliğini yaşadığımız müddetçe görüyoruz.
Paylaş