Paylaş
Her bir insan en az bir alanda bizden iyiymiş ondan bu ortamda sohbet edeceğim kişiye en azından burada ne aradığını sorabilirim. Şu anda İnstagram’da da olabilirdi. Kadında çekilmeyen, erkekte hiç çekilmeyen çağın en büyük salgını özentilik; “ben, ben, ben, bu da bu duvar önünde nasıl durduğum, bu da bu masa başında nasıl oturduğum, bu da elbisem, çantam, ayakkabım, saçım, makyajım ve işte bu da az sonra yiyeceğim sushi” de diyebilirdi. Bir gerçeklik karmaşasıdır gidiyor malum içinden geçtiğimiz ve kısa süreceğini tahmin ettiğim dönemin adı: gerçek ötesi (Post Truth).
Sohbeti gerçekleştireceğim ortamın adı VR Chat ve bu bir “app” ancak mobil cihazda değil, oyun platformu olarak bilinen “Steam” de çalışıyor diğer sanal gerçeklik uygulamaları gibi. Bilgisayarlar evlere girmeden meraklıların internet kafelere gitmesini andırıyor bugünkü VR kafeler.
Bu sistem için çok güçlü bir bilgisayara ve profesyonel VR gözlüğüne ihtiyacınız var. Ek olarak fiber altyapılı internete. ADSL’de görüntü titriyor, düşük bağlantıda hiç çalışmıyor. Dil İngilizce. Güzel teraslı, ormana bakan bir evde iki ayrı duvar projeksiyon ekran var, birinde oyunlar diğerinde ise çeşitli uygulamalar olan. “Viveport” adında yeni bir app çıktı, çok havalı bir şehir merkezi inşa etmişler, paslanmaz çelikten yumurta görünümlü evler havada uçuyor. Orada da dev bir ekran ve apayrı platformlar dizayn edilmiş.
Acute Art adlı platform çağdaş sanat sergileri yapıyor. Christo ve Jeanne-Claude çiftinin “Mastaba” eseri Hyde Park’da havadan izlenebiliyor.
VR Chat’e girmeden evvel “boxing room” adlı bir platforma girdim. Elime kırmızı şeker gibi box eldiveni giydirildi. Harika bir ortam, etrafta her cins kum torbası, yaklaşıp antrenman yapabiliyorsunuz, yumrukladığınızda kum torba aynı gerçeği gibi savruluyor. Ortada bir ring, bacakları olmayan ama ayakları olan bir robot -aynı kırmızı eldiven onda da var- karşısında başka bir avatar müsabaka halindeler. Onlar maç yaptıkları için ben ringe giremiyorum, ringin dışından izleyebiliyorum. Orda biraz spor yaptıktan sonra atış talimi platformuna geçtim. Değişik değişik silahlardan ikisini kapıp bütün hedefleri devirdim. Mermi yerine boya atıyor silahlar...
Ve girdim chat bölümüne. Burayı internetin ilk zamanlarında kullandığımız sohbet programlarının boyut atlamış hali gibi düşünebilirsiniz. Gerçek dünyadan tamamen bağlantınız kesiliyor, bir avatar içindesiniz ve farklı insanlarla -avatarlarla- sohbet ediyorsunuz kendi sesinizle. Yazmak yok. Herkesin adı kafasının üstünde yazıyor, takma isim kullanılıyor genelde. Bir kaç yıl evvel buralarda tek tük insan olurdu, bazen uzay gemisi bazen egzotik bir ada üzerinde bin yıl evvelden kalmış gibi bir şatoda, kendi evimmiş gibi dolaşırdım. Artık öyle değil, boş bırakmıyorlar buraları. Biri rahatsız ederse sesini veya kendisini engelleyebilirsiniz.
Benim avatarım bir metre boylarında animeye benzer bir kız. Henüz kendime özel bir avatar tasarlamadım, hala üzerinde düşünüyorum. Eh biraz zahmetli buralarda havalı gözükmek, ama hazır avatarlar var sistem sizi çıplak bırakmıyor, her zevke bedene göre avatar mevcut.
Müze gibi bir ortama girmemle, uzaktan bana doğru koşan simsiyah, benim boyumun on katı kadar robotu farkettiğim an kafamdan büyük silah namlusunu yüzüme dayadı. Neye uğradığımı şaşırdım… Sanırım Rusça konuşuyordu. Kesin 10-15 yaş aralığında, büyümek için sabırsızlanan küçük bir afacandı. Geldiği gibi hızlı koşarak sanal alemin derinliklerine doğru uzaklaştı. Mekanda hareket ederken hız sabit, elbette hareket alanınız gerçekte bulunduğunuz ortamın genişliğiyle sınırlı olduğundan, sanal mekanda dolaşmak hızlı, yani herkes koşuyor gibi görünüyor. Bu biraz baş dönmesi yapabiliyor, bu nedenle epilepsi gibi bazı rahatsızlığı olanların bu ortama girmeleri sakıncalı görülüyor. Rus robotu şokunu atlattıktan sonra kendi avatarıma benzeyen bir kıza selam verdim ve nereli olduğunu sordum. Benim hiç de yabancı olmadığım yerlere Los Angeles şehir merkezi yakınlarında bir mahalledeymiş an itibariyle. Babaannesiyle birlikte yaşıyormuş ve bir arkadaşının evinden girmiş sanal aleme. İsmim ve ismimin anlamı ilgisini çekince Stevie Wonder'dan “Overjoyed” şarkısını söyledi bana. Coronadan korkup korkmadığını sordum. “Ben siyah bir kızım sence korkar mıyım o virüsten?” dedi. Güldüm, ben de aynen dedim: “Yani siyah değilim ama beyazların olduğu dünyada siyah olduğumu hissediyorum”. Siyahiler çok eğlenceli insanlar, ruhları bambaşka, coşku dolu.
Daha dün Harvard Üniversitesi kapatılmasına çok üzülmüş. Eyalet olarak New York’da her yerin kapandığını, henüz tüm Kaliforniya değil ama San Francisco'da okulların kapandığını ve kendisinin gönüllü sağlık görevlisi olarak çalıştığı UCLA’nın kapanmasının onu çok acıtabileceğinden bahsetti. Tam olarak kalbini acıtan şey, özellikle bursla bu okulları kazanan evsizlerin gidecek yerlerinin olmadığı gerçeği imiş. Alınan önlemlerle bir çok kişinin mağdur olduğundan bahsetti. Kendi mahallesinde marketlerde en çok tükenen şeyler su ve tuvalet kağıdı olduğu söyledi. Ben buralardan bahsederken “gitmem lazım” deyip yok oldu. Bari bir selfi çekseydik dedim kendi kendime.
Google Earth uygulamasıyla dünyayı gezmeyi de çok seviyorum bu ortamda. Her yeri modellemişler ve sürekli geliştiriyorlar. VR Chat ile Google Earth birleşse mesela… Avatarlarımızla dünyanın istediğimiz yerinde sosyalleşebilsek... Zamansal olarak da, tahminler ve ileri vizyonlu kişilerin tasarlayacağı yüz yıl sonrasının dünyası modellense, ortalıkla dolaşan sentetik insanlarla sohbet edebilsek, restoranlarda çalışan robotları görsek. Ya da tam tersi beş yüz yıl öncesineki ortamları ziyaret etsek. Yakın zamanda sanal ortamda Elon Musk’ın Marsına gidebileceğimizi hissediyorum. Hatta gidiş serüveninin VR deneyimini de bekliyorum Musk gibi bir dehadan. Zor işler değil bunlar. Çok muhtemel yapım aşamasındadır.
Bu alternatif gerçeklik dünyası yaşama yepyeni pratikler getiriyor. Ben daha evvel görmediğim -Hong Kong gibi- birçok şehri burada gördüm. Öyle kalabalık turistik yerlerde bulunmayı zaten sevmediğim için, hep bir okazyon için seyahat ettiğimden, sanal ortam benim gibi dünyayı gezip görme arzusu olan çok kişiyi tatmin edebilir.
Paylaş