Paylaş
Ne istersen onu görürsün
Yakın geçmişte canımı yakan bir hesap yüzünden, İstanbul’da köprü reklamlarının altından her geçişimde sadece talepkarlık görüyorum: Gör beni, sev beni, destekle beni… Kitlesel “mağduriyet” için başlatılan talepkar kampanyayı görür görmez o yakın geçmişteki mağduriyetimin etkisinin hala devam ettiğini farkettim.
Rengi bize reklamlarda gösterir oldun İstanbul
Ne zaman kamusal bir alanda sanat aksiyonu sapsam, insanların renge olan hasretine şahit oluyorum. Halk kalbe dokunan sanata o kadar aç ki aslında… İstanbul’un hatırı sayılır yerlerindeki reklam mecraları yeni yönetimle epey genişletilmiş. Yine bir talepkarlık, yine bir reklam üstelik bu kez daha büyük yani bağırıyor: Tüket beni! Huzurun resmini doğa yapıyor yine kar yağdırarak. Beyaz tüm kusurlardan güzellik yaratıyor.
Mevcut gelir kaynağını çoğaltmak -tüketime özendirerek- işin en kolayı, mesele yeni gelir formülleri bulmakta ve asıl ihtiyaç olunan tam da bu.
Lütfen bir şey isteme artık bir şey ver, bari bir renk ver, genci, yaşlıyı, çocuğu, gelir seviyesini, cinsiyeti ayırmadan ver.
Oku kızım
Babil Kulesi
Sanatçı bir kule yapmış
Atıklardan dev kule, Beşiktaş Akaretler’e
Tanrı çok sinirlenmiş bu hadsizliğe
Yedinci günde yıkmış kuleyi
Böylece beş bin yıllık Sümer efsanesi gerçek olmuş
Ama kim bu kendini Tanrı sanan şahıs?
Yaz kızım
Dünya gündemindeki ‘Plastik Atık’ sorununa İstanbul’da dikkat çekmeye çalışan kadın sanatçı ve engellerle büyüyen sanatsal ifadesinin inovasyona dönüştüğü bu hikaye “Herşey B*k Gibi Oluyor” adıyla trajikomik bir belgesel olarak yapım aşamasında.
Sanatçı, sanal gerçeklik (VR) ortamında ışıktan fırçalarla hava boşluğuna bir eser çizmiştir. Bazen bir yapıtın ne olduğundan çok nerede, nasıl gösterildi daha önemli olabildiğinden, bu yapıtı konumlandırmak için mimari yapısı en uygun yerin Beşiktaş, Akaretler olduğuna emin olmuştur ve gerekli desteği aldığına inandırılır.
Ancak sanal gerçeklikte her detayına kadar oluşturduğu esere aslında ne kadar hakim olduğunu uygulayıcı lojistik destek için orada olan belediye ekibi anlamak istemez çünkü onlar böyle bir alternatif gerçeklikten haberdar değilleridir.
Sanatçıyı dikkate almadan eseri kendi kafalarına göre yapmaya kalktıklarında sanatçının uyarılarını dikkate almazlar. Kısıtlı zaman ve büyük motivasyonla yapılan çalışmaya engel teşkil eden birçok olayın ardından eser, sahibine haber bile vermeden kaldırılır.
Büyük bir cesaretle ortaya koyduğu, ancak kar getirmediği için var olmaya hakkı olmayan yapıt, sanatçının mücadele verdiği plastik atık sorunu çok daha iyi tanımlamasına neden olmuştur.
Sabret kızım
Sanatçı, final dokunuşları için gittiği yerde eserin kalıntılarıyla karşılaşır. Belediye, şikayet geldiği gerekçesiyle eseri yok ettiğini -aslında gece gündüz verilen emeği yok ettiğini- yeni bir yer tahsis edip olayı telafi edeceğini vaad etmesinin ardından hiçbir girişimde bulunmaz.
Olaya tesadüfen şahit olan bir vatandaş, sanatçının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmesine olanak sağlar. Geri dönüşüm üzerine birçok yapıt vermiş sanatçının bu serisi, halkın sanat yoluyla geri dönüşüme duyarlılığını artırmak amacıyla artık Sıfır Atık Projesi himayesinde hayata geçecektir.
İste kızım
Sanatçı, yok edilen eseri yeni kardeşleriyle birlikte Haydarpaşa Garında hayata getirmek ister. Bu talebini bakanlık çok sıcak karşılar.
Doğrula kızım
İçerik oluşturma görevinin medya profesyonellerinden bireylere uzandığı çağımızda, medya büyük bir sorumluluk edindi: doğrulama (verification).
Haydarpaşa Garını ziyaret ettiğimde, bekleme salonu restorasyonunun bitmek üzere olduğunu, dış restorasyonun birkaç yıl daha devam edeceğini öğrendim. Bu tarihi güzelliğin kiraya verilmesi söz konusu bile olamazdı. Kiraya verilen yerler garın birkaç yüz metre ötesindeki depo alanlarıydı. Oysa bu alanları sanat aracılığıyla topluma kazandırmak için ilk gerekli şey duyarlılıktı.
Vizyon nerede gelişim orada
Doğru kriz yönetimi, meydana gelebilecek birçok ölümcül zarardan kurtarabilir, fırsatı görme kabiliyeti ise yepyeni dünyalar yaratabilir ki bu hep böyle olmuştur. Bu yüzden bir liderin vizyoner olması şart. Atatürk, en zor koşullarda halkını geliştirdi, bir çok alanda yenilikle birlikte kitlesel refah sağladı, çalışanı özellikle çalışan kadını himayesine aldı, onu yüceltti.
Bir lider, her ne pahasına olursa olsun, hele ki birçok sanat alanına referans veren bir emeği asla yıkmamalı. Yıkarsa altında kalır, çünkü gerçek sanat her zaman haklıdır ve hak elbet bir gün yerini bulur.
Paylaş