Paylaş
#KadınOlduğumİçin dünyanın neredeyse her yerinde aynı işi yaptığım erkeklere kıyasla daha az para kazanıyorum. O kadar ki aylık maaşım erkek meslektaşımınkine eşitlendiğinde yılın 63 günü parasız çalışıyorum. Dahası aynı işi yapsak bile iş terfi etmeye geldiğinde türlü çeşitli gerekçelerle geri bıraktırılıyorum. Tensikat dönemlerinde sırf kadın olduğum için ilk gözden çıkarılacaklar arasında yer alıyorum.
#KadınOlduğumİçin direksiyonda herkesten daha dikkatli olmak zorundayım. Çünkü yaptığım en ufak hatada “Bayan şoför işte” diye yaftalanıp başka kadınların da aşağılanmasına neden oluyorum. Hele Allah göstermesin kaza filan yaparsam, medyada çarşaf çarşaf haber oluyorum.
#KadınOlduğumİçin evde tek başıma yaşadığım halde, kapıma babamın eski ayakkabılarını koymak zorundayım. Böylece “Yalnız kadın nasıl olsa” diye cesaretlenecekleri bir parça olsun püskürtebiliyorum. Aksi takdirde köşedeki büfeden evime tost söylemeye bile korkuyorum. Ya gecenin bir vakti telefonuma mesaj atmaya, kapıma dayanmaya kalkarlarsa?
#KadınOlduğumİçin toplu taşımaya binerken çantamı kullanarak kendime ufak da olsa bir alan yaratmam, kalabalığın içinde orama burama değmesinler diye bir barikat kurmam gerekiyor. Aksi takdirde açık hedef haline gelebiliyorum. Metrobüste bacağıma dayananlar, vapurda karşımda yayılıp keyfine bakanlara fırsat vermemek için elimden geleni yapıyorum.
#KadınOlduğumİçin özellikle geceleri karanlık ve ıssız sokaklardan geçemiyorum. Geçecek olursam telefonda biriyle hem de yüksek sesle konuşmam gerekiyor. Böylece kendimi bir parça olsun güvende hissedebiliyorum.
#KadınOlduğumİçin gece geç saatte arkadaşlarımdan ayrılıp taksiyle eve gidiyorsam, “Gidince mesaj at” tembihlerini duymazdan gelemiyorum. Evin kapısından girer girmez WhatsApp grubuna “Ben geldim eve, iyi geceler” yazıp gönderiyorum. Yoksa merak ederler, neme lazım.
#KadınOlduğumİçin oturmama kalkmama, güldüğüme söylediğime, giydiğime yediğime çok dikkat etmem gerekiyor. Diğer türlü başıma bir iş geldiğinde, “Ama kadın da mini etek giyip sokaktaki adama gülümsemeseymiş” yorumlarına maruz kalabiliyorum. Hatta annem babam hakkında da “Kızlarına sahip çıksalarmış” diyebiliyorlar.
#KadınOlduğumİçin uğradığım tacize, maruz kaldığım şiddete sessiz kalmadığımda “edepsiz kadın” olabiliyorum. Bana saldıran ise en güzel kravatını boynuna takıp yanına da hemcimsim bir avukat alıp hakim ve kamera karşısında aralarına sevgi sözcükleri döşenmiş savunmalar yapabiliyor. “Lanet olsun, hep sevdiğimden yaptım, hala da çok seviyorum” diyebiliyor.
#KadınOlduğumİçin sevdiğim ve beni sevdiğini söyleyen adam tarafından domuz bağıyla bağlanıp işkenceye uğramak dahil her türlü şiddete maruz kalabiliyorum. Parçalanmış bedenim çöp kutusunda bulunabiliyor.
Bir kısmını kendi deneyimlerimden yola çıkarak, bir kısmını da Twitter’da takip ettiğim kadın hesaplarının anlattıklarından özetleyerek yazdım bu paragrafları. Hepsi birinci ağızdan çünkü ha sen yaşamışsın ha ben… Devam etsem daha sayfalarca yazarım böyle. Peki nereye kadar?
Her yıl temennimiz aynı: 8 Mart milat olsun kadının maruz kaldığı ekonomik, sosyal, fiziksel, cinsel şiddet bir son bulsun. Ne diyeyim? Allah’tan ümit kesilmez…
Paylaş