Paylaş
Sevgili Sera, Başkasının Rüyası şarkını yayınladın. Başkasının Rüyası dinleyene göre anlam kazanacak bir şarkı bana göre. Şöyle ki; ben dinleyince sevip ama duygularını açamayan birinin hisleri gibi dinlerken birileri de karşılıksız ya da ulaşılmaz bir aşk olarak dinleyebilir. Hangi duygular sana bu şarkıyı yazdırdı?
Sevgili Sevil, aslında Başkasının Rüyası’nı yazarken tam anlamıyla bir rüyadan bahsediyordum. İnsan rüyadayken başka hiçbir şeyi düşünemiyor, kendisiyle baş başa kalıyor ve hatta çoğu zaman bu rüya halinin hiç bitmesini istemiyor. Aşk da böyle bir şey bana göre. Saf bir duygu, içindeyken hep devam edecek gibi hissettiriyor ve kendisiyle yüzleşiyor insan çoğu zaman. Bu şarkıda ise işte bu rüyayı başkasının da yaşadığını görmenin çaresizliğinden, yani senin de dediğin gibi ulaşılamaz bir aşktan bahsediyorum.
Şarkı da, klip de, senin yorumun da sade aynı zamanda vurucu ve etkileyici. Bana kalırsa şarkının gücü buradan geliyor? Sence Başkasının Rüyası’nın gücü nereden geliyor?
Bence şarkının gücü sözlerin içtenliğinden geliyor. Şarkının hissettirdiği duygular insanlara çok da uzak değil. Herkesin belki zamanında, belki şu an yaşadığı tanıdık bir his bu. Şarkıyı dinlerken kendinden parçalar bulabiliyorsa insan, özel bir bağ oluşuyor şarkıyla arasında. Bir şarkıyı dinlerken birisine "işte ben tam da böyle hissediyorum” hissini vermek bence şarkıların en büyük gücü.
Kendimiz de ‘başkasının rüyası’ olmuşsak ama bunu bize söylemek, duyurmak, kendisini fark ettirmek isteyen birileri varsa bunu nasıl anlarız acaba bu duruma uyanabilir miyiz? (Şarkıyı dinlerken düşündüklerimden)
‘Başkasının Rüyası’ olmak, farkında olmadan başka birinin hayatında çok önemli bir yerde olmak. Bunu fark edebilmek için önce fark etmeyi istemek lazım. Ya da birisini çok sevmek, hatta belki de senin başkasına ait bir rüyan olmalı. Daha önce hiç sevmemiş, rüya görmemiş birisine uzak olabilir bu duygular. Hayatta çoğu zaman hissettiklerinle hissettirdiklerin peş peşe gidiyor bence. Bu her sevgi karşılıklı demek değil belki ama sevebilen birisi yarın öbür gün onu seven birisi karşısına çıktığında bu duyguları öylesine görmezden gelmez gibi geliyor bana.
İlk albümün için bir yandan çalışmaların devam ediyor? Nasıl gidiyor bu süreç? Dinleyicini ilk albümünde neler bekliyor? Onları bekleyen bir sürpriz var mıdır mesela senden dinlemeye alışık oldukları şarkıların dışında bir şarkı gibi?
Çok güzel ve heyecanlı bir süreç oluyor benim için. Müziğimi seven ve destekleyen çok değerli bir ekiple çocukluk hayalimi gerçekleştiriyorum. Kendi albümün için bir kayıt stüdyosuna girmek çok farklı bir duyguymuş. İlk şarkılarımı hep telefondan kayda alır düzenleme yapmadan internette paylaşırdım. Bu süreçte ise stüdyo ortamında aklımıza gelen bütün düzenlemeleri deneme şansımız oldu. İlk yayınladığım şarkılarıma kıyasla daha çok istediğim tarzı yakalamaya başladığımı hissediyorum.
İngilizce şarkılar yaparken Türkçe şarkılar yazmaya başlıyorsun. Bu kararında ne etkili oldu? Bir gün İngilizce şarkılardan oluşan bir albüm de gelir mi?
Aslında bir karardan ziyade fark etmeden oldu. İlk Türkçe şarkım Yangın’ı yazana dek Türkçe şarkı yazabildiğimden emin değildim. En hızlı ve düşünmeden yazdığım şarkıydı galiba. Bir gece geç saatte yurt odamda yalnız başıma gitar çalıyordum. Birkaç akor çalmaya başladım ve kafamdaki düşünceler, hissettiğim her şey birden bir şarkıya dönüştü. Yangın’ı yazdıktan sonra da Türkçe yazmaya devam ettim. Galiba Türkçe yazmama neden olan en büyük etken o zamanlar Türkçe müziğe çok merak salmış olmamdı. Hala İngilizce şarkı yazdığım da oluyor. Bir gün çok isterim yazdığım İngilizce şarkıları da paylaşmak.
Sera senin müzikle olan bağını daha yakından anlamak isteriz. Müzik ne zaman girdi hayatına ve sen tamam artık benim yolum budur dediğinde o güne kadar neler yapmıştın?
6 yaşında piyano çalmaya başladım. O zamanlar daha bir müzik enstrümanı çalmanın ne demek olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Piyanodan sonra gitar dersleri almaya başladım. Gitar çalmaya başladığımda müziğe karşı bakış açım değişti. Odamda kendi başıma saatlerce çalmaktan hoşlandığım bir enstrümanım olmuştu. Ortaokul yıllarımda gitarla beraber şarkı söylemeye başladım. Galiba o zamanlarda müzik, hayatımda çok farklı bir yer almaya başladı. Lisede şarkı yazmaya başladım ve müzik benim için bir tür hislerimi anlatma yöntemi oldu. Bu dönemde de dinlediğim şarkıların sözlerine daha çok odaklanıyordum. Üniversiteye geldiğimde Türkçe şarkılar yazıp arkadaşlarımla paylaşmaya başladım. Bu benim için çok zor bir şeydi ki bazen hala zorlanıyorum yazdıklarımı insanlarla paylaşmaktan, insanların ne hissettiğimi bilmesinden. Buna rağmen, şarkılarımı insanlarla paylaştıkça ülkenin farklı yerlerinden farklı hayatlara dokunduğunu anladım ve bu bana müziğin ne kadar değerli bir şey olduğunu öğretti.
Paylaş