Paylaş
Sevgili Omark, ‘Düş Kapanı’ albümünü 22 Ocak’ta yayınladın. Albümün isminden de anlaşılacağı üzere konumuz rüyalar, bilinçaltı vs. Zaten sen de şarkılarında lucid rüyalar, bilinçli rüya deneyimleri ve astral seyahat gibi ruhsal psikolojik temaları işliyorsun. Rüyaların şarkılara dönüşme süreci ne zaman başladı? Düş Kapanı kullansan da rüyalarınla barışıksın bence, öyle misin?
Rüyalarımın veya öyle sandığım şeylerin şarkıya dönüşme süreci yaklaşık 2 yıl önce başladı. Sanırım 2019'du. Öyle sandığım şeyler dememdeki sebep, bazı rüyalarımın, içinde bulunduğumuz anı hayat olarak tanımlamamızı sağlayan duyularımı iptal ederek, içinde barındırdığı her ögeyi duyular harici başka bir vasıta ile açıklanamaz şekilde yoğun ve gerçek hissettirmesidir. Yarı uyur durumda olan zihnin içinde bulunduğu durumlar o kadar sürrealdir ki, o anki hikayenin tüm ögelerinin bir parçasısındır. Misal, bir ormanda yürüyorsan yaprak da sen, çamur da sen, o orman da sen, etraftaki sesler de sensindir. Bu durumun tarifi çok zor. Rüyalarınla barışık mısın sorusunun cevabına barışığım demek yetersiz olacaktır, bağımlıyım daha doğru. Keşke eskisi kadar çok görebilsem.
“Şarkılarımı yazarken özellikle intro ve nakarat bölümlerinde, genel duygudan tamamen bağımsız melodiler yaratmaya çalışıyorum” demişsin işte bu tercihinin dinleyiciyi zorladığını tahmin ediyorum, nasıl tepkiler alıyorsun. Bu tercihinin senin müziğine kattıklarını biraz açar mısın?
Aslında bu bir tercih değil, elimde olmadan yaptığım bir şey. Yönü ve nereye gideceği belli olmayan rüyalarımı şarkıya dökmeye kalktığımda ortaya bu çıktı. Dinlediğim grupların da bu duruma çok etkisi oldu. Her zaman komplike, dinlenmesi zor ve yorucu müzikleri dinlemeyi tercih ettim. Sonuçta bu durum kendi şarkılarıma da yansıdı. Dinleyen birçok insan "neden böyle yumuşacık bir introdan sonra böyle sert bir bölüme geçtin?" veya "keşke bu bölümü eklemeseydin" gibi yorumlar yapıyor. Dinleyici olarak bu yorumlarda bulunmakta haklılar.
Ama asıl anlaşılması gereken şu ki; beğenilmeyen veya eleştiri alan o gitarlar&sololar bir cümle kurmaya çalışıyor ve rüyadaki bir imajı veya sahneyi notalarla ifade etmeye çalışıyor. Yani o gitarlar orada girmez ise hikaye yarım kalacak. Şarkı bütünlük arz etmese de hikaye tamamlanmış oluyor. Ama ortaya dinlenmesi zor bir müzik çıkıyor bunu kabul ediyorum, ancak bu duruma yapılabilecek bir şey maalesef yok.
Madem rüyalarla haşır neşir bir müziğin var diğer sanat dallarında da bu konuyu takip ediyor musun? Mesela bu konuda en önereceğin film gibi? (Inception hariç)
Aslında birçok sanat dalına ilgi duyuyorum. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum. Hala arada sırada elime kalem alıp bir şeyler karalarım. Single kapaklarımı kendim tasarlıyorum, kliplerimi de büyük oranda kendim çekiyorum. Eskiden çok film izlerdim. Maalesef o motivasyonu biraz kaybettim ama ilk aklıma gelen filmler, Donnie Darko, Clockwork Orange, Mulholland Drive, Lost Highway olabilir. Kolay izlenebilir şeyleri de izlemeyi severim misal Batman serisi, Kill Bill serisi… Düşündüm de yaz yaz bitmez.
Bir albüm yaptın ve artık single devri azalarak bitmese de albümler çoğalarak yeniden altın bir çağ yaşayacakmış gibi geliyor bana? Ne dersin, senin için albüm mü, single mı?
Single insanlara büyük kolaylık sağladı. Dijital çöplüğe dönüşmüş bir müzik piyasasında arada sırada bir single çıkarabiliyorsan az da olsa bir kitleye "bakın ben müzik yapıyorum" durumunu hatırlatmış oluyorsun. Oluyorsun da ne oluyor? Hiç… İçinde olduğum piyasadan şikayetçi olsam da ben 1,5 yıl içerisinde 13 single ve 1 albüm yaptım. Bu rakamların hiç fena olmadığını düşünüyorum. Müziğim sınırlı bir kitleye hitap ediyor ve öyle olmaya devam edecek. 2021'de en az 10 şarkı daha yapacağım, sene sonunda da yine bir albüm gelecek. Büyük ihtimalle bu çalışma sistemi uzun süre devam eder. Kısacası ben hem single, hem albüm diyorum.
‘Düş Kapanı’ nasıl bir çalışma oldu, seni ilk defa dinleyecek olanlara anlatır mısın?
‘Düş Kapanı’, çocukluk yıllarımdan bu yana bilinçaltımın derinlerinden bilinç süzgecine takılan resimlerden birleştirilmiş bir kolajdır. Kendi içinde bir anlam bütünlüğü taşımıyormuş gibi görünse de sembolik bir hikayenin ordan burdan toplanmış taşlarıdır. İçerisinde anılardan korkulara, sanrılardan hayallere, neşeli pembe anlardan derin karanlıklara uzanan çeşitlilikte hazine barındıran bir zihnin sinapslarıdır. ‘Düş Kapanı’, rüyalarımın derinliklerinde keşfettiğim özgürlüğümün halka arzıdır.
Yoğun elektro gitar melodileri ile sert bir rock soundun canlı performanslarında dinleyiciyi havaya sokan güçlü bir unsur. Canlı performansları özledin mi, nasıl geçti bu pandemi süreci senin için?
Pandemi henüz ortalarda yokken Bodrum'a yerleştik. Öncesinde İstanbul'da çok sayıda konser verdim. Tabii ki insanın müziğini canlı icra etmesi ve dinleyiciden gelen tepkiyi sahnede doğrudan duyması müthiş bir duygu. Ama ben canlı müzik defterini kapadım. Artık sadece ev stüdyosunda şarkılarını kaydeden ve piyasaya çıkaran bir müzisyenim. Yaptığım müzik, grup müziği, yani benimle beraber çalması gereken gitarist ve bateriste ihtiyacım var ancak yaşadığım yer Bodrum'da benim müziğime eşlik edecek müzisyeni bulmak imkansız. Pandemi beni etkilemedi bilakis üretimimi arttırdı.
Omark seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz, müzikle bağlantın ne zaman başladı, yeni çalışmalar var mı sırada?
Ben 1980 doğumluyum. Müziğe ortaokul yıllarında ailemi bana bir klasik gitar almaya ikna ederek başladım. Aslında evimizde hep müzik sesi vardı. Babam epey iyi bağlama çalar. Neyse ki babamın tarzına takılı kalmadım. Lise ve üniversite yıllarımda gitara olan tutkum artarak devam etti. Çeşitli kurum ve özel hocalardan dersler alarak gitardaki hakimiyetimi arttırmaya çalıştım. Sonrasında kayıt teknolojilerine merak duymaya başladım. Evime bir stüdyo kurdum. Kayıtlarımı kendi ev stüdyomda gerçekleştiriyorum. Bir dönem Galatasaray İtm'de mix&mastering eğitimi aldım. Mimar Sinan Üniversitesi mezunu olduğumu zaten belirtmiştim. Ben her işini kendi gören bir adamım. Kayıt, mix, tasarım, fotoğraf ve video çekimlerine kadar… Böyle de devam edecek gibi duruyor. Şu anda kayıtları devam eden 3 şarkım var. Önümüzdeki aylarda bu şarkıları yayınlayacağım. Tabii ki GTR Müzik aracılığı ile. Bu sene en az 10 sarkı hedefim, toplamda 50 şarkı yayınlama hedefim var. Umarım günün birinde rock müzik ülkemizde daha çok dinleyiciye sahip olur. Sorularınızı yanıtlamaktan büyük keyif aldım. Röportaj için teşekkür ediyorum.
Paylaş