Paylaş
Benim İkiye On Kala ile tanışmam ‘Ben Bu Kafayla Napıcam’ şarkısıyla oldu. O gün bugündür takip ederim kendilerini. Uzun zamandır aklımdaydı bu röportajı yapmak. Harekete geçmem neden bu kadar zaman aldı diye düşünürken Gandalf ve Frodo arasındaki şu diyaloğu hatırladım. Frodo, Gandalf’a “Geç Kaldın” der, Gandalf da “Bir büyücü asla geç kalmaz, erken gelmediği gibi. O hep tam zamanında gelir” diye cevap verir. Evet evet anladınız siz onu her şey tam olması gerektiği zamanda olur. Bu güzel röportajın da vakti de şimdi gelmiş demek ki.
Sevgili İkiye On Kala bütün yaz hepimizin kafasında ‘kentsel dönüşümler’ yaşandı. Ama sanmayın ki ben sizi ‘Kafamda Kentsel Dönüşümler’le tanıdım. Gururla söyleyebilirim ki sizi ‘Ben Bu Kafayla Napıcam’ şarkınızla tanıdım. Şarkıyı ayrı sizi ayrı sevdim. Ha dedim işte tam benim kafalar. Ve gerçekten de bazen bu kafayla n’apacağımızı bilemiyoruz. Siz şarkıda soruyu sordunuz peki cevabı da buldunuz mu?
Merhabalar, öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Cevabı tabii ki bulamadım. Anlatmaya çalıştıklarımın ya da sorduklarımın karşılığını alırsam sanırım o gün şarkı yapmayı bırakmış olurum. Şimdilik görünüyor ki aynen devam.
İzmir’den İstanbul’a geldiniz ve müziğe İstanbul’da devam etmeye karar verdiniz. Ev kayıtları yaparken daha profesyonel kayıt süreçlerine girdiniz. Bu geçişlerin üretiminize yansımaları nasıl oldu? Bir nevi evden çıkıp yaşadığınız şehri bırakıp yeni bir yola girdiniz. Bu kararları almak zor oldu mu ve şimdi ne hissediyorsunuz?
Tabii ki İstanbul'a geldikten sonra çok şey değişti. Ciddi zararlar da gördüm, zorlandığım birçok konu oldu ama müziğime ve sürece genel olarak büyük katkı sağladı bu taşınma süreci. Diğer yandan alışmanın ve bir yerden ayrılmanın can yakıcı tarafını da dibine kadar yaşadım. Hatta 'Yatsam Uyurum' şarkısı tam da bu sürecimi anlatmaktadır.
Gelelim herkesin bayıla bayıla dinlediği ‘Kafamda Kentsel Dönüşümler’ şarkısına. Bu şarkı İstanbul’da mı çıktı (kentsel dönüşüm biraz İstanbul’la özdeşleşmiş bir tabir gibi geliyor bana) yoksa şarkı İzmir’li mi? Bir de bu kadar sevileceğini tahmin ediyor muydunuz?
Evet 2015'ten beri İstanbul'dayım ve o vakitten sonra yayınlanan tüm şarkılar İstanbul'da ortaya çıktı. Bu şarkı aslında İstanbul'la ilgili ikinci yakarışımdır ve dediğiniz gibi benim için de 'kentsel dönüşüm' buralarla ilgilidir. Şarkının sevileceğiyle ilgili bir öngörüm yoktu ama ben şarkıyı çok sevmiştim ve diyordum ki “umarım bir miktar dinlenir de sahnede çalabilirim” çünkü sahnede çalmayı çok istiyordum ve dinleyicinin de eşlik etmesini.
Tabi ‘Kafamda Kentsel Dönüşümler’i bu kadar konuşup ‘Bütün İstanbul Biliyo’yu atlayacak değilim. Diskografinizde en sevdiğim şarkılardan biridir. İstanbul öyle bir şehir ki edebiyatın, sinemanın, müziğin ve sanatın birçok dalının başrolüdür. Hatta aşıklardan bile rol çalabiliyor. İstanbul sizin için ne ifade ediyor ve bu şarkının hikayesi nedir?
Esasen şarkıların hikayesinden bahsetmeyi doğru bulmuyorum fakat bir miktar kopya verebilirim. İstanbul benim için kocaman bir arenayı çağrıştırıyor. Burada herkes birbiriyle kıyas ve yarış halinde. Arabalar, insanlar, makineler. Her şey birbirini yutuyor ve birbirini doğuruyor. Ben de ortaya çıkan bu durumun ve şehri oluşturan unsurların içinde olmayı sevmiyorum. Kaçıp bir tepeye ya da küçücük bir kafeye olup biteni izlemeyi seçiyorum. O noktada 'Bütün İstanbul Biliyo' derken aslında 'Bütün İstanbul bile' demek istiyorum. Burada uzak durduğum, kaçtığım her olguyu ve olayı İstanbul metaforuna yüklüyorum.
Müziğinize konu olan insanları sizin gözünüzle biraz daha yakından tanımak isterim o insanlar benim ve de birçok kişi için çok tanıdık. Onları ve hikayelerini daha görünür bir hale getirdiniz bence ne dersiniz?
Bunun için elimden geleni yapıyorum. Yanı başımızda içimizden; yandığımız, sövdüğümüz, kırıldığımız ne ya da kim varsa hepsine sıkıştırılmış mektuplardır yazdıklarım.
Şarkı isimleriniz başlı başına ruh hallerimizi çok iyi tespit ediyor ve şarkıyla anında bağ kurmamızı sağlıyor. Mesela ‘Mutluyum Ama Birazdan Geçer’, ‘Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim Var’, ‘Koptu İpim Düşüyorum’, ‘Bazı Şeyler Telefonda Eksik Anlatılır’ örnek vereceğim bazı şarkılarınızdan. Orhan Veli şiirlerindeki hissi yaşıyorum şöyle ki çok önemli meseleleri o kadar yalın ama o kadar etkili anlatıyor ki şarkı sözleriniz. Zor olanı başarıyorsunuz. Sözlerin, isimlerin çıkış süreçlerini ruh hallerini merak ediyorum?
Teşekkür ederim. Orhan Veli genel anlamda çok etkilendiğim yazarlardandır. İddiasız, can yakıcı, normal, absürd ve gerçek gibi anahtar kelimelerle tanımlayabilirim. Herhangi bir şarkımın sözleri aslında kompozite edilmeden önce ham olarak birkaç sayfalık düz metinlerdir. O metni şarkı yapmak istediğimde oturuyorum başına ve bu koca metni anlam düşmesi ve herhangi bir eksiklik olmadan nasıl küçültüp yoğunlaştırabilirim diye düşünüyorum. Şarkı isimleri ise çocukluktan beri yapmak istediğim bir şeydi. Kısa şarkı isimlerini hiç sevmezdim çünkü okuduğumda şarkının ne anlattığını anlamazdım. 'Aşk' diye bir şarkı isimi benim için hiçbir şey ifade etmiyor hatta kafamı karıştırıp canımı sıkıyordu. Çünkü o zamanda sanırım şarkı isimlerini bir kompozisyonun başlığı olarak görüyordum. Neyse ki artık şarkı yazıyor ve kompozisyon başlıkları atabiliyorum.
Yeni şarkısını duymayı en çok merak ettiklerimden oldunuz? Yakın gelecekte yeni şarkı belki cover var mı?
Tabii yaşadıkça yazmaya devam edeceğim. Siz de bilirsiniz ki bu bir uzuvdur. Yakın gelecekte elbette yeni bir şarkıyla anlatmaya çalışmaya devam edeceğim.
İkiye On Kala’nın isim hikayesini merak ediyorum. Bence kesin o saatin özel bir anlamı var. Bir dönüm noktası bir şeyin miladı gibi. Yanlış mı hissediyorum?
Evet, beni yeniden yazmaya ve müzik yapmaya zorlayan bir olayın hikayesi var altında.
Paylaş