Paylaş
Amerika’dan geldin aslında hep tam tersi olur ya önce burada bir şeyler yapılır sonra yurtdışına gidilir sen ise tersini yapmışsın seni biraz tanıyalım.
Ben aslında Ankaralıyım 18 yaşıma kadar ordaydım arada bir yerde 2-3 yıl Kanada’da yaşadım. Ekonomi okudum ama müzik hep hayatımdaydı. 6-7 yaşımda piyano dersleri aldım. 11-12 yaşlarımda rock müzik girdi hayatıma, gruplara girdim çaldım… Ankara’da büyük bir rock akımı vardı o dönem stüdyolara girip Jimi Hendrix, Metallica çalıyorduk. 2000’ler Türkçe Rock’ın patladığı dönemdi. Ben de dahil oldum bir şekilde o moda. Ankara’da yerel gruplarda çalıyordum. Genel olarak rock dünyasına girdim. Sonra 15-16 yaşımda blues, caz, hip hop R&B derken bunları öğrenmeye başladıkça bir tık oraya kaymaya başladım. Yurt dışında iyice gelişti o bilincim.
Hip hop, R&B diye bir kültür var biraz da azınlık kültürü. Bir Türk olarak oraya gittiğimde bana brown diyorlar mesela. Otomatik olarak hip hop, R&B ile daha çok özdeşleşiyorsun. Londra’da da gördüm Los Angeles’ta da gördüm. Hintliler’de mesela inanılmaz bir hip hop R&B kültürü var çünkü o siyahilikle bir özdeşleşme var garip bir şekilde. O zaman girdim o dünyaya ve çok sevdim.
Hip hop’a aşık oldum ve özellikle R&B’yi sonradan iyice benimsedim. Solo işlerimde de öyle şeyler yapmaya başladım bir süre sonra. Solo işlerimde önce rock, metal, blues, funk vardı sonradan Los Angeles’a gittiğimde iyice o dünyaya girdim rapçilerle çalıştım. Sonra staj yaptım müzik şirketinde orda rapçilerle zaman geçirdim onların kayıtlarına girdim. O dünyaya alışınca ben de o tarz müzik yapmaya başladım.
İstanbul’a seni ne getirdi?
İmkansızlıklar. Kalmak istiyordum ben Los Angeles’ta. Yeni bir iş bulmuştum pandemi patladı. Bir müzik PR şirketinde prodüktörlük de yapıyordum şarkı da yazıyordum, konser veriyordum ama sırf o şekilde geçinmek zordu. Bir müzik PR şirketi bulmuştum beni PR’cı olarak alacaktı eve gittim çok sevindim. Bir hafta sonra pandemi başladı cevap gelmedi en son dediler ki biz artık işe alım yapmıyoruz. Vize süresi de bitti döndüm.
Ülkeye dönünce hemen müzik çalışmalarına devam edebildin mi neler yaptın?
İstanbul’da da daha önce yaşamamıştım. Hayal kırıklığı vardı orda yaşıyordum İngilizce müzik yapıyordum. Bir yandan da yurdum bir destek görürüm hissiyle geldim. Bir umutla geldim ama gördüm ki burada inanılmaz bir çekişme var. GRGDN’ı bulana kadar zorlandım.
Plak şirketi arıyordum müziğim için oturup konuştum müzik yapmaya devam etmek istiyorum dedim, çok tutkuluyum o konuda ama piyasanın ticari tarafında da çok bulundum. Bakıyorsun sanatçılara 15 yaşında hem şarkı söyleyen kayıt yapan enstrüman çalan hem de pazarlama öğrenen işin ticari kısmını öğrenen çocuklar var artık dünya bu yöne doğru gidiyor. Onun da farkındaydım. Hazır ticari kısmıyla bir aşinalığım varken onun da üzerine gideyim en kötü müzisyenlik kariyerime katkısı olur dedim.
Aslında müzik sektörünün hem çalışanısın hem de müzik üretiyorsun öyle mi?
Aynen…
'Yoksun Yanımda' şarkından bahsedelim biraz
LA’de hip hop, R&B dünyasına girmeye başladığımda hep çalışabileceğim prodüktörler arıyordum. Bir rapçinin prodüktör bulup evine gidip bütün gün şarkı kaydettiklerini duymuştum. Bir alt yapı veriyor telefonuna yazıyor ve hemen giriyorlar o kadar spontane gelişiyor ki her şey. Bu müzik o yüzden bu kadar popüler çünkü inanılmaz hızlı üretiyorsun. Samimiyet var anında gelişen yaratıcılığın dışa vurumu. Dedim benim prodüktör bulmam lazım. Rap yapmıyorum daha çok şarkı söyleyen bir insan olsam da R&B’de de bu yapılıyor. Orda bir prodüktörle çalışmaya başladım. Noah Kickback ile bir gün buluştuk durumu anlattım. Ben dedi Latin Müziğini de etnik şeyleri de çok severim gel senle çalışalım. O gün bugündür ben tambur, bağlama bak böyle bir şey var bunlar böyle gamlar diye Türk Müziğini öğretiyorum. Onun da çok hoşuna gidiyor. Sürekli o da nasıl dahil ederiz diye kafa yoruyor. Bu şarkıda da mesela ben sözlerini, güftesini, melodilerini gitarda yazıp gönderdim. Biraz da prodüksiyonlu bir şey gönderdim sonra aşırı arabesk bir şey geldi. Gitmiş bağlamalı bir şeyler bulmuş. Türk olduğunu sandığı ama Hint bir şeyler eklemiş. Dedim bizde bunlar yok. Çocuğu da çok zorlamak istemiyorum, bir ortasını bulduk. Başta bir tane sample var çok oryantal bir sample var, o kendi sample kütüphanesinde bulmuş ve çok güzel oturmuş. Bazen müzikal tercüme sorunları yaşadığımız çok iyi anlaştığımız bir ilişkimiz var onunla. Prodüksiyonu beraber yaptık.
Şarkının Arkasında Ayrılık Acısı Çıktı
Yurt dışında da ilişkilerim oldu çok farklı kültürler yaşadım. Sonra ayrılıklarım oldu ve bir yere kadar beni o kadar da etkilemiyordu açıkçası ama galiba belli bir yaştan sonra daha bir doygunluğun oluyor ve biriyle huzur arıyorum. Bir insan olsun tam olsun moduna giriyorsun ve o zamanki ayrılıklar biraz daha zor oluyor. En son burada görüştüğüm biri vardı o da solist. Beraber müzik yapardık. Onunla bir şey yaşadık ve bitti ve ilk kez hüngür hüngür ağladım.
Yoksun Yanımda ona mı gidiyor?
Oraya gidiyor o arkadaşa ithafen.
Bundan sonra Türkçe şarkılar mı gelecek sadece?
Ben ekonomi okuyacağım orda ama müzisyen olacağım gazıyla gittim. İngilizce şarkı yazabiliyorum İngilizce çok rahat konuşabiliyorum. O kafaya takmışlıkla gittim İngiltere’ye. Evet ekonomi okuyorum ama grup arıyorum. Biraz fazla yükseğe uçup elimden geleni yapmama rağmen düşme durumu oldu. Şimdi madem buraya geldim durumum bu, bir noktada bir daha gitmek istiyorum. Müzisyen olarak gitmeyi tercih ederim. Burada bir taban oluşturup oraya gidince daha etkili oluyor. Yigzi, Türkiye’de Hip hop, R&B sanatçısı ve kaliteli müzik yapıyor ve bilinen bir isim, sonradan evet yine gidebilirim. Aynen bu modeli yapıp sonra İngilizce müzik yapıp sınıfta kalan çok sanatçı var en başta aksanı yapamıyoruz. Yarın ben o noktaya gelirsem o konuda Türkiye’yi en iyi temsil edecek kişi olabilirim ben kendimi orda görüyorum o başarı seviyesine gelebilirsem.
Kullandığın dil yaptığın müziğin sınırlarını belirliyor mu?
İnanılmaz bir gelenekselcilik var. Türkiye’de en basitinden prozodi diye bir şey var. Rock yaptığım ergenlik dönemimde de bunu çok görüyordum. Çocuk rock müzik yapmak istiyor klasik gitar eğitimi veriliyor. Bizde gereksiz bir usulüne göre yapılmalı durumu var. Şimdi Hip hop, R&B’de aynısını görüyorum. Adam diyor ki böyle prozodi mi olur kelimeyi yanlış telaffuz ediyorsun. Öncelikle Yavuz Çetin’i hiç dinlemedin mi? Rock müzikte de vardı ve şeyi görüyorsun hep aynı tartışmalar.
Yeni çalışmalar var mı?
Şimdi bir tane klipli çalışmamız var Türkçe bir şarkı klibi gerçekten çok güzel oldu sıradan bir klip değil. Birkaç tane cover yayınlamak istiyorum biraz daha sesimi göstermek istediğim coverlar. Yanımda Yoksun’a bir klip düşünüyoruz tatlı sıra dışı bir şey olacak.
Paylaş