Paylaş
Başlık biraz iddialı gelmiş olabilir. Nedir o ‘en büyük hata’ demişsinizdir. Çünkü hatayı doğru tespit ettiğimizde çözüme de daha kolay ulaşırız. İlişki derken sadece romantik özel olanları değil kastettikleri tüm insan ilişkilerinden bahsediyorlar. Hataya gelince işte onu da röportajın içinde okuyacaksınız. Ama bir ipucu vereyim olduğu gibi kabul edemeyeceğiniz kimseyi hayatınıza almayın.
GOSS, İstanbul, Kadıköy’de kurulan bağımsız bir synth pop grubu. 2017’de Serkan Serter'in gitarda ve Gözde Oktaş'ın davulda olduğu rock grubuna dayanan GOSS, 2019’a gelindiğinde içinde pop, rock öğeleri ve synth barındıran yeni bir projeye dönüşüyor. Bu bilgileri onların müziği hakkında küçük bir ön bilgilendirme olsun diye verdim. Kendileriyle ‘Anla’ vesilesi ile zevkle okuyacağınız bir röportaj yaptım.
Selamlar bu yıl evlere kapandığımız bir yıl olsa da müzik üretimi adına verimli bir dönem olduğunu söyleyebiliriz. Art arda albüm/single haberleri geliyor ve üretim son hız devam ediyor. Siz de ‘Anla’ adında yeni bir single yayınladınız. Bu güzel şarkı vesilesi ile sizleri daha yakından tanımak istedik. GOSS’tan bahseder misiniz bize isminizin hikayesinden bir araya gelme sürecine ve bugüne dek neler yaptığınıza dair bize kendinizi anlatır mısınız?
Gözde: Merhabalar, maalesef tüm dünyada birçok insanın ölümüne yol açan çok kötü bir olay ile karşı karşıyayız. Tabi ki bu durumun içerisinde insanlar hayata tutunabilecekleri olumlu yanlar bulmaya çalışıyor. Biz de evde geçirdiğimiz karantina sürecini, müzik üretimimiz adına verimli bir şekilde kullanmaya çalıştık.
GOSS, 2 kişiden oluşan bir synth pop grubu. Bir araya gelmeden önce ikimiz de uzun yıllar başka müzik projelerinde bulunduk. Üniversite yıllarında ben alternatif müzik yapan bir kız grubunda davul çalıyordum, Serkan ise bir rock grubunda çılgın gitar soloları atıyordu. O zamanlar tanışmıyorduk. Mezuniyetten sonra ikimiz de benzer yollardan geçmişiz. Kurumsal hayata atıldıktan sonra global firmalarda sabah 9 akşam sınırsız çalışmışız, ancak bu hayat tarzının bize uygun olmadığını fark edip istifa etmişiz ve müziğe geri dönmüşüz.
Serkan: Yollarımızın kesişmesinin ise değişik bir hikayesi var aslında. Gözde, 2008 yılında grubu Woo Hoo ile ilk konserini verdiği gün ben bir arkadaşım vesilesiyle o konsere bir şekilde gitmiştim. Grubu dinledikten sonra “keşke benim de böyle kıvırcık, enerjik bir davulcum olsa” demiştim. Bu olaydan 9 sene sonra, yani 2017 yılında, kurduğum rock grubunun davulcu seçmesine tesadüf eseri Gözde geldi! O günden beri aynı grupta çalıyoruz. 2019 yılında ise kendi bestelerimizin üzerine gitmeye karar verdik ve GOSS ortaya çıktı. Gözde vokale geçti, tarzımız içinde bolca synth barındıran daha farklı bir yola doğru evrildi.
‘Anla’daki ‘Sen beni olduğum gibi aldın kusura bakma/İçimden başka bir şey çıkaramazsın bunu anla’ bu sözlerle bir ilişki içinde karşısındakini değiştirmeye çalışan sevgiliye isyan/itiraz var ya da ben öyle anlıyorum. Sizce neden bu değiştirmelere ihtiyaç duyuluyor. Anlamadığımız şey nedir?
Gözde: Şarkının sözlerinde geçen itiraz ve isyan aslında sadece sevgiliye değil, bizi olduğumuz gibi kabul etmeyen ve değiştirmeye çalışan herkese. Dış etkenler tarafından sürekli kişiliğimiz, davranışlarımız ve hatta hayallerimiz bile dizayn edilmeye çalışılıyor. Kendimiz olabildiğimiz ve kendi istediğimiz kişi olmamıza izin verilen anlar çok çok az. Bu noktada kişi önce kendisini anlayıp sonra da olduğu kişiye sahip çıkmalı ve onun için savaşmalı diye düşünüyoruz.
Serkan: Bu değiştirmelere ihtiyaç duyulmasının ilişkilerdeki sebebi, kişilerin birey olamamasından ve empati eksikliğinden kaynaklıyor bizce. Herkes tek doğru olarak kendini görüyor ve karşısındakini manipüle etmeye çalışıyor. Halbuki ilişki dediğiniz şey 2 kişiliktir. Karşınızdakini yok ettiğinizde bir ayna ile birlikte olursunuz. O zaman da ilişki yaşamanın bir zevki kalmaz herhalde.
‘Anla’ya Uludağ Milli Parkı’nda bir de klip çektiniz böyle karlı bir ortamı seçmiş olmanızın muhakkak ki şarkının hissiyle bir bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Ama bu tercihin sebebini sizden öğrenmek isteriz.
Serkan: ‘Anla’nın müziğinin çıkışı, annemin ölümcül hastalığının haberini aldığım günün akşamına denk geliyor. Benim için çok zor ve tahmin edersiniz ki çok üzgün olduğum bir andı. O gece, denizde çığlık atarak boğulan bir kadının imgesi gelmişti gözümün önüne ve beste bu şekilde çıktı. Sonra Gözde bu imgeyi dillendirerek üzerine sözleri yazdı ve ‘Anla’ oluşmaya başladı.
Gözde: ‘Anla’nın bizdeki yerinin çok özel olması, sadece ilk şarkımız olmasından kaynaklanmıyor, daha çok bağlı olduğu anıların ve duyguların hüznünden kaynaklanıyor. Şehir içinde şarkıdaki kasvet ve isyanı içine sığdırabilecek hiçbir mekân olmayacağını düşündük. Duyguların soğukluğunu ve yalnızlığı tadabileceğimiz bir yer olduğu için Uludağ’ı seçtik. Tabi -10 derecede, hipoterminin köşesinden döndüğümüz çok zor ama bir o kadar da eğlenceli bir çekim yaşadık.
Sizinle ilk konuştuğumda da şarkının remix de istediğini söylemiştim başka versiyonlarını da dinleyecek miyiz şarkının?
Gözde: Şarkının farklı versiyonlarını yapmak istiyoruz. İleride gelecek olan yeni şarkılarımız da var ve bunlar için de aynı yolu izleyeceğiz. Özellikle akustik versiyonları çok önemsiyoruz.
Kadıköy’ün müziğinizin üzerinde nasıl bir etkisi var mı?
Serkan: Kadıköy’ün, İstanbul’un müzik hayatında her zaman çok farklı bir konumu olmuştur. Eskiden canlı müzik grupları arasında Taksim – Kadıköy çekişmesi vardı. O zamanlar tabi ki canlı müzik piyasasının çok hareketli olduğu ve Beyoğlu’nun hala var olduğu günlerdi. Şu an Kadıköy, iki tarafın da bayrağını devraldı ve tek başına bu misyonu devam ettiriyor.
Gözde: Kadıköy, kalan son kalelerden diyebiliriz. İçinde özgür hissedebildiğimiz ve bu hissiyatı müziğimize taşıyabildiğimiz bir yer. Bizim için sadece bir mahalle değil Kadıköy, taşıdığı değerler ve sahip olduğu kültür bakımından bir yaşam tarzını ve duruşu ifade ediyor. Dolayısıyla müziğimiz üzerindeki etkisi yadsınamayacak kadar büyük.
‘Anla’ teklinizin dinlenmesi nasıl gidiyor?
Serkan: Anla, beklediğimizden çok daha fazla ilgi gördü. Sanıyorum taşıdığı tüm o duygular dinleyicilerde bir karşılık buldu. Bu da bizi çok mutlu ediyor.
Son olarak müziğinizle hiç tanışmamış dinleyiciye nasıl bir müzik yaptığınızı ve bundan sonra yapacağınız projelerden de bahseder misiniz?
Gözde: Müziğimiz bir hayli duygu yüklü, bazı zamanlar agresif tınılarla bezenmiş, bazı zamanlarda ise sizi alıp uçucu bir havaya sokacak kadar sakin olabiliyor. Aslında bir insan gibi, onun da inişleri, çıkışları var ve bazen patlayan bir volkana bazen de süt dökmüş bir kediye dönebiliyor. Bu Türkiye’nin çok alışık olmadığı bir tarz, ancak Türkiye’de var olan bir tarz. Giderek daha da benimseneceğini düşünüyoruz. Kısa bir süre içinde 2. single’ımızı yayınlamayı planlıyoruz ve sene sonuna kadar üst üste yeni şarkılarımızı single halinde yayınlayacağız. Sonrası ise sürpriz olsun.
Paylaş