Evden Uzak ‘Kendimden Kaçarken’ Şarkısıyla Radarımıza Girdi

Sevgili Evden Uzak yeni şarkınız ‘Kendimden Kaçarken’i dinleyicinize sundunuz. Bize biraz şarkının ruh halinden bahseder misiniz? Mesela insanın ‘kendinden kaçması’ mümkün müdür insan bunu yapabilmek için nasıl yollara sapar?

‘Kendimden Kaçarken’i oluştururken büründüğümüz ruh hali açıkçası diğer şarkılarımıza göre biraz daha agresif ve sinir haliydi. Aşktan nefret eden ve bir o kadar da nefret ettiği aşkı kabullenen ama bu yolda aldığı darbelerden yorulan birinin hikayesi diyebiliriz. Kendinden kaçmak aslında bizim için bir metafor. Kendinden kaçmak, sahip olduğun duygulardan kaçmaya, o duygulardan feragat etmeye ve o duyguları arkada bırakırken yaşadığın güzel ve kötü her şeyi sineye çekip kabul etmenin bir hikayesi diyebiliriz.

‘Evden Uzak’ olmak ilk anda kulağa hüzünlü bir durumu hatırlatıyor sanki ama bana göre ‘Evden Uzak’ olmak demek büyümek, kendi hayatının sorumluluğunu almak ve hayatla baş başa kalmak. Sizin için ‘Evden Uzak’ olmak ne anlama geliyor?

Evden uzak olmak bizim için, sahip olduğun ve seni sen yapan yerden, kişiden uzaklaşmak ve yeni bir yola yelken açmak aslında. Bu yolda başına gelen her şeyi göğüslemek ve düştüğün zaman seni kaldıran başka bir elin olmaması demek. Düştüğün zaman o dikenli yola elini koyarak, dizlerini sürterek kalkman anlamına geliyor. Dediğiniz gibi büyük bir sorumluluk ve olgunlaşmak anlamına geliyor.

‘Cam Kenarı’ şarkınızda “Geride kalmak inan zor, geride bırakmaktan daha kor” siz bu ikilimde geride kalmanın daha zor olduğu görüşündesiniz. Geride kalmak neden daha zor/kor?

Geride bırakan kişi, bunu kendi isteğiyle yapıyor. Geride bırakmak istiyor ve gidiyor. Ama geride kalan insan, geride bırakılan insan kendini çok büyük bir boşlukta, bir arafta buluyor. Bu durum geride kalan için çok büyük bir çaresizlik yaratıyor. Belki de geride bırakmak istemediği için geride bırakılan oluyor.

Tüm dünyayla beraber bir pandemiden geçiyoruz yaptığınız müziğin üretimine nasıl yansıdı bu süreçler?

Biz zaten pandemi sürecinde bir araya geldik. İlk buluşmamızda maskelerimiz takılıydı. Üretim konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadık hatta üretkenliğimizi arttırdı diyebiliriz. İkimiz de üniversite öğrencisiyiz ve evimize kapanmak müziğimize daha çok vakit ayırmak için vesile oldu. Alt yapılar Ankara’dan, vokal kayıtları ise Eskişehir’den. Bol bol zoom görüşmeleri yaparak iletişimimizi sıkı tuttuk. Yan yana geldiğimiz zamanlar da oldu. ‘Kendimden Kaçarken’ şarkısı bu sürece güzel bir örnek aslında. Şarkının nakaratını yan yana yaptık. Diğer kısımları ise uzaktan tamamladık.

Sevgili Evden Uzak sizleri bireysel olarak da tanıyabilir miyiz? Bir de hep isimlerin hikayelerini ve o ismi alıncaya dek arka planda dönen konuşmaları çok merak ederim. Sizin birlikte müzik yapma maceranız nasıl başladı ve nasıl ‘Evden Uzak’ oldunuz?

Oğuzhan: 22 yaşındayım. Ankara’da okuyup, Eskişehir’de yaşıyorum. Akustik tarzda İlk şarkımı 2019 yılının ocak ayında çıkarttım. Ama Yunus’la tanıştıktan sonra ve Evden Uzak kurulduktan sonra kendimi akustikten sıyırıp tamamen gruba odaklandım.

Yunus: Ben 22 yaşındayım ve Ankara’da yaşıyorum. Şu anda yine Ankara’da tıp fakültesinde okuyorum ve bir yandan da prodüktörlük yapıyorum. Profesyonel olarak ilk şarkımı 2019 yılında çıkarttım. 2020 yılında Evden Uzak kurulduktan sonra ise tüm odağım bu grup oldu. İkimiz de aynı üniversitede okuyoruz. Üniversitemizin müzik grubunda tanıştık, bir araya geldik ve enerjilerimiz birbirine çok uydu. Biz de üretmeye başladık. Grup ismi konusunda çok fazla zaman kaybettik diyebiliriz. Şarkımız hazırdı ama bir türlü içimize sinen bir isim bulamamıştık. Bir gün artık karantinanın diplerini yaşarken gerçekten evden uzak olmak istedik ve böylece grubun adını oluşturmuş olduk.

Bir grup mu yoksa ikili olarak mı kendinizi tanımlıyorsunuz?

İki kişilik bir grubuz diyelim.

Sizler son dönemde kimleri dinliyorsunuz? Dinleyicilerinizin de sizi belki daha iyi anlamaları açısından çalma listelerinizde bu ara hangi müzisyenler, ne tür müzikler öne çıkıyor?

Oğuzhan: Özellikle en çok dinlediğim sanatçı The Weeknd. Sadece dinlediğim değil müziğini de örnek aldığım bir sanatçı. O yüzden listelerimin çoğunluğunu The Weeknd oluşturuyor. Onun dışında Tamino, The Last Shadow Puppets, NF, Lana Del Rey gibi isimleri dinliyorum. Bunun yanında Dolu Kadehi Ters Tut, Sansar Salvo, Sena Şener, Melike Şahin, gibi Türk sanatçılar da listelerimde yer alıyor. Yabancı indie ve R&B tarzını daha çok dinliyorum.

Yunus: Elektronik müziğin her türünü ayrı seviyorum. Bu sıralar dubstep, trap ve progressive house dinlediklerimin büyük bir kısmını oluşturuyor. Bu türün büyükleri Skrillex, Yellow Claw ve KSHMR listelerimde önemli bir yere sahip. Bunların yanında sıkı bir rap dinleyicisiyim. Allame ve Xir’i her daim sevmişimdir. Baneva’nın da son albümü çok başarılı. Yurt dışından Travis Scott ve Big Sean en sevdiğim isimler.