Can Kazaz’la ‘Yaz Bitince’ Bir İç Hesaplaşma Yaptık

Can Kazaz çok derin duyguları hiç bağırmadan, sade ama dibine kadar hissettirerek yaşatıyor. Ağustos ayının sonunda yayınladığı ‘Yaz Bitince’ şarkısını da şu sıralar dinlemeyi çok seviyorum. Şarkıda samimiyetle yapılmış bir iç hesaplaşma var.

Haberin Devamı

Ayrıca Can Kazaz bu sene yayınlanan Ezginin Günlüğü tribute albümünde de grubun en sevdiğim şarkılarından biri olan ‘Gemi’yi öyle bir yorumlamış ki derin bir ‘ohh’ çektim dinlerken. Çünkü bu saygı albümlerindeki yeniden yorumların çoğu bende bir hayal kırıklığı yaratıyor. Ama Can Kazaz’ın ‘Gemi’ yorumunu en az şarkının orijinalini dinlemeyi sevdiğim kadar seviyorum.

Yakında ‘Kızılgerdan’ isimli albümünü de yayınlayacak olan Can Kazaz’ın en sevdiğim şarkılarından bir liste yaptım işte o liste: ‘Biraz’, ‘Bir Delinin Kaç Cehennemi Olmalı’, ‘Kırlangıçlar Gibi’, ‘Sürsün Bahar’, ‘Keşke Uyuyabilsem’ ve ‘Bunca Yıl’.  

Duyar duymaz işte bir Can Kazaz şarkısı diyebileceğiniz şarkılar yapan Can’ın şarkı sözlerinde ve hikayelerinde kendine has bir anlatımı var. İşte bu özel isimle aşağıdaki güzel röportajı yaptık.

Haberin Devamı

Sevgili Can ilk soruma yeni single’ın ‘Yaz Bitince’ ile başlamak istiyorum. Öncelikle çok güzel bir şarkı olmuş özellikle sonbaharın halet-i ruhiyesini yansıtıyor. Ben şarkıyı dinlerken bu şarkıyı senin bir iç hesaplaşman olarak okudum. Günün sonunda kendi kendine verdiğin telkinler öğütler ve kendinle girdiğin bir hesaplaşma. Yaz biter ve tüm yaz yaşadıklarımızla sonbaharda hesaplaşmak gibi? Seni böyle bir şarkı yapmaya götüren hesaplaşmaların nelerdi?

Aslında yazın yaşadıklarından pişman olacağını düşündüğüm bir kurgu  karakter için şarkının nakaratı. Diğer kısımlarda da dediğiniz gibi bir iç hesaplaşma var. Aslında albümün genelinde olacak bir iç hesaplaşmanın fragmanları bunlar. Ve bir aşk hikayesiyle bağlantısı yok diyebilirim. Geride bıraktıklarım ve yeni yöneldiğim şeylere dair bir kopuşun parçaları. Bilinç akışımdan gelen cümleler olduğu için bazı sözlerim müzik sektöründeki pozisyonum, kızgınlıklarım ya da pişmanlıklarıma dair bile olabiliyor. Yaratıcı süreçte bunu bir güçlü duygusal ilişki bağlamına oturtmak mümkün oluyor. Sembolik anlatımlara devam ediyorum özetle.

Can Kazaz’la ‘Yaz Bitince’ Bir İç Hesaplaşma Yaptık

Haberin Devamı

Müzikte kendi dilini ve soundunu oluşturan isimlerdensin. Bir şarkının senden çıkıp çıkmadığını dinleyici hemen anlayabiliyor. Bu duruma özel olarak dikkat eder misin yoksa kendiliğinden hiç çabasızca ortaya çıkan bir sonuç mu?

Bunun böyle olmasına çok seviniyorum, takip ettiğim isimlerde de en kıymetli bulduğum şeylerden biridir. Her bestecinin zaman içinde sahip olduğu bir müzik dağarcığı var ve bunun doğal sonucu olarak o dağarcıkla ilintili üretimler sergiliyorlar. Benim en çok çaba sarfettiğim şey ‘iyi melodi’ ve o melodilerin akılda kalıcı olup olmadığına dair içselleşmiş bir süzgecim var. O bahsettiğim kişisel dağarcık ve melodi odaklı bestecilik böyle bir sonuç elde etmemi sağlıyor sanırım. Bunun dışında benden çıktığı anlaşılsın diye özel bir çaba sarfetmiyorum.

Haberin Devamı

Çok derin duyguları hiç bağırmadan, sade ama dibine kadar hissettirerek yaşatıyorsun. Mesela ayrılık acısı ya da özlem gibi güçlü duyguları sessizce dinleyiciye anlatabiliyorsun. Bence zoru başarıyorsun  bunu nasıl yapıyorsun? Çünkü biz biraz duygularımızı bağırarak göstererek yaşayan heyecanlı insanlarız. Sen bunun tam tersini çok vurucu bir şekilde yapıyorsun. Senin de güçlü duyguları sakin yaşayan bir insan olduğunu düşünüyorum. Öyle misin?

Genelde öyleyim. Dışarıya karşı yüksek tepkiler verdiğim nadirdir. Bağıran çağıran veya kendini gösteren biri değilim her ne kadar içimde fırtınalar kopsa da, çok öfkelensem de. Çok tartışırım, argüman beklerim, inatçıyımdır ve bunu sakince yaparım günlük hayatta. Bu sakinlik, çekiniklikle karıştırılıyor genelde. Tam tersi  epey baskın karakterliyim ama beni biriyle bağıra çağıra kavga ederken görmeniz pek mümkün değildir. Yaptığım müzikte de bunun bir yansıması var sanırım. Mizacım böyle yani.

Haberin Devamı

Şarkılarını dinlerken söz yazarlığının sende özel bir yeri ve önemi olduğunu görüyorum. Bir şair gibi çıkıyor dizelerin. Sözler ve şarkının hikayesi senin çok önemsediğin bir mesele ve bunu dert edindiğini hatta detaylarla çok ilgilendiğini düşünüyorum. Yani senin için neyi nasıl söylediğin üzerinde durduğun bir konu gibi geliyor. Yanılıyor muyum?

Kelimelerle oynamayı çocukluğumdan beri çok seviyorum. Birbiriyle uyumlu bir akışa sahip kelimeleri bir anlam bütünlüğünde bir araya getirmek hayatta en keyif aldığım şeylerden biri. Bunu yaparken “şimdi edebiyat yapmalıyım” diye yapmıyorum. Enteresan benzetmeleri kovalıyorum günlük hayatta da. Mecazi anlatım, semboller çok başvurduğum bir yöntem söz yazarken. Şarkılar bir hikayeye sahip olmalı, “ne anlattın?”, “neden bu cümleyi kurdun?” sorularına tutarlı cevap verebilmeyi önemsiyorum sizin de dediğiniz gibi. Şarkı yazarken hiçbir cümleyi boş geçmemeye, doldurmak için yazmamaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

Can Kazaz’la ‘Yaz Bitince’ Bir İç Hesaplaşma Yaptık

Ezginin Günlüğü 40 Yıllık Şarkılar Saygı Albümü’nde ‘Gemi’yi söyledin. O albümde ‘Gemi’ en sevdiğim yorumlardan oldu. Ezginin Günlüğü benim için çok ayrı bir yerdedir hele ‘Gemi’ şarkısı apayrı bir yerdedir. O yüzden ‘Gemi’nin duygusunu senden daha iyi verecek bir isim gelmiyor aklıma. Bu albümde bu şarkıyı sen mi seçip söyledin, ‘Gemi’ senin için ne ifade ediyor. Bir de tribute albümlerde yer alma konusuna bakışın nasıl? Başka kimlerin tribute albümlerinde bulunmak istersin? Mesela yıllar sonra senin de tribute albümün olsun ister misin var mıdır böyle hayallerin?

Adıma tribute albüm yapılması çok tanınır olmayı gerektirir sanıyorum. Tribute albüm hayali, ünlü olma hayali gibi anlaşılacaksa istemem. Ama toplum tarafından sahiplenilmiş, şarkıları yıllarca nesillerce dinlenmiş bir şarkı yazarı olmak çok kıymetli bir şey, o açıdan bakınca da çok isterim. Şarkılarımın rezil edilmediği, yeni bir bakış açısıyla bile olsa yozlaştırılmadığı bir prodüksiyon anlayışıyla yapılan bir tribute albümü dinlemek çok keyif alacağım, mutlu olacağım bir şey olurdu. Şarkılarımı benden başka biri söyleseydi nasıl olurdu her şarkım için merak ettiğim bir şey. Tüm bunları gözeterek, hassasiyetle yaklaştım ‘Gemi’ şarkısına. Ezginin Günlüğü’nde en sevdiğim şarkılardan biri ‘Zerdaliler’di ama albümün müzik direktörlüğünü yapan Burhan Şeşen bana ‘Gemi’yi önerdi. Ben de biraz inceleyip çok iyi anladım bu seçimi. Kendimi çok yakın hissettim ve seve seve düzenleyip yorumladım.

Can seni biraz daha müziğinin dışında da tanımak isteriz mesela günlük hayatında neler yapıyorsun, müzik hayatının ne kadarını kapsıyor? Yatıp kalkıp müzik düşünen biri misin?

Müzik hayatımın çok büyük bir kısmını kaplıyor. Yatıp kalkıp müzik düşünüyorum ve bu sadece üretim anlamında değil, müzik sektörünü ve bir iş olarak müzik düşünmeyi kapsıyor. Ama tabi ki sadece müzik düşünen bir makine değilim. Bazı dönemler başımı kaldırmadan konsol ya da bilgisayarda oyun oynamak en büyük terapilerimden ve zihnimi ciddi geliştiren dinç tutan bir şey. Bunun dışında ana akım sinema filmleri, diziler boş zamanlarımda zihnimi boşaltmaya çok yardımcı. Zamanımı ayarlarsam özellikle tenis ve basketbol sporlarını hem yapmayı hem de izlemeyi çok seviyorum. Bazı günler yaptığım yemeklere çok özeniyorum, dışarda da evde de lezzet arayışındayımdır. Pandemi olana kadar  her yıl en az bir kez yurt dışına çıkıyordum, başka kültürlere maruz kalıp içine karışmak ruh halime çok iyi geliyor.  Sürekli ufuk genişliği, özgürlük arar bir haldeyim.

Bu yıl karantina pandemi gibi hiç deneyimlemediğimiz durumlarla baş başa kaldık sen nasıl geçirdin bu dönemleri?

Albüm hazırlayarak geçirdim çoğunlukla. Öyle denk geldi her şey. Evden çıkmadan tam teşekküllü müzik üretebileceğim bir düzeni tam da salgın öncesi kurmuştum. Onun dışında sosyal mesafe, maske ve düzenli dezenfeksiyon konularında epey katıyım. Uzmanların önerdiği veya şart koyduğu her şeye ciddiyetle uymaya devam ediyorum. Bir başıma kalabilmekle ilgili bir sorunum da olmadığı için halimden memnunum çoğu zaman. Sevdiklerimi yakından görememek ve zaman geçirememek en çok zorlayan şey oluyor.

Yakın gelecekte yeni şarkılarını dinleyecek miyiz?

Bir sonraki yeni şarkı ve hatta albüm sonbaharı bulur. Bu yıl Şubat’tan beri çok fazla yeni şarkı çıkardım ve dinleyenleri ekim/kasım aylarına kadar idare edebileceğini umuyorum. Sabrettiğimize değecek bence çünkü ‘Kızılgerdan’ albümüm çıkacak sonbaharda.

Senin bir başucu listen var mıdır? Dönüp dolaşıp dinlediğin şarkılar isimler var mıdır? Kimlerdir?

Biraz geniş bir yelpazede aslında dinlediklerim. Örneğin Dr. Dre ekolünden çıkmış West Coast Rap Müziği yenisiyle eskisiyle dönüp dolaşıp dinliyorum. Öte yandan Barok dönem müziğini, özellikle daha erken/orta dönem İtalyan Barok Müziği diyebileceğim müzikleri çok seviyorum. Arcangelo Corelli favorim. Amerikan pop müziğini ciddi miktarlarda dinliyorum, Justin Timberlake, Bruno Mars, The Weeknd gibi isimler her zaman radarımda. Motown müzikleri de çok sık dinliyorum, Marvin Gaye, Stevie Wonder benim için başta olmak üzere harika bir dönem ve tür müzik için.

Seni çok ters köşe bir projede dinleme ihtimalimiz olur mu mesela dinleyicinin senden hiç beklemediği bir türle bir gün çıkmak gibi?

Şu anda R&B-Pop bir albümle geliyorum halihazırda. Çıkan her single bunu belli etti sanıyorum. Ancak ilerde pop ve trap soul kısımlarını iyice eksiltip, soul ve R&B bir yöne kaymak istiyorum. Daha akustik ve daha funk tınlayacak bir müziğin arayışındayım bir yandan. Benden nasıl bir şey çıkar henüz belirsiz.  Onun dışında rapçi arkadaşlarımla ortaklıklarım devam ediyor. Tür olarak değil de içerikte şaşıranlar olabilir ilerde.

 

Yazarın Tüm Yazıları