Paylaş
Sevgili Barış seni ilk 2020’de yayınladığın ‘Bin Yaşındayım’ şarkınla tanıdım. Şarkı beni çok etkilemişti. Mayıs 2022’de yayınladığın yeni şarkın ‘Artık Yol Yok’ tekline geçmeden önce ‘Bin Yaşındayım’ın hikayesini sorarak o şarkıya hakkını teslim etmek isterim. Bizlere bu şarkının ruhunu yansıtan bin yaşında hissetme durumunun nerden çıktığını anlatır mısın?
Öncelikle bizim yolculuğumuzun başlangıcından beri her şeyden önce iyi bir müzik dinleyicisi olarak desteklerinizi ilettiğiniz için çok teşekkür ederim. İçeriğin fazlasıyla arttığı ama iyi müziği kitleye götürmenin de dolayısıyla zorlaştığı bir dönemde yaptığınız işi çok kıymetli buluyorum. ‘Bin Yaşındayım’a gelirsek, günümüz insanının pek çok derdi ortak. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan ayları geçirmiş olmak, hayata dair genel bir motivasyon eksikliği hali. Hayatının en güzel dönemlerinde kendini neredeyse yaşlanmış hisseden insanlarla biz aynı duyguları paylaşıyoruz. Bin Yaşındayım aslında tam olarak bu hislere değiniyor.
‘Artık Yol Yok’ yeni çalışman ve 20 Mayıs’ta yayınladın. Şarkının klibinin açılışında arabada radyoda kanal ararken ‘Bin Yaşındayım’ı kısacık bir an duyuyoruz. ‘Artık Yol Yok’ ve ‘Bin Yaşındayım’ arasında bir bağlantı mı var? Nedir yeni şarkınızın hikayesi?
Frekanslar arasında gezerken diğer şarkılarımızdan ‘Bin Yaşındayım’ ve ‘Görmediğin’i çok kısa duyuyoruz. Söz, beste, prodüksiyon, vokal işlerinin aynı stüdyoda ve hep aynı insanların elinden çıktığını söylersek sanıyorum tüm şarkıların aşağı yukarı benzer hissiyatlardan yola çıktığını doğru ifade etmiş oluruz. Aranan frekansın 222’de bulunması ise Eskişehir’den çıkmamıza esprili bir dokunuş olsun diye düşündük.
Yine önceki soruyu şöyle devam ettirmek istiyorum radyo frekansını ararken belli bir dalga arasında doğru yeri bulmak adına yapılan o ince ayar biraz kendi müziğinizi yaparken girmiş olduğunuz yoldaki serüveninize de bir gönderme olabilir mi? Yani kendiniz için de doğru frekansı/kanalı bulmak ince bir ayar gerektirdi mi?
Çok incelikli bir soru olmuş teşekkür ediyorum. 2020’den bu yana müziğimizi icra ederken hem en içimize sinen, bize en doğru gelen sound’u üretmeye çalışırken öte yandan o gün kabul gören trendlere göre değişmemeye özen gösteriyoruz. Aynı zamanda da müziğimizi daha geniş kitlelere duyurmak istiyoruz. Tüm bunlar beraber düşünüldüğünde sizin de değinmiş olduğunuz ‘ince ayar’ ortaya çıkmış oluyor. Müziği yaşayan bir varlık olarak kabul edip işlerimizi ortaya çıkarırken bu ayarı sürekli sil baştan yapmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Çalışmalarında Doğan Can Kısacık ve Kemal Kaya Batmaz imzaları dikkat çekiyor müzikal anlamda bu yol arkadaşlığı nasıl başladı ve nasıl devam edecek?
Kemal ve Can çok başarılı iki müzisyen, bizim tanışıklığımız beraber iş yapma fikrinden çok öncesine dayanıyor. Ortak dostlar vasıtasıyla bir araya gelip, beraber müzik yapmaya karar verdikten sonra da herkesin kendi alanında özgürlük sahibi olduğu ve son noktada vokal, beste ve prodüksiyon tarafı olarak hepimizin kafa kafaya verip harmanladığı bir süreçten geçiriyoruz.
Pop ve elektronik öğeleri kullanarak ürettiğiniz şarkılar özellikle dijital platformlarda dinleyicisini yakalamış durumda. Sana göre şarkıların dinleyicisiyle yeterince buluşuyor mu?
Bugün toplamda 3.5 milyonu aşkın kez dinlenmiş toplamda 5 adet single çalışmamız var. Sizin aracılığınızla da her bir dinleyiciye tekrar çok sevgilerimi iletiyorum. Türkiye’de müziğin başkenti olan İstanbul’dan uzakta iş yaptığımız düşünüldüğünde her ne kadar müziğimize güvensek de bu sayılar bizim için ilk etapta çok ulaşılır görünmüyordu açıkçası. Ancak tabii ki şu an birbirinden farklı birçok çalışmayı sürdürüyoruz ve tüm Türkiye’de daha fazla kişiyle buluşmayı diliyoruz.
Şarkılarında biraz karanlık ve depresif bir hava dikkatimi çekiyor. Sana göre de öyle mi neler söylemek istersin bununla ilgili?
Günümüz insanlarının kusursuz mutluluklar yaşamaktan çok uzak olduğu maalesef bir gerçek. Bugün yoldan geçen birisine mutlu olduğu bir an sorulsa, durup düşünmeden cevap vermesi zor olacaktır. Kaldı ki bir an olarak dahi hatırlanamayabilecekken, tamamen aydınlık bir temada şarkılar üretmek çok zor ve yapay olacaktır diye düşünüyorum kendi adımıza. Ürettiğimiz şarkıların genel teması için espriyle karışık kullandığımız ‘dertli dans’ diye bir tabir bile var.
İstanbul’da yaşamıyorsun bildiğim kadarıyla müzik yapan biri için bu durum bir handikap mı ya da artık bu durum eskiden miydi bütün bunların bir önemi kalmadı mı?
Eskişehir’de yaşıyorum. İstanbul’a bazen konser, bazen farklı görüşmeler için gelip gidiyoruz. Müzik artık herkes için daha az tabuya sahip, daha kolay dinlenilebilir ve hatta üretilebilir. Ancak daha önce de söylediğim gibi İstanbul müziğin başkenti, birbirinden değerli müzik insanlarının pek çoğu işin doğası gereği İstanbul’da hayatlarını sürdürüyor. Bu müzisyenlerle birlikte işler üretebilmek günün sonunda daha kaliteli müziği de üretmek demek.
Yine senin gibi sevdiğim müzisyenlerden Melis Karaduman ‘Bin Yaşındayım’ı söylemişti. Başka müzisyenlerden kendi şarkını dinlemek neler hissettiriyor?
Melis’le ‘Bin Yaşındayım’ yorumundan sonra tanıştık, birbirinden iyi birçok şarkısı olan, çok enerjik ve pozitif biri. Gerçekten güzel bir yorumdu, ekip olarak da çok hoşumuza gitti. Açıkçası kişisel olarak da oldukça ilgimi çekiyor, bir başkasının örneğin hangi kelimeye vurgu yaptığını, onu en çok hangi bölümün heyecanlandırdığını görmeye çalışmak oldukça güzel ve farklı bir deneyim diyebilirim.
Athena’nın ‘Yalan’ Kenan Doğulu’nun ise ‘Ara Beni Lütfen’ cover’ını dinledim video kanalından ve bayıldım. Yeni cover parçalar gelecek mi?
Sevdiğimiz sanatçıların şarkılarını, kendi yorumumuzla biraz da eğip bükerek bir cover yorumu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bunların hepsi için kendi şarkılarımız kadar özenerek içerikler üretmeyi deniyoruz. Haliyle biraz vakit alan, biraz da açıkçası boşladığımız bir taraf oldu. Ancak hali hazırda kıymetli bestecilerimizden Fazıl Say’ın şarkılarından, Sezen Aksu’ya kadar uzanan coverlarımızı yakında tamamlayacağız.
Seni bugüne dek hangi müzisyenler besledi/besliyor? Bugünkü müzisyen olmanda kimlerin katkısı var? İlk hangi şarkıyı dinlerken aklından ben de şarkı söylemeliyim fikri geçti?
Müziğimi yaparken kendime tür ayırt etmeden şarkı söyleyebilmek gibi bir amaç belirledim. O sebeple birbirinden çok farklı disiplinlerde işler dinliyorum. Lisansta Opera üzerine eğitim aldım, şu anda da yüksek lisansa devam ediyorum. Klasik müzik de dinliyorum, elektronik müzik de, Türk Halk Müziği de dinliyorum. Örnek vermek gerekirse Türkiye’de müziğe kattığı vizyon ve değer bakımından Kenan Doğulu’nun yaptığı ve bulunduğu işleri çok dikkatle takip etmeye çalışıyorum. Hit olarak nitelendirilen işlerinin, çıktığı dönemin en az 10 yıl sonrasında yakalanabilmiş bir içerik barındırdığını düşünüyorum.
Seni ve de müziğinde imzaları bulunan Doğan Can Kısacık ve Kemal Kaya Batmaz’ı biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Bütün hayatınız müzik mi başka şeylerle de uğraşıyor musunuz?
Kemal prodüktörlük ve müzisyenliğinin yanı sıra ilginçtir eczacı. Ses teknolojileriyle alakalı her şeye ilgisi var. Diğer yandan eğitimine eczacılıkta yüksek lisansla devam ediyor. DJ’lik ve radyoculuk geçmişi de var, şarkıların tüm prodüksiyon süreci ona ait. Cengo House Studio’da müzik üretiyor. Biz de onu iş çıkışlarında yakaladıkça stüdyoya kapatıyoruz. Doğan Can ise içmimar normalde, son dönemde müzik dışında tekstil tasarımı üzerine uğraşmakta aynı zamanda. Hayatının büyük bir kısmını atölyesinde geçiriyor kalan zamanlarda müzik ve kaykayla ilgileniyor. İçlerinde tamamen hayatı müzikle devam eden ben varım gibi. 10 yıla yakın bir zamandır şan eğitimi alıyorum, Opera bölümünden mezun olduktan sonra yine okulum Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda yüksek lisansa devam ediyorum. Öte yandan şu sıralar vakit Temmuz ayı içerisinde çıkarmayı planladığımız yeni şarkımız için stüdyoda çalışarak geçiyor. Yine o şarkı için de yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. Harika sorularınız için çok teşekkür ederim, çok keyifliydi.
Paylaş