İnsülin iğnesi ile kilo verirken çok dikkat edin! Riskler arasında kanser dahi var...

Son dönemlerde kilo verme konusunda yeni bir yöntem gündemde: Halk arasında 'insülin iğnesi' olarak bilinen iğneler. Bu furyaya kapılanlardan biri de arkadaşının iğne ile kilo verdiğini öğrenen 34 yaşındaki Saadet T. oldu. Genç kadın yaşadığı süreci anlattı

Haberin Devamı

Çok sık görüşmediğim bir arkadaşımın iğne ile 20 kilo verdiğini öğrenince ben de şansımı denemek istedim. Bir süredir kilo vermek ile uğraşıyorum ama açıkçası diyet ve sporu bir arada götürmek beni zorluyor. Bu yüzden ben de daha kısa bir yol görünce merak ettim. Hemen doktoru aradım, randevu almam gerektiğini söylediler. Ben diyetisyene gideceğimi zannederken, randevu almam gereken doktorun dahiliye uzmanı olduğunu öğrenince şaşırdım. Ama yine de şansımı denemek istedim.

Çok bilinen bir hastanenin dahiliye uzmanı olan doktora gidip derdimi anlattım. Hastane ortamı olması da bana güven verdi. Doktor iki kutu iğne yazdı. Ama kan değerlerime bakılmadığı ve herhangi bir teşhis konmadığı için iğneleri reçete edemiyordu. İğneleri eczaneden para ödeyerek satın aldım.

Haberin Devamı

İlk hafta minik bir dozla başlayacak, her hafta ilacın dozunu biraz daha artıracaktım. Başta her şey yolunda gitti, herhangi bir sorun yaşamadım. İştahım kesilmişti, canım bırakın tatlıyı ya da abur cuburları, yemek dahi istemiyordu. İkinci hafta doz artırarak devam ettim. Bu kez iğneyi yaptıktan çok kısa bir süre sonra şiddetli mide bulantısı yaşamaya başladım. 'Geçer' diye düşünüp önemsemedim. Bulantı tüm gün sürdü. Ertesi gün yine iğneyi yaptım ve bulantı arttı. Birkaç saat sonra kusmaya başladım. Doktor mide bulantısı ve kusma olabileceğini, bunların normal yan etkiler olduğunu söylediği için rahat davrandım.

Artan dozdaki üçüncü iğneyi de yaptım. Kusmalar ardı arkası gelmeden devam ediyordu. Artık endişelenmeye başlamıştım. Ağzım burnum kurumaya başladı derken o gece burun kanaması yaşadım. Çok şiddetli bir kanama değildi ama korkmuştum. Ertesi gün iğneyi kullanmadım ama burnum tekrar kanadı. Bu kanama ilacı bırakma kararı almama yetti. Kilo vereceğim diye sağlığımdan olacaktım. İğneyi bıraktıktan birkaç gün sonra bulantı, kusma ve burun kanaması sona erdi.

Bu hikâye tek değil. İnternette bu iğneleri kullanarak kilo verdiğini anlatan çok fazla kişi var. Üstelik hepsi de benzer yan etkilerden ve hatta daha fazlasından şikâyet ediyor. İşte o yorumlardan bazıları:

Haberin Devamı

‘TANSİYONUM DÜŞTÜ, KORKUDAN DEVAM EDEMİYORUM’

Ben insülin iğnesi ile 45 günde 11 kilo verdim. Aslında kilo verme süreci gayet iyi gidiyordu fakat tansiyon problemi yaşamaya başladım. Tansiyonum düşüyordu, bayılacak gibi oluyordum. İğneye birkaç hafta ara verdim, 2 kilo geri aldım. Şu anda iğne kullanmıyorum ama karın ağrısı yaşıyorum. Evde bir kutu daha iğne olmasına rağmen korkumdan kullanamıyorum.

‘İĞNELER YÜZÜNDEN KANSIZLIK YAŞIYORUM’

İki kutu iğne kullandım, 15 kilo verdim. Bu iğneler gerçekten kilo verdiriyor ama bence kesinlikle başka sorunlara neden oluyor. Mesela bende herkeste olan bulantı ve kusma olmadı ama iğneleri kullandıktan sonra kan değerlerim alt üstü oldu. Altı aydır anemi ile mücadele ediyorum, demir ilacı kullanıyorum.

* * * * *

Haberin Devamı

İnsanların iğne ile zayıflama deneyimlerinden yola çıkarak Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Prof. Dr. Sinan Çağlayan ile İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meriç Zeydan’a konuyla ilgili akıllardaki 5 kritik soruyu sorduk.

İŞTAH SİNYALLERİNİ AZALTABİLİR, TOKLUK HİSSİNİ ARTIRABİLİR

1- İnsülin iğnesi ile gerçekten kilo verilir mi?

Prof. Dr. Sinan Çağlayan: Burada bahsedilen iğne insülin iğnesi değil. ‘Glucagon-like peptide-1’ adlı bir maddenin benzeri sentetik olarak, sıvı olarak üretiliyor ve insülin iğnesi gibi cilt altına enjekte ediliyor.

Glikozu hücre içine daha iyi kullandırıp, insülin direnci olan hastalarda insülin ihtiyacını azaltarak insülin anabolizan etkilerini ortadan kaldırdığı için kilo verdirebilir. Hipotalamusta iştah merkezinde iştahı artıran sinyallerin blokajıyla ilgili bir etkisi var. Yani beyindeki iştah merkeziyle direkt olarak ilişkiye girip orada, iştah sinyallerini azaltarak iştahı azaltabilir. Dolayısıyla kişi daha az yer ve daha kolay kilo verir. Ayrıca, midenin ve bağırsakların boşalmasını yavaşlatır, mideden kaynaklı tokluk hissini de artırır. Hatta midenin fundusundan salgılanan ghrelin hormonunun üzerine de blokaj etkisi olduğu o sayede de iştahı azaltabileceğine dair çalışmalar da var. Diyabet olmayan kişiler kilo vermek için kullanabilir, FDA onayı bulunmaktadır.

Haberin Devamı

‘OBEZİTE DÜNYADAKİ İKİNCİ BÜYÜK PANDEMİ’

Dr. Meriç Zeydan: Obeziteyi, yaşadığımız Covid-19 enfeksiyonu sonrası dünyadaki ikinci büyük pandemi olarak tanımlamak yanlış olmaz. Yapılan araştırmalar obezitenin dünyadaki her iki kişiden birini az ya da çok etkilediğini gösteriyor. Obezite sadece estetik yani görüntü açısından değil sağlık açısından da çok ciddi sonuçlar yaratıyor. Diyabet, hipertansiyon (yüksek tansiyon), kalp-damar hastalıkları, karaciğer yağlanması ve karaciğer sirozunu bunlardan sadece birkaç tanesi olarak sıralamak mümkün. Hastalar bu iğneleri kullanmaya başladıktan sonra iştahlarının kesilmeye başladığını net bir şekilde görüyor. İki üç ay içerisinde 20 kilo veren hastalar bile var. Ancak zayıflama oranı hastadan hastaya değişiklik gösteriyor. Bazı hastalar ilk haftada fazla kilo verebilirken bazı hastalarda ise kilo verme durumu tedavinin sonuna doğru hızlanıyor.

Haberin Devamı

2- İnsülin iğneleri nasıl iştah kapatıcı bir etki oluşturuyor?

Dr. Meriç Zeydan: Bunlar aslında yeni ilaçlar değiller. GLP-1 analogları denilen, halihazırda diyabet tedavisinde kullanılan bir grup ilaçtan bahsediyoruz. Bunların, diyabet tedavisinde kullanılan dozlardan biraz daha yüksek dozlarda kullanıldığında obezite tedavisinde etkili olduğu anlaşılmıştır. Bu grup ilaçların içerisindeki GLP-1 analoğu denilen madde, aslında vücutta gastrointestinal denilen sistemden salgılanan bir tür peptiti taklit ederek onun etkisini artırmaktadır. Bu peptitler midenin boşalma zamanını uzatarak bireyin daha tok kalmasını sağlıyor ve beyindeki hazza bağlı doyma duyusunu azaltıyor. Yani çok severek yediğiniz birçok yiyecekten uzaklaşmanızı sağlıyor.

EN BÜYÜK RİSK PANKREATİT VE TİROİT NODÜLÜ KANSERİ!

3- İnsülin direnci ve diyabet teşhisi konmamış kişilerin bu iğneleri kullanması tehlikeli mi?

Prof. Dr. Sinan Çağlayan: Burada en önemli risk pankreatit olabilir. Pankreatit, pankreasının iltihabıdır ve hayatı tehdit eden bir hastalıktır. O nedenle iğneleri kullanacak kişilerin öncelikle pankreas enzimlerine bakmak gerekiyor. Pankreasta, amilaz ve lipaz normalse, pankreatit açısından daha rahat kullanabiliriz. Kullanmaya başlanınca bir süre sonra da takibini yaparız. Amilaz ve lipaz yükselmiyorsa güvenle kullanılmaya devam edebilir. Diğer bir riski de eğer tiroitte nodül varsa ve ailesel bir öykü varsa tiroit nodülü kanseri yapma riski bulunmaktadır. Burada da kalsitonin gibi bir ölçüm kriterimiz var. O eğer düşük çıkarsa, aile öyküsü yoksa ve nodül ultrasonografik olarak riskli değilse ya da biyopsi sonucu temizse rahatlıkla kullanabiliyoruz.

‘VÜCUT KİTLE İNDEKSİ 30 VE ÜZERİNDE OLANLAR KULLANABİLİR’

Dr. Meriç Zeydan: Öncelikle bu iğnelerin kullanımında doğru olan, kişinin vücut kitle indeksinin 30 ve üzerinde olması veya vücut kitle indeksi 27 ve üzerinde olup; eşlik eden kalp, diyabet (şeker), yüksek tansiyon, kalp krizi, felç gibi öyküsü olan kişilerde uygulanmasıdır. Diğer bir önemli nokta da bu ilaçlar tedavideki ilk ilaçlar olmamalı, hasta önce metabolik olarak araştırılmalıdır. Eğer tiroit bezi az çalışıyorsa, gizli şeker, insülin direnci gibi bazı metabolik sorunlar varsa önce bu tür altta yatan hastalıklar tedavi edilmelidir. Hasta tedavisini almasına, spor yapmasına, beslenmesini doğru gerçekleştirmesine rağmen kilo veremiyorsa o zaman bu iğneler kullanılabilir. Yani bizim basamaklı tedavi dediğimiz yöntem düşünülmelidir. Yoksa, ‘Bu hastanın kilo problemi var, hemen bu iğnelere başlayalım ve hastayı zayıflatalım’ olarak düşünülecek bir tedavi yöntemi değildir.

‘YÜKSEK TANSİYONU OLMAYAN KİŞİNİN TANSİYON İLACI ALAMAYACAĞI GİBİ İHTİYACI OLMAYAN DA BU İĞNELERİ KULLANAMAZ’

4- İhtiyaç olmamasına rağmen bu iğneleri kullanmak kalıcı bir soruna neden olabilir mi?

Prof. Dr. Sinan Çağlayan: Bu iğneleri yapmak için hastaya gerekli endikasyon yani doğru tanıyı koymak gerekiyor. Hastanın kriterlerinin tam olarak bu tedaviye uygun olması lazım. FDA onayı sadece günlük yapılan iğnelerde var. Haftalık yapılan iğnelerin de bir kısmında FDA onayı alınmak üzere. Eğer hastaya doğru tanı koyulursa ve hastanın kriterleri iğne kullanmaya müsaitse sorun olmaz.

Dr. Meriç Zeydan: Yüksek tansiyonu olmayan bir hastaya tansiyon ilacı vermek ya da diyabet (şeker) hastalığı olmayan bir hastaya şeker ilacı vermek ne kadar doğru ise ihtiyaç olmamasına rağmen bu iğneleri kullanmak da o kadar doğru olacaktır. Bunlar masum ilaçlar değildir. Her şeyden önce yan etkileri vardır.

‘YAN ETKİLERİ ÇOK FAZLA, KİLO VERDİKTEN SONRA ESKİ ALIŞKANLIKLARA DÖNMEMELİ’

5- İğnelerin yaygın hale gelmesinde hızlı bir şekilde kilo verdirmesi en büyük etken. Peki hızlı ve kolay kilo vermek doğru bir şey mi?

Dr. Meriç Zeydan: Hızlı kilo alıp vermek elbette ki doğru bir şey değil. Hızlı kilo vermek için kullanılan bu iğnelerin aynı zamanda birçok yan etkisi de bulunuyor. Erken dönemde yani kısa vadede baş dönmesi, gaz, şişkinlik, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi şikayetler yaratabiliyor. Hızlı kilo verdirdiği için safra kesesi taşı ve iltihabı, pankreas iltihabı gibi sorunlara da yol açabiliyor. Şunun anlaşılması gerekir: Bu ilaçlar aslında sadece bir yol arkadaşıdır. Yani tedavi olan hasta, ilaçla birlikte kilo verirken edindiği yeme alışkanlıklarını ilaçtan sonra da sürdürmelidir. Hasta eğer eski yeme düzenine dönerse verdiği kiloları kaçınılmaz bir şekilde geri alacaktır.

İlaçlar, hastanın yeme durumuna kalıcı bir etki yapmazlar. Burada asıl önemli olan kilo veremeyen kişilere kilo verdirip onları bu sağlıklı beslenme düzenine alıştırabilmektir. Bizler doktor olarak her zaman hastaların yaşam tarzlarını değiştirmelerini, doğru alışkanlıklar kazanmalarını ve hareket etmelerini öneriyoruz. Bunları uygulamadan kalıcı bir çözüme ulaşmanın mümkün olmadığının akıldan çıkarılmaması gerekiyor. Ayrıca hızlı kilo alıp vermek sağlık açısından çok ciddi sorunlara davetiye çıkarabiliyor; metabolizma yavaşlaması, besin öğesi yetersizlikleri, kas ve sıvı kaybı, kabızlık, zihinsel sağlık sorunları gibi durumlara sebebiyet verebiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları