Paylaş
“Bir arkadaşımın kızı 2 yaşlarındayken çok tuhaf bir olaya şahit oldum. Ara sıra tabletle oynamasına izin verilen bu küçük kız, bir gün pencerenin dışında kanat çırpan bir kelebek fark etti. Minik elini kelebeğe doğru uzattı; başparmağı ve işaret parmağını kapatıp açarak kıskaç benzeri bir hareket yaptı. Arkadaşım önce şaşırdı ama sonra ne olduğunu anladı; kızı kelebeği yakınlaştırmaya çalışıyordu.
Bu olay aklımdan çıkmıyor çünkü gerçekten inanılmaz. Henüz kendi kendine beslenmeyi bile beceremeyen bir çocuk, dijital ekranı yakınlaştırma hareketinde ustalaşmıştı. Pencerenin ya da gerçekliğin kendisinin büyük bir ekran olduğunu mu düşünüyordu? İçimi bir dehşet duygusunun kapladığını hatırlıyorum. Korkunç bir şeyin üzerimize doğru geldiğini hissediyorum.”
Yukarıdaki hikâye aslında hiçbirimiz için yabancı değil. Teknoloji ilerledikçe ve akıllı telefonlar, tabletler başta olmak üzere teknolojik cihazlar hayatımızda daha fazla yer kaplamaya başladıkça çocukların da bu cihazlarla tanışma yaşı düşüyor.
2017 yılında yapılan bir araştırma, çocukların yaklaşık yüzde 80'inin bir tablete ya da başka bir ekrana erişimi olduğunu ortaya koymuştu. Bugünlerde ise bir çocuğun çevrimdışı olması aşırı derecede çevrimiçi olmasından daha garip görülüyor.
EKRANLARIN EN KÖTÜ YANI ÇOCUKLARI SUSTURMAK İÇİN KULLANILMALARI
Çocuk ve ergen psikoterapisti Ryan Lowe, geçtiğimiz günlerde Vice'a yaptığı açıklamada, "Ekranlarla ilgili sorun, kendi başlarına korkunç olmaları değil, bebek bakıcısı olarak ve çocukları susturmak için kullanılmaları. Bu da çocukların oyun oynamadıkları, çevrelerindeki dünyayla etkileşime girmedikleri ya da sohbetlere dahil olmadıkları anlamına geliyor” dedi ve ekledi:
"Daha da önemlisi bu, zor ya da sinir bozucu bir şeyle başa çıkabilecek kadar uzun süre kendilerini tutma gibi temel becerileri öğrenemedikleri anlamına geliyor. Bu durum çocukları dezavantajlı hale getirebilir çünkü endişelenmeye ya da bir şeylerde zorlanmaya başladığı anda çocuğun önüne bir cihaz konursa, zor duygularla başa çıkmayı öğrenmesinin tek yolu bu olur. Bu da ‘kötü’ davranışlara yol açabilir. Çocukların duygularını yönetme ya da hayal kırıklığıyla başa çıkma konusunda hiçbir stratejileri ve deneyimleri olmayacak. Davranışları ve sınıfta öğrenme kapasiteleri önemli ölçüde etkilenecektir."
DAHA FAZLA ÇOCUK MİYOP OLUYOR
Davranışsal ve nörogelişimsel optometrist Bhavin Shah, ekran maruziyetinin başka önemli sonuçları da olduğunu belirterek, "İlki, her zamankinden daha fazla çocuğun miyop hale gelmesi. Artan ekran süresi bunun en büyük etkenlerinden biri” dedi.
Shah, üç yaşın altındaki çocukların ince motor becerilerinin gelişmediğinin ve görsel mekânsal farkındalıkta zorluk yaşadıklarının da altını çizdi ve ekledi: "Çünkü çocuklar gerçek dünya yerine iki boyutlu bir dünyaya alışıyorlar. Kısacası, beceriksiz, miyop çocuklar yetiştiriyor olabiliriz. Her ne kadar anekdotsal olsa da durumun böyle olabileceğine dair kanıtlar var.”
Küçük çocukların maruz kaldığı ekran süresi konusunda endişelenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza ne yedirdiğimiz konusunda çok dikkatliyiz, onları küçük yaşta bağımlılık yapıcı yiyeceklerle beslemiyoruz. Bence bunu çocukların zihinlerine giren şeyleri genişletmek, çocuklarımızı kendi zihinlerini ve duygularını yönetebilecek şekilde dikkatle yetiştirmek, ekranların onları etkinleştirmesi ile devre dışı bırakması arasındaki farkı dikkatle ayırt etmek çok önemli. (Çocuk ve ergen psikoterapisti Ryan Lowe)
Kısacası ABD'de uzmanlar ekranların etkisi konusunda endişeli. Gelin bir de ülkemizdeki ebeveynlerin çocukları ekranla tanıştırıp tanıştırmama konusunda neler düşündüğüne bakalım…
OTURUP SAATLERCE İZLEMEDİĞİ SÜRECE SORUN YOK
Burcu G. (29)
Sekiz aylık bir bebeğim var. Açıkçası ekran konusuna çok fazla takılmıyorum. Özellikle onun dikkatini çekebilecek çizgi filmler vs. açmıyorum, çocuğumu ekranın önüne oturtmuyorum ya da eline telefon vermiyorum. Ancak oğlum doğduğundan beri televizyonu kapatmadık ya da yanında telefona bakarken ondan sakınmadık. Bazen ekrana bakıyor ama uzun süre dikkatini çekmiyor, başka bir şeye yöneliyor. Sanki ekranı yasaklarsam daha fazla ilgisini çekermiş gibi geliyor, bu sebeple normal bir şeymiş gibi davranıyorum.
ÇOCUĞUM 18 AYLIK, EVDE O UYUYANA KADAR TELEVİZYON AÇMIYORUZ
Yeliz S. (34)
Hamile olduğumu öğrendiğimden beri bebeğimi büyütürken çok dikkat edeceğime dair kendime söz verdiğim iki konu vardı: Ekran ve yemek. Bebeğim doğduğundan beri onun uyanık olduğu saatlerde asla televizyon açmıyoruz. İzleyemeyeceği, anlamadığı dönemlerde dahi bu böyleydi. En başta eşim “Hiç mi izlemeyeceğiz?” diye biraz gerilse de zamanla aslında televizyonsuz da yaşanabildiğini öğrendik. Evimizde tablet yok fakat telefon konusunda da dikkat ediyoruz. "Telefonu kullanmıyoruz" diyemem çünkü hayatın akışında elbette telefonlar elimizde oluyor. Ancak kızımız etraftayken telefon ile çok fazla vakit geçirmemeye, video, dizi, film izlememeye özen gösteriyoruz.
Zaten bebekler ekrana gerçekten fazlasıyla meraklı oluyorlar. Bazen telefonun ekranındaki kendi fotoğrafına baktığında bile mutlu oluyor, o cihazı kullanabildiğini sanmak hoşuna gidiyor. Böyle durumlarda “Yasak her zaman cazip gelir” diye düşünerek telefonu elinden çekmiyoruz. Ekrandaki fotoğrafa bakmasına izin verip dikkatini başka yere çekiyoruz.
Bence ekrandaki fotoğrafa bakmak ya da televizyonu beş saniye açık görmek sorun değil. Ancak bunun devamlılığı çok önemli. Biz onun önünde televizyon izleyip, “Bu zararlı, sen izleyemezsin” dersek onu uzak tutmamız mümkün olmaz. Bu yüzden kızımız uyuyana kadar haberleri dahi izlemiyoruz. Yakın çevremizden insanların evine gittiğimizde de televizyonu kapatmak için ricada bulunuyoruz. Onlar da bizi anlayıp bunu sorun etmiyor. Zaten bu durumu sorun edebilecek insanlarla da ev ortamında görüşmüyoruz.
Bazen çevremizden “Siz çok abartıyorsunuz” eleştirisini alıyoruz. Belki de abartıyoruzdur, olabilir. Fakat zaten hayatı boyunca televizyon izleyecek, telefonla, bilgisayarla vakit geçirecek. Bu cihazlarla ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi diye düşünüyoruz. 18 aydır bunu sürdürebildik. Hedefimiz üç yaşına kadar ekranla tam anlamıyla tanışmasına engel olmak.
ÖZELLİKLE İZLETMİYORUZ AMA BİZ İZLERKEN DE UZAK TUTMUYORUZ
Murat T. (38)
Kızım dünyaya geldiğinde eşimle en çok üzerinde düşündüğümüz ve tartıştığımız konulardan biriydi bu: Çocuğumuz ekranla ne zaman tanışmalıydı? İlk üç ay hiçbir şekilde ekrana maruz bırakmadık. Hatta televizyondaki seslerden bile uzak tuttuk. Dört aylıkken rutin kontrollerde alanında önemli bir uzman olan nöroloji profesörüne gittiğimizde bu durumu kendisine açtık. Uzman, “Çocuğu alıp ekran önüne oturtun saatlerce baksın demiyorum ama arada görmesi, duyması bilişsel olarak pozitif etkiler yapar. Zaten günümüz dünyasında ne kadar uzak tutabilirsiniz ki?” dedi.
Aslında ben de böyle düşünüyordum. Fakat eşim bu konuda çok katıydı ve ortak bir yerde buluşamıyorduk. Bebeğimiz küçük olduğundan ve eşim de hâlâ hassas bir dönemden geçtiğinden çok üstelemiyordum. Kontrolü ona bırakmıştım. Ancak uzmanın bu sözleri hem eşimi hem de beni biraz rahatlattı.
Şu an bebeğimiz altı aylık. Televizyonda ya da bilgisayarda bir şeyler açıp saatlerce izletmiyoruz ama biz izlerken ekrandan ve seslerden de uzaklaştırmıyoruz. Gün içinde genel olarak 30-35 dakika ekrana bakıyordur. Zaten bakınca da kilitlenip kalmıyor. 2-3 dakika bakıp, oradaki hareketliği görüp sonra dikkatini başka bir şeye veriyor.
Açıkçası bu konuda tek bir doğrunun olduğunu düşünmüyorum. Bazı uzmanlar "Uzak tutun" derken bazıları bu kadar sakınmamak gerektiğini düşünüyor. Sanırım burada aile bir doğru belirleyip o şekilde ilerlemeli…
* * * * *
Çocukların ekranla ne zaman tanışıp ne kadar maruz kalacağı konusundaki görüşler, yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı üzere ebeveynden ebeveyne farklılık gösteriyor. Peki uzmanlar ne diyor? Bu konunun bir standardı var mı? Çocukların ekran maruziyeti hakkında her anne babanın mutlaka bilmesi gerekenleri 6 soruda Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Doç. Dr. Mahmut Cem Tarakçıoğlu anlattı.
1- ÇOCUKLARIN EKRANLA TANIŞMA YAŞI KAÇ OLMALI?
Genel olarak, 18 ila 24 aylıktan küçük çocuklar için görüntülü sohbet dışında ekran kullanımından kaçınılması öneriliyor.
2 ila 5 yaş arası çocuklar için ise ekran süresi günde bir saatlik ve sadece yüksek kaliteli eğitici programlarla sınırlandırılmalı. Ne gördüklerini anlamalarına yardımcı olmak için bu ekran süresi boyunca çocuklarla aktif ilgilenilmeli, arada izledikleriyle ilgili sorular sorulmalı, onların sorduğu sorular yanıtlanmalı, ekran süresi aktif sohbetin devamı gibi kullanılmalı.
2- ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞTA EKRANLA TANIŞMASI NASIL BİR TEHLİKE YARATIYOR?
Ekrana erken ve aşırı maruz kalma, çeşitli gelişimsel sorunlara yol açabilir. Dil edinimi ve dikkat süresi de dahil olmak üzere çocuğun bilişsel gelişimini etkileyebilir, anksiyete ve depresyon belirtilerine sürdürücü etken olarak katkıda bulunabilir. Sosyal olarak, aşırı ekran süresi diğer insanlarla kurulan sosyal iletişimin gelişimini engelleyebilir.
Ayrıca görme sorunları, kötü uyku düzeni ve azalan fiziksel aktivite nedeniyle obezite gibi fiziksel sorunlar da başlıca riskler arasında. Ancak bu sonuçların ekranların varlığından ziyade aşırı ve denetimsiz kullanımla ilgili olduğunu belirtmemiz önemli.
3- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARI EKRANDAN UZAK TUTMASI ÇOK MU ZOR? EKRANLAR ‘ÇOCUK SUSTURUCU’ OLARAK MI KULLANILIYOR?
Özellikle dijital cihazların her yerde bulunduğu bir dünyada, ebeveynler için ekran süresini sınırlamak zor olabilir. Ekranları bir 'çocuk susturucu' olarak kullanmak ailelerin işine kısa süreliğine yarayabilir ancak bunun sürekli yapılması çocukların sıkıldıklarında veya huzursuz olduklarında ekranlara yöneldiği sağlıksız bir alışkanlığa yol açabilir.
Ebeveynlerin öncelikle ekran süresi ile ilgili sınırlar koyması ve çocukları için fiziksel aktiviteyi ve keyifli zaman geçirmeyi teşvik eden alternatif aktiviteleri ve oyunları teşvik etmesi önemli.
4- KÜÇÜK ÇOCUĞU OLANLAR EVDE EKRANLARI TAMAMEN KALDIRMALI MI? MESELA TELEVİZYON AÇIKKEN ÇOCUK EVDE GEZİNSE NE OLUR?
Ekranları tamamen kaldırmak pratik veya gerekli olmayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, ölçülü kullanım.
Televizyonun arka planda ara sıra açık olması ya da çocukların yanında ara sıra telefon kullanmak, özünde zararlı olmasa da içeriğin ve dolaylı maruz kalma miktarının farkında olmak gerek. Çocuklar genellikle yetişkin davranışlarını taklit eder, bu nedenle ebeveynlerin öncelikle kendi ekran sürelerini sınırlandırarak iyi bir örnek olmaları faydalı olabilir.
5- HİÇ EKRAN GÖRMEYEN ÇOCUK, İKİ YAŞINDAN SONRA EKRANLARLA TANIŞINCA DAHA MI İLGİ ÇEKİCİ BULUR?
Hayır, hiç ekrana maruz kalmayan çocuklar belli bir yaştan sonra ekranla tanışınca daha ilgi çekici bulmaz. Hatta çocuğun ekranla tanışma yaşı eğer mümkünse üç yaşa dahi çekilebilir. Ebeveynler burada çevredekilerin “Abartıyorsun” ya da “Bir anda ekran görürse daha fazla ilgilenir” gibi söylemlerini önemsememeli.
6- ÇOCUKLARIN YAŞINA GÖRE EKRANA BAKMA SÜRESİ NASIL OLMALI?
İki yaştan sonraki çocuklarda ekran süresinin günde 1 saat yüksek kaliteli programla sınırlanması önerilebilir. Beş yaştan sonra eğitim dışı ekran kullanım süresini günde ortalama 1 saat şekilde planlanması ve bu sınırın öncelikle ebeveyn sonrasında ise çocuğun zamanını kontrol etme becerisini desteklemek için kendisi tarafından kontrol edilmesi önemli.
Hafta içi daha katı uygulanan bu süre hafta sonları biraz daha esnetilerek 1-2 saate uzatılabilir. Burada temel odak noktası, medya kullanımını diğer sağlıklı davranışlarla dengelemek olmalı. Ekran süresinin yeterli uyku, fiziksel aktivite ve sağlık için gerekli diğer davranışları engellemediğinden emin olmak en az sınırlama kadar önemli. Bu sınırlar ne kadar erken yaşta ve net çizilirse, sınır aşımları ile ilgili sorunlar o kadar kolay yönetilir.
Çocukların ekran kullanımında önemli olan denge ve ölçülü olmak. Ekran kullanımını doğrudan sorunların nedeni olarak değil, kontrolsüz ekran kullanımının bazı sorunları arttırıcı olduğunu görmek daha önemli. Açık havada oyun oynama, kitap okuma ve ailece vakit geçirme gibi çeşitli faaliyetlerin teşvik edilmesi, ekran başında geçirilen sürenin olası olumsuz etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Ebeveynlerin çocuklarının dijital yaşamına aktif olarak dahil olmaları da çok önemli; buna çocuklarının hangi içeriklerle meşgul olduklarını anlamak ve onlarla tartışmak da dahil. Çocukların izlediği içeriklerin yaşlarına uygun olmasına ve reklam olmamasına dikkat edilmeli, reklam içermeyen içerik üreticileri ve yayıncılar tercih edilmeli. (Doç. Dr. Mahmut Cem Tarakçıoğlu)
Paylaş