Bir gece baş ağrısı ile uyandı ve sonra hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmadı

Sarah Miles, gece yarısı baş ağrısının başladığını hissettiğinde 33 yaşındaydı ve henüz altı ay önce doğum yapmıştı. Ağrı çok kötüydü. Sarah’ı derin uykusundan uyandırdı ve sanki kafatasının her santimetresine iğneler batıyormuş gibi hissetmesine neden oldu.

Haberin Devamı

Dört çocuk annesi Sarah, sonunda tekrar uykuya daldı ancak birkaç saat sonra uyandığında görüşü kaybolmuştu, hiçbir şey göremiyordu. Korkudan dehşete düşen genç anne, “Genelde başım ağrımaz, ağrısa da hiçbir şey almam. Sadece ağrının geçmesini beklerim. Ama bu farklıydı. Bir şeyler doğru değildi, normalden çok daha fazla acı çekiyordum. Kafatasımın her yerine binlerce iğne batıyordu” dedi.

HİÇBİR ŞEY GÖREMİYORDUM

“Görüşüm bomboştu, simsiyahtı. Hiçbir şey göremiyordum. Ama bu durumu önemsemedim ve yorgun olmama bağladım. Yeni doğum yapmıştım, küçük bir bebeğim vardı. O sırada bir sürü çılgınca şey oluyordu” diyen Sarah yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Gözlerimi ovuşturdum çünkü görüşümün normale döneceğini düşündüm. Ama düzelmedi, ben de eşimin yanına gittim. Durumu anlatınca internette aramaya başladı ve felç geçiriyor olabileceğimi söyledi. Her şeye rağmen bu ihtimale güldüğümü hatırlıyorum.”

Haberin Devamı

MİGRENDEN ŞÜPHELENDİLER AMA GERÇEK ÇOK DAHA CİDDİYDİ

Ne olduğunu anlayamayan Sarah, felç geçiriyor olabileceğini hiç düşünmedi. Ancak bu doğruydu; Sarah felç geçiriyordu. Doktorlar durumu doğruladığında da buna inanmayı reddetti.

Sarah’ın baş ağrısı ve görme güçlüğü dışında başka bir belirtisi yoktu. Doktor ilk başta migren olabileceğini düşündü ve onu bir göz doktoruna yönlendirdi. Doktor genç kadına rutin testler yaptı ve sonuçlar normal çıktı. Ancak görme alanı testinden sonra her şey değişti. Durumun iyi görünmediğini anlayan doktor, Sarah’nın muhtemelen felç geçirdiğini söyledi.

Kocasının internette felç geçirdiğine dair yaptığı araştırmanın doğru çıkması onu şoke etmişti. Sarah hemen çocuklarına bakması için annesini aradı ve hastaneye gitti. Hastanede dört gece kaldı. Bu süre zarfında doktorlar pıhtının nedenini araştırmak için sayısız test yaptı. Son gün, pıhtının boynunun arkasındaki bir arterde oluştuğu ortaya çıktı. Pıhtı oksipital lobuna kadar ilerlemiş ve görme kaybına yol açmıştı.

‘YAPAYALNIZDIM, HAREKET ETMEM BİLE ÇOK ZORDU’

Öte yandan Sarah yıllardır yüksek tansiyonla uğraşıyordu ve bu durum pıhtıyı daha da kötüleştirdi. Sarah "Ameliyat olmam gerekmediği için minnettardım. Doktorlar ilacın pıhtıyı eriteceğinden emindi ama o ilk günler işkence gibiydi” dedi ve ekledi:

Haberin Devamı

“Evde altı aylık bir bebeğim ve endişelenmem gereken üç çocuğum daha vardı. En büyük çocuğum 11 yaşındaydı. Korkunçtu! Bir dakika önce iyiydim, bir dakika sonra hastanede MR ve tomografi çektiriyordum. Ziyaretçi kabul edemiyordum, bu yüzden yapayalnızdım. Görme yetim kaybolduğu için hareket etmem çok zordu. Sürekli yatakta kalmak zorundaydım, sadece kalkıp tuvalete gitmeme izin veriliyordu. Sadece 33 yaşındaydım. Küçük çocuklarım vardı, onlara ne olacaktı? Tekrar araba kullanabilecek miyim? Bağımsızlığımı geri kazanabilecek miyim? O kadar çok sorum vardı ki ama cevapları yoktu. Hiçbir şey bu kadar yürek burkucu ve umutsuz olmamıştı.”

Sarah'nın felçle ilgili tek bilgisi, felcin insanları yatalak bırakmasıydı. Aynı şeyin kendisine de olmasından endişe ediyordu. Kendi başına yemek yiyemeyeceğinden, konuşamayacağından, ölene kadar felçli kalacağından korkuyordu. Bu korkularını sağlık ekibi ile paylaştı ama beklediği güvenceyi alamadı. Çünkü kimse ona yanlış umut vermek istemiyordu.

Haberin Devamı

HER BAŞ AĞRISINDAN SONRA YENİDEN FELÇ GEÇİRMEKTEN KORKUYOR

Sarah hastaneden eve döndüğünde, iyileşme sürecini askıya aldı ve tam zamanlı bir anne olmaya geri döndü. "Halletmem gereken çok şey vardı. Size güvenen dört çocuğunuz varken kendinizi ilk sıraya koymak zor. Ama sanırım bu durumu memnuniyetle karşıladım çünkü durumumu hala inkâr ediyordum” diyen Sarah, hastane dönüşü yaşadıklarını anlattı:

“Daha yeni taburcu olduğuma ve evde olduğuma inanamıyordum. Doktorun bir şeyi gözden kaçırdığından emindim. Her gün içeceğim birkaç hap dışında hayatım yeniden normale dönmüş olamazdı. Her baş ağrısı ve göz seğirmesi beni endişelendiriyordu. İlk felcimden dolayı başka bir felç geçirme riskim vardı, bu yüzden her zaman diken üstündeydim. Sanırım 12 ay boyunca bunun beni tüketmesine izin vermemeye çalıştım. Her zaman endişeliydim. Ancak ilk yıldan sonra biraz ilerlemeye çalıştım ve kendime ne olursa olsun hayatımı yaşamam gerektiğini söyledim.”

Haberin Devamı

GÖRME YETİSİ TAMAMEN GERİ GELMEDİ

Sarah bir yıl boyunca ilaç tedavisi gördü ve her dört ayda bir MRI için hastaneye gitti. Şimdi 37 yaşında olan Sarah, "Çevresel görüşümün tamamını asla geri alamadım. Doktorlar bana iyileşmenin ilk birkaç hafta içinde gerçekleşeceğini ve ondan sonra her şeyin daha kalıcı olduğunu söylediler. Sağ tarafımda kalıcı bir kör nokta var ve bu da yolumu bulmamı zorlaştırıyor” dedi.

Markete gitmek bile Sarah için çok yorucu. Rahatlıkla göremiyor, insanlara çarpmamak ya da düşmemek için ekstra dikkatli olmak zorunda. Çevresinde bir engel olup olmadığını kontrol etmek için ise başını her yöne çevirerek bakması gerekiyor. Üstelik Sarah için felcin başka kalıcı etkileri de var; yorgunluk, beyin sisi, aşırı duyusal yüklenme. Yüksek sesler ve büyük kalabalıklar da onu tetikliyor.

Haberin Devamı

Sarah beyin sisi nedeniyle bilişsel yorgunluktan da mustarip. Kelimeleri ve cümleleri unuttuğu için aptal olmadığını kendine hatırlatmanın çok zamanı aldığından bahseden genç kadın, “Bir şekilde kendimi kaybetmiştim ve pek çok şeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldım. Beynim iyileşirken artık aynı kapasiteye sahip değildim ve bunu kabullenmek zordu.”

‘EĞER 33’ÜMDE FELÇ GEÇİRMESEYDİM BUGÜN BÖYLE FORMDA OLAMAZDIM’

Sarah, tüm yaşadığı zorlukların, karanlık günlerin arasındaki ışığın çocukları olduğunu söyledi, “Oğullarım en başından beri bana ne olduğunu biliyorlardı ve ben iyileşirken yardım etmek için ellerinden geleni yaptılar. İlaç saatlerimi biliyorlardı ve ilaçlarımı getiriyorlardı. Hiçbir zaman sorun çıkarmadılar ve her zaman dinlediler çünkü benim için kolaylaştırmak istediler. Kocam ve çocuklarım için çok minnettarım, hayatımın böylesine zor bir döneminde bana gerçekten yardımcı oldular.”

Sarah artık yeni bir hayata kavuşmuş gibi hissediyor. Bu yeni hayatında da yoluna çıkan her fırsatı değerlendirmek istiyor. Hayatı boyunca hep futbol oynamak isteyen ama buna hiç zaman ayırmayan Sarah, iyileşir iyileşmez konfor alanının dışına çıktı ve bir topluluk takımına katıldı. Birkaç maça da çıkan genç kadın ödül bile kazandı.

Sarah’a göre, eğer 33 yaşında felç geçirmeseydi muhtemelen şu anki kadar formda ve sağlıklı olamazdı, hep çok istediği futbolu oynamıyor olurdu. Artık kendine çok daha fazla baktığını söyleyen genç kadın, “Eğer bir şeyler yolunda gitmiyorsa, hemen gidip bu konuyla ilgileniyorum” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları