Anneler Günü’nde hediye olarak ev eşyası alınır mı?

Anneler Günü’nde size ne hediye edilsin isterdiniz? Peki siz annenize ne armağan etmeyi düşünüyorsunuz? Yoksa aklınızda bir mutfak eşyası, halı ya da süpürge mi var? Eğer öyleyse bu haberi okumadan hediye almayın derim...

Haberin Devamı

14 Mayıs Pazar Anneler Günü… Tarih yaklaştıkça markaların kampanya duyuruları da "Anneme ne hediye etsem?" telaşı da artıyor. Biz bu sene ‘hediye alternatifleri’ listesi yapmak yerine konuya başka bir açıdan bakacağız. Nasıl mı? 

Hepimiz hayatımızın bir döneminde annemize Anneler Günü’nde evin ihtiyacı olan ve evdeki herkes tarafından kullanılan bir ürün aldık. Nesillerdir annelere, Anneler Günü’nde tencere, tava, süpürge ya da nevresim takımı hediye edildi. Çoğunun hiçbir zaman şahsına özel bir hediyesi olmadı. Bazılarımız bunu yapmaya devam da ediyor. Peki ama neden?

Neden Anneler Günü’nde hediye olarak ev eşyası alınıyor? En önemlisi anneler bu konuda ne düşünüyor?

‘EV İŞLERİNİN KADINA AİT OLDUĞUNU GÖZE SOKMANIN HEDİYELİ YOLU’
Elif R. (32)

Bu benim anne olarak geçireceğim ilk Anneler Günü. Altı aylık hamileyim. Bu sebeple bana alınanlardan değil ama kendi anneme hediye alırken dikkat ettiğim birkaç şeyden bahsedebilirim. Annem evde her işe koşar; yemeklerden, çamaşırlardan, temizlikten, alışverişten sorumlu… Hatta kardeşim ve ben okula giderken ödevlerimizle dahi annem ilgilenirdi.

Haberin Devamı

Ben daha çocukken Anneler Günü hediyesini bizim adımıza babam alırdı. Bazen bir demet çiçek, bazen evin ihtiyacı olan bir eşya… Ta ki ben bu konuda bilinçlenecek yaşa gelene kadar. Liseye başladığım yıl Anneler Günü için harçlıklarımdan artırıp para biriktirmiştim. Annemin çok beğendiği bilekliği ona alacaktım. Param yetmedi, babamdan yardım istedim. Bana kızdı, “Ne gerek var o kadar pahalı hediyeye!” dedi. Ama inat etmiştim, anneme bu kez gerçekten hediye olabilecek bir şey alacaktım.

Yalvar yakar babamı ikna ettim, bilekliği aldık. Hayatımda ilk kez annemi bu kadar mutlu gördüğümü hatırlıyorum. Gözleri doldu, heyecandan konuşamadı. O günden sonra anneme bir daha asla evle ilgili hediye alınmadı. Bana göre bardak, tencere, yorgan, mikser gibi şeyler ev işlerinin kadına ait olduğunu göze sokmanın hediye ile ‘süslenmiş’ bir yolu.

‘BIRAKIN ANNELER GÜNÜ’NÜ, DOĞUM GÜNÜMDE BİLE KAHVE MAKİNESİNİ KABUL ETMEDİM’
Özlem T. (30)

Haberin Devamı

Bundan beş sene önce, ilk evlendiğimiz yıl evimizde kahve makinesi yoktu. Eşim kahveyi çok sevdiğim için doğum günümde bana kahve makinesi almak istedi, pek bilgisi olmadığı için de açıkça söyleyip seçim yapmak için yardımımı istedi, “Senin istediğin model olsun” dedi.

İyi niyetinden asla şüphem yoktu ama doğum günümde bana özel bir hediye almasını istiyordum. Kahve makinesi teklifini duyunca çok üzüldüm. Bu konudaki fikrimi de açıkça söylemem gerektiğini düşündüm ve “Kahve makinesi mutfağımıza ait bir eşya olacak, bana değil. Doğum günümde kahve makinesi almanı istemiyorum” dedim.

Biraz bozulsa da ne demek istediğimi anlayınca hak verdi. Sonuç olarak sadece bana özel bir hediye alarak durumu telafi etti. Şimdi ise anne oldum. O zaman eşime kızıp içime atmak yerine açıkça fikrimi paylaştığım için bana Anneler Günü’nde de ev eşyası almaması gerektiğini öğrendi…

Haberin Devamı

Hediyenin kişiye özel olması kıymetli. Özellikle Anneler Günü gibi özel günlerde çocukların bunları nasıl yaşadığı çok önemli. Bu aynı zamanda kültürel de bir aktarım. Annenin düşünülmesi, onun ihtiyaçlarının tahmin edilebilmesi, buna göre hayal kurulabilmesi, alışveriş planının veya evde yapım aşamasının planlaması gibi Anneler Günü sürecinin nasıl yaşandığı önemlidir. Bu süreçte babaların çocuklara desteği ve yönlendirmeleri, süreci nasıl özel kılacaklarının öğretilmesi oldukça kıymetli. Elbette her annenin özel ve en büyük hediyesi evladı. Ama annemizi nasıl mutlu edeceğimizi, kıymetini nasıl ifade edeceğimizi öğrenmek kültürel bir miras. Özel günler aracılığıyla veya değil, verilen değerin nasıl göstereceklerini öğrenmiş olmaları çocukların bu süreçteki en büyük kazançları.

Uzman Psikolog Ezgi Acar Şirin

‘TENCERE ALINIRSA EN GÜZEL YEMEKLERİ YAPAR BUNDAN KEYİF ALIRIM’
Meral K. (54)

Anneler Günü gibi özel günleri aslında hiç sevmem. Fakat yılların alışkanlığından olsa gerek, insan yine de hediye bekliyor. Bu hediyenin ne olduğu ise hiç önemli değil. Bence annelerin neyi sevdiğini en iyi çocukları biliyor, bu yüzden de herhangi bir talep bile yapmama gerek kalmadan her sene en sevdiğim şeyler bana hediye alınıyor.

Benim en sevdiğim şey mutfakta kullanabileceğim eşyalar. Mesela geçtiğimiz sene çocuklarım çok beğendiğim bir kahve makinesini almıştı. Evet, sadece bana özel bir eşya değil, evdeki herkes kullanıyor ama bizim evde mutfak benim alanım. Haliyle içinde bulunan her şey de benim… Her mutfağa girip kendime bir kahve yaptığımda çocuklarımı anımsıyorum. Mesela bana tencere takımı alırlarsa en güzel yemekleri yapar ve yine bundan keyif alırım. Veya yemek takımı alırlarsa en güzel sofraları hazırlar, çok da mutlu olurum. Kısacası işimi kolaylaştıracak ve beni mutlu edecek her hediyeye kapım açık.

Haberin Devamı

‘İHTİYAÇ OLMAYAN AMA BENİM ÇOK İSTEDİĞİM BİR EŞYA ALINIRSA HEDİYE KABUL EDERİM’
Öznur S. (42)

Ben hediye konusuna şöyle bakıyorum; evet ortak yaşam alanına alınan her şey ortak maldır. Ev için alınan her şey o evdeki herkese aittir. Evde bardak eksikse ve Anneler Günü bahanesi ile bardak alınıyorsa kesinlikle hediye olarak kabul etmem. Ancak benim çok istediğim, özellikle ihtiyaç olmayan ama yine de ev eşyası olan bir ürünse hediye olabilir diye düşünüyorum. Mesela çok uzun zamandır biraz da yüksek fiyatlı olan bir makine almak istiyorum fakat bütçem yetmiyor. Eşim ya da çocuklarım bana bu makineyi hediye ederse bunu eve ait bir şey olarak görmem, bilakis mutlu olurum. Çünkü o makine evin ihtiyacı değil, tamamen ben istediğim için alınmış olacak.

Haberin Devamı

                                                                    * * * * *

Hediyenin şahsa alındığı düşünülürse, Anneler Günü’nde ev eşyası hediye etmek nasıl yorumlanabilir?” diye sorduğumuz Uzman Psikolog Ezgi Acar Şirin, “Toplumsal roller, insanlık tarihi kadar eski. Gelişen, değişen, evrilen taraflarına rağmen; erkek ve kadın rolleri yüzyıllar boyu belli çizgilere fazlasıyla sıkıştırılıyor” dedi ve şunları söyledi:

“Bunlardan biri de bakım verme, beslenme, besleme, ağırlama gibi eylemlerin kadınlığa atfediliyor olması. Kadınlar dönem dönem bu eylemleri gücü olarak bazen de ezilmişliği olarak ele alıyor ve günün sonunda evin gücü de zorlukları da üstlerine yapışıyor. Kadınların kaleleri evleri olarak görülünce ödüllendirme de buraya sağlanıyor. Bu durum toplumsal rolleri gelecek nesillerin gözünde fazlasıyla kuvvetlendirirken, bireysel farklılıkların da fazlasıyla önüne geçiyor.”

'HOŞA GİDEN EV EŞYASI İLE İHTİYAÇ OLAN ARASINDA FARK VAR'

Peki ya ev eşyalarına çok düşkün olan anneler… Kişi ev hediyesinden mutlu oluyorsa ne yapmalı?

Ezgi Acar Şirin, bu soruyu şöyle cevapladı: “Bu rollerin en temel özelliği kadınların da fizyolojik ve psikolojik olarak bu yatkınlığa sahip olmaları. Dolayısıyla evini kalesi yapan kadın, evine gelen her hediyeyi kendine ait görüyor ve memnun oluyor. Bunda bir sakınca yok. Lakin kişinin kendi isteği göz ardı ediliyorsa bu kısım zorlayıcı olabilir. Kişinin hoşuna giden, düşkünlüğü olan bir şeyi almak ile evin bir eksikliğini tamamlamak arasında bir fark olsa gerek.”

HEDİYELEŞME KONUSU BİR ZORUNLULUK MU?

“Anneler Günü, Babalar Günü gibi özel günler ve bu günlerin ‘hediyeleşme’ durumu aslında bir toplumsal öğreti” diyen Şirin, “Bu gibi toplumsal öğretiler, gelenekler ve göreneklerle çok ilişkili... Bunun bir zorunluluk olduğu düşünülemez elbette ama değer ifade etmenin bir yolu elbette mümkündür. Aileyi bir sistem olarak görürsek anne, baba ve çocuk bu sistemin önemli, özgün parçaları. Kıymet görmeleri, bu kıymetin verildiğini bilmeleri bazen bir cümle ile bazen bir nesne ile olabilir. Önemli olan verdiğimiz değerin karşı taraftan görülmesini sağlamaktır. Bazen bir çift sözle bazen de güzel bir hediye ile…” diye konuştu.

Kutlamalar, onurlandırmalar her zaman kuvvetlendiricidir. Her anne, her çocuk biricik. En büyük hediye de karşılıklı geliştirilen ilişkiler. Hediyenin kendisinin kurulan bu mucizevi ilişki olduğunu düşünüyorum. Tüm annelerin, hayvan dostlarımızın annelerinin, annesini kaybetmiş ve özlemiş olanların, yeni anne olanların, evladı olmayıp doğaya annelik edenlerin günü kutlu olsun!

Uzman Psikolog Ezgi Acar Şirin
Yazarın Tüm Yazıları