Paylaş
Neden bazı kadınlarda çok sayıda veya tedaviye rağmen tekrarlayan myomlar olurken bazılarında hiç rastlanmaz? Bu ve benzeri soruların günümüzde net bir cevabı yoktur. Ancak myomlara genellikle 30-45 yaşları arasında rastlanması, ergenlikte rastlanmaması, gebelikte büyüme, menopoz döneminde ise küçülme eğiliminde olması ve yapılan incelemelerde myomlarda estrojen reseptörleri saptanması oluşumunda estrojen hormonunun etkili olduğunu göstermektedir.
Peki myomlar neden önemlidir, ne gibi riskler doğurur, ne gibi problemlere sebep olurlar?
Aslında birçok kadın myom bulundurmaktadır ve bundan habersiz hayatlarına devam etmektedirler. Yani myomlar çoğu zaman bir şikayete sebep olmaz ve yerlerine, boyutlarına göre çoğu zaman herhangi bir tedavi bile gerektirmezler. Çoğu kadın rutin jinekolojik muayeneleri esnasında veya başka bir nedenle ultrason, tomografi, manyetik rezonans (MR) gibi görüntüleme yöntemlerinin uygulanması ile varlığından haberdar olur. Önceden belirtildiği gibi asıl önemli nokta yerleri ve boyutlarıdır (bir veya daha çok sayıda myom olabilir). Milimetrik boyutlarda da 30-40 cm boyutlarında da olabilirler.
Tuttukları yere göre şikayetler değişebileceği için öncelikle rahim anatomisine biraz değinelim. Rahim; düz kastan oluşan ve dolayısıyla kasılabilen, içinde bir boşluk bulunduran ve gebelik oluşması halinde içinde 3-4 kilo ve belki daha ağır bir canlıyı taşıyabilecek boyutlara ulaşabilen (normal boyutu ve şekli armuta benzer), mesane ve bağırsaklara komşuluk gösteren bir organdır. Myomlar bu organın iç boşluğunda, kas tabakasının içinde veya dış duvarından dışarıya uzanım gösterecek şekilde konumlanabilirler. İşte olası şikayetler ve seçilecek tedavi yöntemi de buna göre şekillenir.
Rahim iç boşluğunda yer alan bir myomlar (submükoz myom) kanama düzensizlikleri, uzamış ve fazla miktarda adet kanamaları ve buna bağlı olarak da kansızlığa sebebiyet verirler. Bir diğer sorun ise infertilite yani kısırlıktır. Döllenmiş yumurta olan embriyonun rahim iç duvarında tutunup büyüyeceği yerde olan bir myom gebelik oluşumuna engel olabileceği gibi, oluşan bir gebeliğin düşükle sonuçlanmasına da sebep olabilir. Rahim kası içinde yerleşen myomlar (intramural myom) ise en sık görülen myom tipleridir. Bunlar da rahim düz kaslarının etkili şekilde kasılmasına engel olup yine adet kanamalarında uzama ve miktarında artışa sebep olabilirler. Çok büyük boyutlarda olanlar gebelik durumunda bazen bebeğin gelişeceği alana bası yapıp erken doğuma sebebiyet verebilirler. Bir diğer myom tipi ise rahim dışına uzanan (subserozal myom) myomlardır. Bunlar da intramural myomlar gibi büyük boyutlara ulaşınca bazen çevre organlara bası yaparak; mesane basısında sık idrara çıkma ihtiyacına, bağırsak basısında kabızlık, devamlı gaz çıkarma ihtiyacı ve kuyruk sokumuna vuran ağrıya, vajinal basıda cinsel ilişki esnasında ağrıya sebep olabilmektedirler.
Myomların boyutu küçük ve kişide herhangi bir probleme neden olmuyorsa 6 ay aralıklarla yapılacak jinekolojik muayene ve ultrason myomun büyüme hızının takibi açısından önemli ve yeterlidir. Myom tedavisinde seçilecek yöntem medikal (ilaçlarla) veya cerrahi olabilir. Bu yöntemlerin belirlenmesinde ise yine myomların yerleşim yeri, boyutu ve sayısının yanısıra kişinin yaşı, çocuk isteği olup olmaması, sosyal durumu gibi birçok faktör rol oynamaktadır. Cerrahi yöntemlere kısaca bakacak olursak; rahim içinde olan myomlar için genellikle günümüzde vajinal yoldan ince bir kamera ile rahim içi görüntülenerek, yine çeşitli ince aletlerin yardımıyla herhangi bir kesi veya iz olmadan vajinal yoldan uygulanan histeroskopi dediğimiz yöntem tercih edilmektedir. Kas dokusu veya dış yüzeyi tutan myomlarda ise genellikle laparoskopi dediğimiz kapalı yöntem (göbek deliği altından kamera ile karın içi görüntülenirken, yaklaşık 0,5 cm’lik küçük 2-3 farklı delikten gönderilen ince aletler yardımı ile büyük bir kesi olmadan ve ameliyat sonrası normal hayata hızlı dönmeyi sağlayan bir yöntem) kullanılırken, bazı hastalarda duruma göre açık yöntem de tercih edilebilmektedir.
Rutin jinekolojik muayenelerinizi ihmal etmeyin. Sağlıklı günler dilerim.
Paylaş