Paylaş
Kadınların işgücüne katılma oranında OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alan Türkiye’nin ardından gelen ülkeler ise; %41,3 ile İtalya, %44,7 ile Yunanistan ve %44,7 ile de Meksika oldu. OECD ortalamasının %54,6 olarak gerçekleştiği listede İzlanda, %77,3 ile listede ilk sırada yer aldı.
Yayınlanan tüm raporlarda durumumuz hiç açıcı değil, katılıyorum!
Profesyonel hayata baktığımızda kadınların iş gücüne katılımı kadar yöneticilik ve girişimcilik yüzdesinin de oldukça düşük olduğu hemen hemen her araştırmanın ortak sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların cinsiyet eşitsizliğine maruz kaldığı noktasında hem fikiriz ama bu tabloların bize anlattığı ve bizi güçlendirmesi gereken çıkarımlar olduğunu da unutmamız gerekiyor. Ben bu tablolarda kadınların iş gücüne katılım oranlarını değil, birçoğumuzun durum bu haldeyken, yoktan var etme çabalarını görebiliyor ve motive oluyorum.
Bunun en büyük örneği, Ümmiye Koçak. Bence, bu raporların hiçbir analizinin içinde yer almayan bir kadın Ümmiye Hanım. Ödüllü bir filmi var ama prodüksiyon şirketi yok, tiyatro kurmuş ama imkansızlıklar nedeniyle tiyatro eğitimi yok, New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada en iyi Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazanmış ama gidip alacak parası dahi yok. (Olsa da bu parayı bence üretmek için kullanırdı) Cümlelerde okuduğumuz ‘Yok’lar işte onlar sadece bizim yok’larımız. Ümmiye Koçak’ınkiler değil! İşte o ‘yok’lar bizim kafamızdaki engeller, Ümmiye Hanım’ın kafasının içindekiler değil! O raporlarda yer alan istatistikler de bizim kadınlarımızın değil…
Kadınlara karşı inancım her geçen gün artıyor
Yaptığım iş gereği çok fazla girişimci ile bir araya geliyorum. Bu aralar kadınlar kapımı çok fazla çalmaya başladı. Birçoğu ile markasını bazıları ile de faydalı modelini/patentini korumak için bir araya geliyoruz. İşe nasıl başladın diye soruyorum, tutkuyla cevabını alıyorum. O tutkuyu o kadar yakından tanıyorum ki, kendi hikayemde de Ümmiye Koçak’ın hikayesinde de başrol oyuncusu olarak bu tutkuyu görüyorum.
Ellerinin altındakini güce çeviriyorlar
İşte o tutkuyla yola çıkan kadınlar ellerinin altında ne varsa kendi güçlerine katmak için kafa yoruyorlar. Evlerine daha fazla gelir gelsin diye başladıkları işler, kadınlarımızı marka sahibi yapıyor.
Birçoğu Instagram’da başlıyor satmaya. Pastacısından takıcısına, ahşap boyamasından resim yapanına kadar. Her geçen gün bir kadın daha ekleniyor bu rüzgara ve hikayesini yazmaya başlıyor.
Sosyal medya bile kadınların elinin altında bir güce dönüşüyor. Kurulmasının amacından çok farklı bir şekilde marka kadınlar oluşturmada araç haline geliyor. Siparişler çoğalıyor, ürünler yetişmiyor, minik girişimler büyük işlere eviriliyor ve bunları bizim kadınlarımız başarıyor. Sadece tutkuyla yola çıkmaları yetiyor.
Sayıların değil tutkuların bizi biz yapması dileğiyle...
Paylaş