Paylaş
Genellikle pek önemsenmez ancak çok önemli sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Hepimiz bazı geceler horlayabiliriz ancak haftanın 7 gecesinin 5'inde horluyorsak ve bu durum sürekli bir hal aldıysa horlama bizim için bir problem olmuş demektir. Bazı kişiler devamlı olarak horlarken, kimilerinde ise bu durum hiç yaşanmayabilir.
Gençlik dönemlerinde bu problemle hiç karşılaşmayan kişiler de, ileri yaşlarda horlamaya başlayabilirler.
HORLAMAYA SEBEP OLAN ETKENLER NELERDİR?
1-) Genetik Yapı
Bu etkenlerin başında ailemizden genetik olarak bize geçen; çene, geniz, boğaz, boyun ve dil kökü yapılarımızın şekli gelmektedir. Bazı kişilerde bu bölgeler doğuştan dar olduğundan, horlamaya yatkınlık zaten mevcuttur.
2-) Kilo Alımı
Horlamayı artıran bir diğer önemli sebep “kilo alımıdır”. Kişiler kilo aldıklarında boyun ve boğaz geçişindeki yapılarda, dilde ve dil kökünde hacim artışı olur.
Ayrıca bu bölgelerdeki kasların, gerici etkilerinin kuvveti de azalır. Bu yapılar nefes alma sırasında içeriye doğru kolaylıkla çökerler ve horlamaya neden olurlar.
3-) Yaş Alma
Yaş ilerledikçe de horlama problemi ortaya çıkabilir. Ya da mevcut horlama şiddetlenebilir. Çünkü yaşlandıkça bu bahsedilen yapılarda gevşemeler ve boğaz bölgesindeki kasların kuvvetinde azalmalar görülür.
4-) Cinsiyet
Horlamanın erkeklerde daha sık görüldüğü bilinen bir gerçektir. Çünkü kadınların hormonları horlamaya karşı kendilerini bir miktar korur. Ancak kadınlarda menopoz dönemine gelindiğinde bu koruyucu etki ortadan kalkar ve boğaz yapısı horlamaya uygun hale gelir. Kadınlar özellikle kilo da alırlarsa horlama problemini hemen hemen erkekler kadar yaşayabilirler.
5-) Tütün Ürünleri Kullanımı
Horlamayı artıran faktörler arasında sigara ya da nargile gibi tütün ürünleri de çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü bu maddeler, burunda, boğazda ve dil kökünde iltihapsız bir enfeksiyon (inflamasyon) yaratarak şiddetli ödeme yol açar ve bu bölgelerin daralmasına neden olur.
6-) Hormonal Değişimler
Vücutta meydana gelen bazı hormonal değişimler de bu durumu artırabilir.
Örneğin Tiroid bezi iyi çalışmayan “hipotiroidi” hastalarında, “şeker” hastalarında, “adet düzensizliği” olan ya da “erken menopoza” girmiş hanımlarda horlamaya yatkınlık artar.
7-) Mide Rahatsızlıkları
Mide rahatsızlığı olan ve şiddetli “Reflü”sü olan kişilerde de, boğaz bölgesinde meydana gelen ödemler nedeniyle horlama görülebilir.
8-) İlaç Kullanımı
Kullanılan ilaçlar da horlamayı arttırma etkisine sahiptir. Bazı kas gevşetici ilaçlar, uyku ilaçları ve uyku düzenini değiştiren sinirsel ilaçlar, anti alerjik ilaçlar horlamaya yatkınlık yaratabilir
9-) Burun Tıkanıklığı
Peki burun tıkanıklığı horlamaya sebep olur mu? Ya da tersinden düşünürsek, burun tıkanıklığını açmak, horlama sorununu ortadan kaldırır mı?
Evet burun tıkanıklığı bazen horlamaya yol açabilir. Ancak sadece burun tıkanıklığından kaynaklanan horlama problemi, tüm horlama problemlerinin %15-20’si kadarını oluşturur.
Yani burnunuzdaki problemi ilaçlarla ya da gerçekleştirilen bir ameliyat ile çözseniz bile horlamanız geçmeyebilir. Hatta bazen burun açıldığı halde, boğazda ya da dil kökündeki problem devam ediyorsa nadiren horlama şiddetinde artma görülebilir.
Peki Neden Sağlık Açısından Çok Önemlidir?
“Erkek adam horlar kardeşim, babamda da horlama vardı, ne olmuş yani?” diyen ve durumun normal olduğunu düşünen erkek okurlarımız bu kısmı lütfen dikkatli okusunlar.
Horlama, horlama olarak kaldığında etrafınızı rahatsız eder ve ilerleyen dönemlerde sosyal hayatta zorluklara yol açar. Horlama sorununa gece uykuda nefes kesilmeleri de eşlik ediyorsa, bu aileniz tarafından size söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanma, gün içinde uyuma ihtiyacı gibi durumlar hissediyorsanız, siz de “tıkayıcı uyku apnesi” olabilir. Bu durum tehlike arz eder. Uyku apnesi ayrı bir yazının konusu olacak kadar ayrıntılı bir sağlık sorunudur. Fakat yeri gelmişken minik bir özet ile duruma açıklık getirmeyi isterim.
Uyku Apnesi ve Horlama
Halk arasında bilinen adıyla “Uyku Apnesi” yani “polisomnografi” yapılacak bir uyku testi ile kolayca tespit edilebilir. Yapılmış araştırmalar uyku apnesi hastalarının diğer normal kişilerle kıyaslandığında daha kısa bir yaşam süresine sahip olduğunu kanıtlamıştır.
Çünkü bu kişiler gündüz uykululuk nedeniyle iş kazaları ve trafik kazalarına daha fazla yatkındır. Bu kişilerde; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, ritim bozuklukları, damar tıkanıklıkları daha sık gözlenir.
Bunlara bağlı olarak uykuda ani ölüm, kalp krizi, inme ve felç görülme riski daha fazladır. Ayrıca uyku apnesi iş ve aile yaşamında problemlere ve depresyona yol açarak hayatı zorlaştıran bir faktör olabilir. İşte bu yüzden horlamayı uyku apnesinin bir uyarıcısı olarak düşünmek ve ciddiye almak gerekir. Unutmayın her horlayan kişi apne hastası olmayabilir ama her tıkayıcı uyku apne hastası mutlaka horlar.
Diyelim ki horluyoruz ve uyku apnesi problemimiz yok. Bu durumda ne yapabiliriz?
Kısaca özetleyecek olursak;
Eğer horluyorsanız, bu duruma önem verin. Olayın şiddetini belirleyin, kilo verin, sigarayı bırakın, bir KBB hekimine ayrıntılı muayene olun.
Eğer sizden istenirse uyku testi de dahil bütün testlerinizi yaptırın. Eğer bunları yaparsanız horlama ile ilgili probleminizin çözüldüğünü göreceksiniz.
Hepinize sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dilerim…
KBB, Baş ve Boyun Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen
https://www.instagram.com/drozanseymen/
Paylaş