Paylaş
Her şeyden önce ağız bakımımızı en iyi seviyede tutmak, sorunların önüne geçmek için alacağımız en önemli ve basit tedbir. Evden daha az çıktığımız için ihmal edilen ağız bakımı ve bozulan beslenme düzenimiz süreç uzadıkça problemlerimizi daha ileri seviyeye taşır. Sabah ve akşam ağız bakımına yeterli süre ayırmaya, şekerli gıdaları sık tüketmemeye her zamankinden fazla özen göstermeliyiz.
Biz bugünlerde kliniklerde, ertelendiği için ileri aşamaya gelmiş sorunlarla, ilerlemiş enfeksiyonlarla, olmadık zamanda kişiyi çaresiz bırakan aşırı ağrı ve diş kırıklarıyla sık karşılaşıyoruz. Sık yaşadığımız yasaklar sırasında bize ulaşan çok sayıda acil, çare arayan vaka ile karşılaştık. Hatta korona hastalarının diş ağrısından çaresiz kalıp bizleri aradığı durumlarla karşılaşıyoruz.
Diş hastalıkları bekledikçe daha kötüye gider ve kendi kendine iyileşmez, acil ve çaresiz bir durum yaşamamak için tedbirli olmamız gerekiyor çünkü eskisi gibi acil bir durumda istediğimiz her an istediğimiz diş hekimine ulaşamayabiliriz.
Düzenli diş doktoruna gidiyorsak, bu dönemde de mutlaka doktorumuzla telefonla veya online irtibat halinde olmamız yaşayacağımız sıkıntılı bir süreci önleyebilir; yani yarım kalmış tedavimiz varsa veya problemli olduğunu düşündüğümüz dişimiz varsa mutlaka bizi takip eden doktorumuzla irtibata geçerek süreci yönetmeliyiz.
Zaman zaman diş ağrılarımız bizi yokluyorsa ne yapabiliriz, ne zaman ve nasıl müdahale etmeliyiz?
Eğer dişimizde sıcak, soğuk ağrıları varsa ve giderek yoğunlaşıyorsa, süresi giderek uzuyorsa, zaman zaman ağrı kesici almak zorunda kalıyorsak, özellikle ısı artışıyla oluşan ağrı yoğunlaşıyorsa kısa süre sonra acil bir diş ağrısıyla karşılaşabileceğimiz anlamına gelir.
Eğer dişimizde sıcakta oluşan ağrımız soğuk su alınca rahatlıyorsa beklemeden hemen doktor müdahalesi gereklidir, yoksa ağrı ansızın dayanılmaz boyuta gelip koşarak ilk bulduğumuz yere gitmek zorunda kalabiliriz.
Eğer dişimiz kısa süre aralıklarla şişiyorsa ve antibiyotik kullanarak baskılamak zorunda kalıyorsak bu ertelememiz gereken bir durumdur, diş apsesi doktor müdahalesi olmadan geçmeyen bir hastalıktır. Gereksiz antibiyotik kullanımı, zararlı olmasının dışında bir virüs salgını sırasında da istenmeyen bir durumdur.
Eğer dişimiz hareketlerimize bağlı olarak nabız atması şeklinde sinyal veriyorsa bu da geri dönüşü olmayan bir diş problemi yaşayacağımız anlamına gelir ve müdahale edilmesi gereklidir.
Bu belirtilerin ertelenmesi bizi ansızın acil ve aşırı ağrılı zor durumda bırakabilir o yüzden ertelemeden bir doktorla irtibata geçip çözüm bulunması gereklidir.
Bu süreçte herkesin birlikte iyileşebilmesi için mümkün olduğu kadar az kişi ile irtibata geçmek, sosyal ilişkilere ara vermek, mümkün olduğu kadar evde kalmak zorundayız; ama süreç uzadıkça karşılaşabileceğimiz sıkıntıları farkında olup bu durumu da yönetmemiz gereklidir. Bir diş kliniğine gitmek durumundaysak bunu da bilinçli olarak yönetmemiz gerekir. Tanımadığımız bir virüsle karşı karşıyayız ama bu karşılaştığımız ilk virüs değil.
Diş hekimleri eğitim ve çalışma hayatları boyunca enfeksiyona ve bulaşıcı hastalıklara karşı eğitimli ve donanımlıdır. Hepatit B, C, HIV, gibi birçok hastalığın bulaşma riskini sıfıra indirecek önlemler tıbbi mekanlarda alınır. Tıbbi ortamlarda birkaç aşamalı sterilizasyon sistemleri uygulanır ve kullanılan her malzeme ya tek kullanımlıktır veya özel aşamalardan geçerek tüm enfeksiyonlara karşı güvenli hale getirilir.
Korona virüsünde yaşadığımız zorluk, virüsün hava yolu ile bulaşmasıdır. Bu hangi ortama girersek girelim risk oluşturur fakat tedbir alarak riski en aza indirebiliriz.
Bir tedaviye giderken, takside, asansörde, tuvaletlerde maskemizi kesinlikle çıkartmamalıyız. Ellerimizi mutlaka çok iyi dezenfekte etmeliyiz. Randevulara tam saatinde gitmek, fazla refakatçi götürmemek bekleme alanının sağlıklı olması için önemlidir. Başka ortamlarda olduğu gibi diş kliniklerinde de ortamın çok iyi havalandırılması gerekir. Hasta ağzında çalışırken suyla birlikte çıkan artıklar için çok iyi bir aspirasyon sistemi olmalıdır. Maskemizi çıkarttıktan sonra ellerimizi ağzımıza, burnumuza sürmemeliyiz.
Eğer riskli guruptaysak, seyahatten gelmişsek, temaslı isek, hastalık belirtileri gösteriyorsak mutlaka evde takip olmalı veya test yaptırmalıyız, doktoru ve çevremizi uyarmalıyız.
Unutmayalım herkes iyi olursa iyi olabileceğimiz bir süreç yaşıyoruz ve kendimizi de başkalarını da korumakla yükümlüyüz. Herkese sevgiler.
Paylaş