Paylaş
10 senedir ara vermeden antrenman yapıyorum, en son spor yapmadığım bir dönemde kaç yaşındaydım hatırlamıyorum bile… Gelin görün ki, bir sabah uyanıyoruz başımıza COVID-19 denen ne idüğü belirsiz bir şey geliyor. Uzmanlar birbirine soruyor, dünya ayaklanıyor. Her yer kapalı…
E ne oldu spor salonları? İlk zamanlar, “Bir daha hiç gidebilecek miyim acaba?” diye düşünüyordum. En büyük önceliğim sağlığım sonuçta, ben nereye nasıl güvenebilirim ki hijyen konusunda? Hiç umudum yoktu, spor devri de mi kapanıyordu?
Evde kendi kendime yapmaya başladım… Bir şey eksikti… Motivasyon! Bir canlılık gerekiyordu, çeşitlilik gerekiyordu. Snap Fitness ile tanıştım! Sitelerine girdim ve evde spor yapabilmem için sanal kütüphanelerine erişmeye adımı verdim. Anında geri dönüş yaptılar. HIIT (yüksek yoğunluklu antrenman) yapan biri olarak arşivlerinden tekrar tekrar HIIT yaptım. Çeşitlilik katmak için de diğer antrenmanlara göz attım, her seviyeye uygun, çeşit çeşit antrenman buldum. 90 gün ücretsiz antrenman yaptım!
Benim ihtiyacıma yönelikti. 'Benim' ihtiyacım. Niye 'ben'i vurguluyorum? Çünkü hayatın her alanında bir sürünün parçası olduk; herkes aynı trendi takip ediyor, aynı besleniyor, aynı giyiniyor, aynı dekore ediyor, aynı sporu yapıyor… 'Benliğimizi' bulduğumuz az platform kaldı. Snap Fitness'ta bunu gördüm. Snap Fitness'ta segmentasyon var, kişi kendini 'özel' hissediyor.
Her psikolojik yazımda belirtirim; “senin doğrun sende, senin dengen sende”. Kendimi, benliğimi özel hissettim… Bir sürünün parçası değilmişim, özel ve özenli hizmetten yararlandığımın bilincinde olarak güvenerek spor yaptım. Karantina bitince de bu yeri capcanlı görmek istedim, Snap Fitness Gayrettepe’ye gittim.
Gittiğim gibi sıcacık karşılanmam bir oldu. İstanbul’un merkezi olan Gayrettepe’de, yeri olağanüstü, ulaşımı kolay. İçeri girdiğim an her köşede el dezenfektanı olması, fotoğraflarını çektiğim gibi aletlerin üstünde sosyal mesafe kuralına uymamız gerektiği yazması ve aletlerin ona göre hizalanması günümüz şartlarına en iyi şekilde adapte olduklarını gösteriyor. Kalabalıktan kaçtığımız bu dönemde, içeride az sayıda insan olması büyük avantaj! Yeni normallerini en iyi şekilde bulmuşlar…
Saat konusuna gelecek olursam eğer; benim gibi oldukça yoğun bir iş hayatı temposu olanlar, isterlerse sabah gün doğar doğmaz, isterlerse gece yarısı bile gidebilir çünkü 6-12 arası açık. Bu bana en çok cazip gelen özelliklerinden oldu Snap Fitness’ın. İşten çıkınca artık koştur koştur spor salonuna yetişmeme gerek kalmadı!
Spor aletlerinin kalitesi bakımından ise, çok gelişmiş. Henüz Türkiye’ye yeni gelmiş aletlerden, MyZone teknolojisi ile giyilebilir teknoloji sunuyor. Bu şekilde nabzınızı en doğru şekilde ölçmüş oluyorsunuz ve özellikle kardiyovasküler antrenmanlarınızda ne kadar yağ yaktığınızı takip edebiliyorsunuz. Spor salonunda yer alan ekranda vücut ağırlığınızla yapabileceğiniz egzersizleri yönergeleriyle sunuyorlar, en temel hareketleri en doğru şekilde yapmak için harika bir görsel kaynak.
Spor ve sağlıklı yaşamın en önemli noktalarından biri 'sürdürülebilirlik'. Sürdürülebilir bir alışkanlık kazanmak ve kazandırmak için çok ideal bir yer olan Snap Fitness, sporu sevdirtmekle kalmıyor, her daim motive etmeye devam ediyor! Aylık challengelar düzenliyor; ağustos ayının challenge’ı 'plank challenge' idi ve en uzun plank yapana 1 aylık üyelik hediye ettiler! İçsel motivasyonu sürdürülebilir bir şekilde kazandırmak ve üyeler arasında bir sosyal aktivite yaşatmak için mükemmel bir organizasyon.
Türkiye’de iki şubesi olan ve büyümeyi hedef alan Snap Fitness’ın, internet sitesini ziyaret edince de görebileceğiniz gibi blog yazıları bütünsel sağlığı ele almış. Dünyanın dört bir yanındaki 30'a yakın ülkede, egzersiz ile sağlıklı yaşam hedefleyenlerin seçimi olan Snap Fitness, Business Insider'ın seçtiği, dünyanın en iyi evde antrenmanları listesinde yer alıyor!
Snap Fitness benim kendime ait 'yeni normalimde' hem evde hem spor salonunda yerini baş köşede aldı, ya sizin?
Sponsorlu içerik
Paylaş