Paylaş
Doğal afetlerin psikolojik etkileri küçümsenemez. Can ve mal etkilenmelerinin yanında psikolojimizin farkında olalım. Hayatın bu gerçeklerine hazırlıklı olup, bilincinde olalım. Duygularımızı tanıyalım ve açık olalım.
Deprem gibi yaşamı tehdit eden bu olayların karşısında insan beyni iki tür tepki verir: Bunlardan ilki tehlike olayının değerlendirmesini yapmak diğer ikincisi ise tehditten korunmaktır.
“Savaş ya da kaç” dürtüsü, tehditten korunmak için beynin ilk başvurduğu basamaktır. Beynin aldığı bu tehdit, bedenimizde fizyolojik etkiler bırakır. Bunlardan bazıları hızlanan kalp atımı ve soluk alıp verme hızının artması, kas gerginliği, endişe, korku, şok içinde olanlara inanamama hali, uyuşma hissi, terleme, titreme ve migren ataklarının tetiklenmesi olabilir. Olay geçtikten sonra ortaya çıkabilecek psikolojik reaksiyonlar arasında ise konfüzyon (kafa karışıklığı), korku, keder, öfke gibi güçlü zihinsel ve duygusal durumlara rastlanabilir. Uzun sürebilecek uykusuzluk ve odaklanma sorunları da ortaya çıkabilir, rüyalar etkilenebilir ve olay anını birden fazla kez akılda canlandırma meydana gelebilir.
Çoğu insan bir kaç hafta içerisinde yeni duruma alışıp zorluklarla başa çıkarken, kimisi sıkıntılı süreci aylar ve bazen yıllar boyu atlatamazlar. Bu duruma, “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” (TSSB) denir.
Yapılan araştırmalara göre, depremden sonra yüksek düzeyde TSSB geçiren kişilerin beyinlerinin, deprem öncesi yapılan görüntülemelerinde, anterior cingulate cortex (singulat korteksin ön kısmı) bölgesinin, normalden daha küçük olduğunu saptanmıştır. Anterior cingulate cortex (24, 32, 33 Broadmann alanları) duyguları monitorize etmek ve kontrol altında tutmaktan sorumludur. Dolayısıyla yapılan araştırmalara göre bazı insanlarda beyin yapısının, TSSB için daha uygun zemin oluşturma potansiyeli taşıdığı öngörülebileceği kanısı vardır.
TSSB’yi minimal seviyeye indirmek ve kontrol altına almak adına deprem gibi bir afetin ardından ilk yapılacak psikolojik yardımda kişiye, yaşadıklarını ve duygularını rahatça belirtme olanağı vermek, zihinsel ve bedensel rahatlama ve dinlenmeye olanak sağlamak, ulaşabildiği yakınlarının yardımını istemesi için (baskı kesinlikle kurmadan) cesaretlendirmek, travmanın yaratabileceği duygusal sorunlar konusunda aydınlatıcı bilgiler sunmak önemlidir.
Travmadan hemen sonra çok konsantrasyon ve dikkat gerektiren aktivitelerden uzak kalmak potansiyel risk faktörlerinden kaçmak adına güvenli olacaktır. Buna uzun araba yolculukları (araç kullanımı), yemek pişirmek, çok ağır spor yapmak gibi fiziksel aktiviteler dahil edilebilir.
Gerektiği durumda destek almak adına doktorlar, psikiyatristler, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları, başvurulabilecek profesyonellerdir. Konuşmak ve destek almak için kesinlikle bekletilmesi gerekmez. Her TSBB farklı seviyededir, açık olmak iyi olacaktır. Tedavinin amacı kişiye, stresle ve söz konusu olduğu takdirde matemle başa çıkma becerilerini kazandırmak olmalıdır.
Ülkemize, İzmir’e, hepimize geçmiş olsun,
Geçmiş bitmiş olsun.
Paylaş