Paylaş
Trafik, bir ülkenin medeniyet ölçüsünü gösteren en önemli kriterlerden biri… Aynı zamanda insan kalitesini de belirliyor. Bir şehir trafiğinde ne kadar ‘Korna’ sesi varsa o kadar medeniyetsizlik vardır.
Olayı psikolojik boyuttan tahlil edersek; trafik esnasında bir araç olsun öne geçmeye çalışanlar, diğerlerinin önüne geçmek için şerit değiştirenler, kısacası yol gaspı yapan kimseler; eline fırsat geçtiğinde her türlü yolsuzluğu yapabilecek potansiyele sahip kişilerdir.
Aynı şekilde trafikten sorumlu herhangi bir idareci ya da mülk-i amir, resmi görev dışında mevcut konumunu trafikte avantaj sağlamak için de kullanıyorsa, mesela geçmemesi gereken emniyet şeridini kullanıyorsa; o kişi de makamını her türlü kişisel çıkar için kullanabilecek potansiyele sahip demektir.
Hatalı sürücülerin karakter analizleri
Seyir esnasında, önündeki aracı geçmek için mazeretsiz olarak sollama yerine sağdan geçen sürücüler; hayatlarının diğer dönemlerinde de muhtemelen kurallara uymayan, sabırsız-aceleci kişilerdir. Bu bireyler fırsatçı tavırları ile hem kendilerine imtiyaz sunarken, hem de kuralları dikkate almayan tarzları ile toplum normlarını da çoğu kez zorlarlar. Ayrıca hayatlarının her döneminde hata yapma potansiyelleri ortalamanın üzerindedir. Bu yüzden özellikle finansal konularda aceleci ve düşüncesiz atılımları nedeniyle iş pozisyonları için de her zaman risk oluşturmaya adaydırlar. Diğer taraftan trafikte korna çalmamasına rağmen sürekli üst üste selektörle tepkilerini dile getirenler de ise pasif agresif kişilik örgütlenmesi söz konusu olabilir. Ayrıca bu kişiler, birçok sürücü hatasına göz yumarken hiç olmadık bir yanlışta aşırı ve abartılı tepki verebilirler. Bir de koltuğunun altında daima levye ya da sopa gibi kavga anında avantaj oluşturacak alet taşıyanlar var. Bunlar ise kendilerini güvende hissetmeyen ve normalden daha fazla tehdit algılayan kişilerdir. Ayrıca sosyopat olma ihtimalleri de vardır. Ne olur ne olmaz diye aracında silah bulunduranlar da böyledir. Araçlarında yüksek sesle müzik dinleyenler için de gençlik heyecanını bir kenara bırakırsak, bu kişiler ilgi çekmek isteyen, kendi varoluşları için başka bir etkene ihtiyaç duyan, toplumda yer edinememiş, takdir görmemiş bireylerdir. Sürekli kırmızı ışıkta geçmeyi adet edinmiş kişiler de kurallara aldırış etmeyen, normal hayatında da toplumsal aidiyetleri olmayan, rastgele yaşayan ve güvenirliği çoğunlukla sorgulanan pozisyondadır.
Bazı sürücülerde ‘Aşağılık kompleksi’ mi var?
Baştan sunu söylemeliyim ki; İstanbul trafiği; bazı anti sosyal kişilik bozukluğu ya da psikopatik eğilimlere sahip kişiler için tam bir potansiyel zemin oluşturmaktadır. Hak hukuk dinlemeden, başkalarının yol haklarını hiçe sayarak sanki dünyanın merkeziymiş gibi araç kullanan kişilerin benlik anlayışlarında sorun vardır. Mesela ‘Aşağılık kompleksi’ olan kişiler, trafikte kurallara uymadıkları zaman kendilerini kurallara uyan kişilerden daha üstün görürler. Başka bir sürücü tarafından geçilmeyi, özbenliklerine yapılan bir saldırı ya da saygısızlık olarak düşünürler. Yaptıkları çılgınca sollamalar, ‘Varoluşlarını araç kullanarak göstermeleri’ şeklinde izah edilebilir. Çünkü bu kişiler genelde kendilerini başarıları, kariyerleri ve gelişmişlikleri ile kanıtlayamamış bireylerdir.
En büyük stres nedenlerinden biri; Trafik
Maalesef trafik, ülkemizde özellikle İstanbul gibi metropollerimizde en büyük stres oluşturan etkenlerden biri durumundadır. Nitekim sıkışık trafikte bir araba daha öne geçebilmek için diğer sürücüleri sıkıştıranlar, makaslama yaparak seyredenler, özellikle otobanda giderken neredeyse arka tampona kadar yaklaşanlar ve en önemlisi sıkışık trafikte sanki kendileri uyanık, diğer kişiler aptalmış gibi emniyet şeridinde seyredenler, önü kapalı olduğu halde, sağdan gelip öne geçmeye çalışanlar başlıca trafik stresi oluşturan unsurlardır.
Siz yoğun trafikte milim milim giderken, birinin emniyet şeridinden hızla geçip gittiğini düşünsenize!
Ayrıca kendi şeridinde gitmeyen araçlar, sürekli sol sinyali yanıp sönen ve sürekli şerit değiştiren minibüsler, yol ortasında trafiğin durmasına aldırmadan yolcu indirip bindiren minibüsler, otobüsler, trafik ışıklarını yok sayan yayalar ve araçlar, uygunsuz yer ve zamanda yapılan yol çalışmaları, trafiğin en yoğun olduğu saatlerde yollara çıkarak trafiği felç eden çöp arabaları, duraklarında yolcu indirmeyen otobüsler-minibüsler de stres nedeni olmaktadır.
Nedir bu telaş ve acelecilik?
Bir düşünürün epeydir aklımdan çıkmayan yüksek tempoda çalışması gerekenlere bir tavsiyesi vardı; ‘Yavaşça aceleci ol’
Trafikte sanki can havliyle acil bir yere yetişecekmiş gibi araç kullananlara hayret ediyorum. Resmen ambulanslarla yarışıyoruz. Halbuki ne kadar hızlı yaşarsanız zamanı o kadar hızlı tüketirsiniz. Tabi ki burada zamanın hatalı kullanılmasının da payı vardır. Yarım saatlik bir yolu, her ihtimale karşı 10 dakika opsiyonlu olarak 40 dakika olarak planlamak yerine, ‘Boş ver biraz hızlı giderim’ şeklindeki hatalı bir düşünce yaklaşımıyla 20 dakikaya sığdırmak, hem stres oluşturan hem de trafikte gereğinden fazla acelecilik ile hata yapılmasına neden olan bir durumdur.
Trafikle alakalı eğitici kamu spotlarına ihtiyaç var.
Sadece trafikle alakalı değil, eksik olduğumuz her konuda kısa süreli eğitici kamu spotu videoları hazırlanmasını öneriyorum. Bu aynı zamanda devletin insanlara farkındalık oluşturma sorumluluğudur. Yetkililer bu konuda özel bir birim oluşturup, çekilen kısa süreli video görüntüleri en çok izlenen televizyon programlarının aralarına yerleştirilmelidir. Sadece yetkililer değil, belediyeler de elini taşın altına koymalıdır. Örneğin, özellikle boş kalan reklam almayan billboardlara böyle eğitici mesaj içeren konular yerleştirilebilir. Böylece tüm toplumda özel bir farkındalık oluşturan olumlu doğru davranış tarzları geliştirilebilir.
Netice itibariyle iyi bir trafik kültürü edinmemiz için sadece cezalara ve yaptırımlara ihtiyaç duymamalıyız. Trafikteki duruşumuz aynı zamanda bizim eğitim ve olgunluk düzeyimiz ve kişilik yapımızın da bir aynasıdır. Sürüş esnasında diğer kişi ve kişilerin haklarına saygılı olmak, trafik harici zamanlarda da aynı davranış modelini izleyeceğimizin bir işaretidir. Diğer bir ifade ile trafikteki davranış tarzlarımız, hayatımızın diğer tüm zamanlarında ki davranışlarımızın bir özeti gibidir.
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz
Paylaş