Tavsiye Vermesi Benden, Değerlendirmesi Sizden!

İnsan Tasarımı (Human Design) Sistemi açısından bakıldığında hepimiz birbirimiz için “dış otorite” olma özelliği taşıyoruz. Bu demek oluyor ki her birimiz deneyimlerimizi ve bilgilerimizi bir diğeri ile paylaşarak yol gösterebilme, karşılıklı soru-cevap süreci ile çözüm üretebilme özelliği taşıyoruz.

Haberin Devamı

Bu özelliğimizi en etkili şekilde, bizden yardım istendiğinde, gösterdiğimiz yoldan gidip gitmeme seçeneğinin her zaman karşı tarafa ait olduğunu bildiğimizde ve karşımızdaki kişi için doğru olanın sadece o kişinin sistemi tarafından bilinebileceği gerçeğini kabul ettiğimizde kullanabiliyoruz.

Oysa biz çoğu zaman karşımızdakiler için doğru olanın ne olduğunu, ne yapmaları gerektiğini en iyi, yeri geldiğinde onlardan bile iyi bizim bildiğimizi düşünüyoruz. Dolayısı ile ister bize sorulsun ister sorulmasın özellikle ne yapmaları gerektiğine dair önerilerimizi onlarla paylaşmadan edemiyoruz. Eğer tavsiyelerimiz dinlemezse bozuluyor, kızıyor; hata yaptıklarına inandığımız için de ısrarcı, dayatıcı bir tutum sergileyebiliyoruz. Tüm bunlar tavsiyelerimizin dinlenecekse bile dinlenmemesine sebep olurken aynı zamanda ilişkilerde de gerginlikler yaşamamıza neden olabiliyor.

Haberin Devamı

Tavsiye verirken birkaç noktaya dikkat ederek yaşanabilecek problemlerin önüne geçiliyor:

*Fikrimin sorulup sorulmadığına, tavsiye istenip istenmediğine bakmak: Pek çok kez bize yardımımız, fikrimiz sorulmadığı halde akıl verir, tavsiyelerde bulunuruz. Bu anlarda ya tavsiyelerimiz dinlenmez ya da beklemediğimiz tepkilerle karşılaşırız. Bunun sebebi karşımızdaki kişinin tavsiye almaya hazır olmamasıdır. Eğer size fikrinizin sorulmasını beklerseniz tavsiyeleriniz daha çok dikkate alınacak, daha az gerginlik yaşanacaktır.

*Tavsiyelerimin mutlak doğru olmadığının farkında olmak: Kendi hayatlarımızda da fikirlerimize yüzde yüz doğruymuş gibi yaklaşıp diğer olasılıkları es geçme yanılgısına düşebiliriz. Fikirlerimiz, tavsiyelerimiz gerçekte olasılıklardan yalnızca biridir. Bu farkındalık dayatıcı tutum sergilememizin önüne geçer.

*Herkesin eşsiz olduğunu hatırlamak: Hepimiz birbirimizden parmak izlerimiz gibi farklıyız. Dolayısı ile bazen bizim için geçerli olan bir şey başkası için geçerli olmayabilir. Bu gerçeğin ışığında yol gösterdiğimizde başkalarının farklı seçimlerini anlayışla karşılamamız kolaylaşır.

*Söyleyiş tarzımızı kontrol etmek: Beden dilimiz, kullandığımız kelimeler iletişimimiz üzerinde önemli etkilere sahiptir. Tavsiye verirken bilmiş, karşı tarafı aşağı gören, keskin düşünce ve tavırlardan uzak durmalıyız. Buna özen gösterdiğimizde söylediklerimiz dirençle karşılaşmadan karşımızdaki kişi tarafından duyulur ve daha rahat anlaşılır.

*Karşımızdaki kişinin tavsiyeye uyma ya da uymama kararına saygı duymak: Karşımızdaki kişi için her ne kadar en doğrusunun verdiğimiz tavsiyeye uyması olduğunu düşünsek de kişi tavsiyeye uymamayı seçtiğinde buna saygı duymalıyız. Biz birilerine yol göstermek istiyor olabiliriz, iyiliğini düşünüyor olabiliriz ancak ısrarcı ve baskıcı bir şekilde fikirlerimizi dayatmamalıyız. Bir diğer şekilde tavsiyemize uyulmamasını kişisel algılayıp darılmamalı, karşıdaki kişi üzerinde duygusal baskı yaratmamalıyız.

Haberin Devamı

Tüm bunlara dikkat ettiğinizde bilgi ve deneyimlerimizi diğer kişilerle tam da olması gerektiği şekilde onların eşsizliklerine saygı duyarak paylaşabilir; bir yandan verdiğimiz tavsiyelerin dikkate alınmasını sağlarken diğer yandan enerjimizi boşa harcamaktan kurtulur, kişilerle yaşayabileceğimiz gereksiz gerginlikleri önlemiş oluruz.

Yazarın Tüm Yazıları