Paylaş
Elbette bağışıklığımızı artıralım. Önlem alalım. Hijyene, dezenfeksiyona bir kat daha önem verelim. Ama bu konuların nereden çıktığını da aklımızdan çıkarmayalım.
Şimdi gelelim korona gibi virüslerden korunmak için ne yapmamız gerektiğine:
A) Birincisi virüsten korunmak yani içeri girmelerine engel olmak
B) İkincisi bağışıklığı artırmak
Virüs vücuda nereden girer?
Burun, göz, ağız bunlar mukozalı kısımlar. Korunma yollarından en önemlisi bu bölgeleri temiz tutmak.
Bir diğer konu dezenfeksiyon. Dezenfeksiyon yöntemiyle dezenfekte edilecek maddede bulunan hastalık yapıcı ve zarar verici mikroorganizmalar hedef alınır.
Dezenfeksiyonu sağlamak için Dünya Sağlık Teşkilatı’nın (WHO) önerileri:
1. Eller 20 saniye sabunlu su ile yıkanmalıdır.
2. El dezenfektanlarının alkol oranı %60 olmalıdır.
3. Yüzey temizliğinde kullanılacak dezenfektanların alkol oranı %70 olmalıdır.
4. Evde dezenfektan su yapmak için 1 litre suya 4 çay kaşığı çamaşır suyu ya da klorak ilave derek temizlik yapın.
5. Hastaysanız ve bir hastayla temastaysanız maske takmanız yeterli. Maskeler yok sattı biliyorum. Ama hasta değilseniz boşuna o kadar para vermeye gerek yok.
6. Yaşlılar, kalp damar hastaları, şeker hastaları ve akciğer hastaları Coronavirüs için risk grubundalar. Diyabetliler enfeksiyon ile şekerleri yükseliyor.
Buraya kadarki öneriler WHO’nun resmi sitesinden alınmıştır. Ancak eklemek isterim:
1. Elinizi dezenfekte ettikten sonra yüzümüze, ağzınıza götürmeyin.
2. Dışarıdan gelir gelmez hemen sabunlu suyla elleri dirseklere kadar yıkayın.
3. Tokalaşmayın, sarılmayın, öpüşmeyin.
Bağışıklığı her zaman artırcak önlemleri almamız gerekiyor:
-Bağışıklık için öncelikle iyi uyku uyuyun. Akşam 23.00-07.00 arası verimli uyku bağışıklığı arttırır.
-Düzenli fiziksel aktiviteyi evde yapmakta fayda var. Youtube’da Walking at Home kanalı size çok yardımcı olacaktır.
Stresi abartmayın. Öyle hikayeler dinledim ki… Evet çok nahoş bir durum ile karşı karşıyayız. Ancak stresi artırmadan önlem alıp bağışıklığımızı daha da fazla artıracağız.
-Mor sebze ve meyveleri, kırmızı sebze ve meyveleri ihmal etmeyin. Mor lahana, pancar, mor havuç gibi.
-Sosyal medya böyle zamanlarda toksik yük doluyor. Size tavsiyem sosyal medya kullanımını özellikle böyle kaos zamanlarında sınırlandırmanız. Misal ben Twitter’a özellikle çok kısıtlı bir zamanda giriyorum. Günde 10 dakika gibi.
-Evde bebek, çocuk, yaşlı kişi varsa bağışıklıkları daha da önemli hale geliyor.
-Şeker hastasıysanız, kalp ve damar hastasıysanız, akciğer hastasıysanız bağışıklığınıza daha da önem verin. Özellikle şeker hastalarının enfeksiyon ve virüs kaynaklı kan şekeri yükseklikleri yaşadığını unutmayalım.
-Probiyotikleri ihmal etmeyin. Yapabiliyorsanız kombuçay yapın, bol posalı renkli sebzeler tüketin (Yeşiller, morlar, kırmızılar)
-Bebeğini emzirenler emzirmeye devam etsin. Bebeği en çok koruyan gıda, anne sütüdür.
-Bu aşamada serbest radikalleri vücuttan uzak tutmakta fayda var. Çünkü bağışıklığı bozuyorlar. Kızartmalar, işlenmiş yiyecekler yemeyin.
-D vitamini eksikliğiniz varsa tamamlayın. Artık güneş kendini gösteriyor günde 20 dakika güneşlenin.
-Bol C vitaminini ihmal etmeyin. Limon, nar, taze tüm sebze ve meyveleri tüketin.
Umarız en kısa zamanda kötü haberlerin bitti, güzel günler göreceğiz. Ben umutluyum.
Paylaş